"Günaydın uykucu." Gözlerimi açtığımda beni izleyen kısık gözlerle gülümsedim. "Günaydın aşkım." "Bugün çok daha yakışıklısın ve seni çok seviyorum. Dünden daha da çok." Gülümsedim ve kollarımın arasına aldım Nisa'yı. "Teşekkür ederim de bir şey mi oldu acaba?" Beni başıyla onaylarken derin bir nefes aldım. "Ne gibi?" Elimi tutup sıkıca sarmıştı. "Dün gece uyumadan önce hayatımı düşündüm." Başını göğsüme yaslayıp elleri göğsümde gezinirken derin bir nefes almıştı. "Arkadaşlıklarımı, işimi, ailemi, önceliklerimi, hayal kırıklıklarımı... Ve ne fark ettim biliyor musun?"
"Ne fark ettin?" "Sensiz ben yapamazmışım. Yapamam yani saçmalık. Sen benim her şeyimsin iyi ki varsın." Dudaklarıma uzun bir öpücük kondurduğunda sıkıca sarıldım ona. "Sen de benim her şeyimsin. Tüm dünya bana sırtını dönse sen kollarını açsan ben koşa koşa gelirim sana." Yüzümü okşarken Nisa'ya baktım. İkimiz de derin bir nefes almıştık. "Sana bir şey olsaydı aklımı kaybederdim." "Aklını kaybetmene neden olsam kendimi asla affedemezdim." "Ben babamın dediği o kelimeyi... hak etmiyorum değil mi?" Başımı iki yana salladım ve sımsıkı sarıldım ona.
"Bembeyaz tertemiz bir sayfasın sen. Sil onları aklından. Lütfen." Ellerime uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Küçükken babalar gününden nefret ederdim. Herkes babasıyla yaptıklarını anlatırdı. Ben anlatamazdım." "O minik Nisa'ya kurban olurum ben." Alnını alnıma yaslarken gözlerime bakmıştı uzun uzun. "Buradan bakınca okyanusla ya da gökyüzüyle randevulaşmış gibi hissettiriyor." "Buradan bakınca da bir masalın içindeymişsin gibi..." "Masalın kahramanı sensin ama." Nisa saçlarımı okşarken derin bir nefes aldım. "Gerçek misin?"
"O nereden çıktı şimdi?" "Nisa... Ben senin beni seveceğine, geri döneceğine tüm bunlar olsa bile bu halde olacağımıza hiç inanmamıştım. Ama bu senin kalbinle ilgili değil. Ben kendimi yetersiz görüyordum." "Seni seviyorum. Gerçekten seviyorum." Bana sırtını dönerken ona sımsıkı sarıldım ve omzuna uzun bir öpücük kondurdum. "Kızdın mı?" Başını iki yana sallarken ağladığını görünce derin bir nefes aldım. "Özür dilerim. Aptalın tekiyim. Öyle demek istemedim. Gerçekten sana kötü bir şey demek istemedim sevgilim."
"Bana sıkıca sarılır mısın?" Yatakta oturur pozisyona geçip bana bakarken ben de oturup onu kucağıma aldım ve sıkıca sarıldım. Bacakları belimi sararken gülümsedim. "Seni seviyorum." "Ben de seni. Ağlama ama lütfen." "Senden sonra bana dokunmasına izin verdiğim herkesten nefret ediyorum. Senden öncesi tamam ama..." "Şşş... Ben de başkalarına dokundum ve ben de memnun değilim bu durumdan ama..." "Kendimi berbat hissediyorum. Bedenim kirliymiş gibi..." Saçlarını okşarken duraksayıp bedenine baktım.
O da benden biraz uzaklaşıp dikkatle bana bakarken derin bir nefes aldım ve üzerindeki tişörtü sıyırıp tenine baktım. Ellerim yavaşça tenine dokunduğunda gözlerimi kapatıp derin bir nefes almıştı. "Bedenin tertemiz." Sırtını yavaşça arkaya bırakırken gülümseyip üzerine eğildim. "Yaralısın dikkat et." "Umurumda değil... Böyle şeyler düşünme sen zaten benimsin. Ve sen istediğin sürece bu değişmeyecek. Ben bugündeyim sen de. Geçmişi unutalım." Dudakları dudaklarıma koşarken derin bir nefes aldım ve dudaklarımızı birleştirdim.
Birbirimizi uzun uzun öptükten sonra uzaklaşıp birbirimize baktık. Elleri omuzlarımdan itip yerlerimizi değiştirirken ben de ona teslim olmuştum. Tişörtümü çıkarıp atarken elleri de tenimi okşuyordu. "Bir anda nasıl geldik buralara?" "Sen nasılını bırak Nisa... Dokun bana." Gülümseyip boynuma eğilirken tenini okşayıp gülümsedim. "Seni seviyorum aşkım..." Benden uzaklaşıp gözlerime bakarken gülümsemişti. "Acıktım ben kahvaltı saatini kaçırmayalım." "Nisa seni ısırırım. Burada bırakıp gidemezsin."
"Ben bencil miyim Barış yaralı yaralı seni o hallere sokayım?" "Ama... Şuraya oturur ağlarım." "Tamam kahvaltı saatini kaçırma ama." "İki dakika gel öpeyim bari." "Yemezler..." Kalkıp üzerimi giyerken onu izlemeye başladım. "Bu da iyiymiş. Güzel fizik. Şu güzelliğe bak. Bir tanecik..." "Ah adam... Sana karşı koyamıyorum neden?" Gelip üzerime yattığında derin bir nefes aldım. Eğilip dudağıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Bir tanecik dedin. Şimdi giyin gidelim." "Gerek yok. Ben seni burada beklerken açlıktan öleceğim."
![](https://img.wattpad.com/cover/246918598-288-k828896.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Gözünün Yalnızlıklarını
Fanfic[TAMAMLANDI] Mikrofonu elime alırken onlarca insan bana bakmıştı. "Öncelikle kardeşime teşekkür ediyorum. Biliyorum hepiniz buraya eğlenmek için geldiniz. Ama sizinle içimdekileri anlatacak bir şarkıyı paylaşmak istiyorum. Merak etmeyin fazla vaktin...