12.Bölüm

2K 106 243
                                    

Nisa dudaklarıma yönelirken kalbim hızlıca atmaya başlamıştı. Dudaklarımız birleştiğinde aklımdaki tüm her şey uçup gitmişti. Nisa dışında... Dudaklarımız ayrılırken gözlerinin içine baktım uzun uzun. Keşke onların içerisinde bir ömür hapsolsaydım... "Sana tapacak binlerce adam bulurum demiştim ya." "Eee?" "Hepsini siktir et Nisa. Şu gözler bir ömür bana baksın." "Ama beni affetmedin öyle mi?" Nisa'nın boynuna uzun bir öpücük bıraktım. "Kendimi kaybetmişim ben Nisa. Önce ruhunda beni bulmamız gerek." "Her şey zamanla diyorsun yani." "Alev alev yanıyorum, benimle yanar mısın diyorum." "Kesinlikle."

Dudaklarımız birleşirken Nisa'yı ilk defa öpüyormuş gibi heyecanlı, son defa öpüyormuş gibi tutkulu ama sanki kırılacakmış gibi narin öpüyordum. Nisa'nın sırtını duvara yasladığımda kollarımdan birini hemen yanına yerleştirmiştim. Nisa'nın eli ise o kolumun üzerinde geziniyordu. Diğer eli ise saçlarım arasında geziniyordu. Benim diğer elim ise onun yüzünü okşuyordu. Birbirimizden uzaklaşırken gözlerimizi ayırmıyorduk asla. "Nisa seni seviyorum yemin ederim hâlâ seviyorum seni. Ama affedemiyorum. Şurası var ya affetmiyor seni." Elini kalbime götürdüğünde yutkundu. "Bize biraz zaman tanı Nisa. Şu enkazı toparlamam gerek."

(Atlamak isteyen için devasa 3 nokta koydum. Ndjskak)

Beni başıyla onaylarken dudaklarıma yönelmişti yeniden. Hızlı bir hareketle onu kucağıma aldığımda dudaklarımızı ayırmıyorduk. Sanki bir bütün olmuşlardı artık. Yatak odasına geldiğimizde Nisa'yı öpmeye devam ediyordum. Kucağımdan inerken dudaklarımız da ayrılmıştı. Üzerimdeki tişörtten kurtulduğumuzda Nisa tehditkar bir şekilde bakıyordu bana. Üzerime doğru ilerlerken eliyle beni göğsümden yatağa doğru itiyordu. Her kelimesinden sonra eli göğsüme çarpıyordu.

"Bundan sonra yanında başka bir kadın görmek istemiyorum Barış. Defne'ymiş, Aycan'mış, Lale'ymiş fark etmez. Gözlerini oyarım. Yaparım bunu biliyorsun." Sonunda bacaklarım yatağı bulduğunda beni itmesiyle kendimi yatağa bıraktım. Üzerime doğru eğilirken onu hayranlıkla izliyordum. "Bundan sonra sadece Nisa." Gülümsedim. "Bana uyar." "Aksi bir seçenek sunmadım zaten sana." "Ha iyiymiş..." Boynuma bıraktığı tutkulu öpücükler kalp ritmimi arttırıyordu. "Umarım yeterince açıklayıcı olmuştur." Onu başımla onayladım. Üzerimde nefes kesici bir etkisi vardı.

O da halinden memnun bir şekilde gülümserken boynuma minik ısırıklar bırakıyordu. Kontrolü ele almak isteyip onunla yer değiştirdiğimde dudaklarımızı birleştirdim. Elleri vücudumda gezinirken onları tutup başının biraz üzerinde sabitlediğimde dudaklarından uzaklaştım. Dudaklarını büzüp bana bakarken belini yataktan uzaklaştırıp üzerindeki tişörtü çıkartmıştım. "Sadece Nisa... Bana bir ömür yeter." Başımı göğsüne gömdüm ve oraya minik bir kaç öpücük kondurdum. "Sadece Barış... Bana da bir ömür yeter sanırım." Boynuna bir ısırık bıraktığımda inledi. "Acıtıyorsun Barış ya..." "Sanırım diyerek hak ettin sen onu."

Dudaklarını boynuma yaklaştırıp konuştuğunda içim ürpermişti. "Özür dilerim tamam. Yetersin bir ömür. Oldu mu?" Dudaklarını dudaklarım arasına hapsettim. Onları yeniden serbest bıraktığımda ise gülümsedim. "Oldu." Yeniden boynuna yöneldiğimde başını geriye itip bana yer açmıştı. Elleri göğsümde ve sırtımda gezinirken ben de onun boynunda oyalanıyordum. Boynunda yeterince oyalandığımı düşünüp biraz daha aşağıya kaymıştım. "Barış..." adımı birinin ağzından duyduğum için kendimi balkondan fırlatmak istemem normal miydi?

"Söyle Barış'ın kıymetlisi." Ellerim ve dudaklarım bir saniye için bile bedeninden uzaklaşmıyordu. "Sana aşığım ve bunu sana daha sık söyleyeceğim." "Duyduğum en güzel melodi..." Dudaklarım tenindeki keşfine devam ederken Nisa'nın elleri de vücudumun belki de her noktasında dolanıyordu. Karnımda belirli bir bölgeye gelince hafifçe inledim. "Kavgada oldu değil mi burası? Morarmış baya." "Siktir et Nisa kavgayı." Kıkırdadığında ben de gülmüştüm. Aklımı başımdan alıyordu adeta.

Sil Gözünün Yalnızlıklarını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin