38.Bölüm

1.3K 98 348
                                    

Eve geldiğimde Nisa'nın istediği gibi bir şeyler almıştım. Üzerimdeki gerginliği mümkün olduğunca atsam da tam olarak bu gerginlikten kurtulmuş değildim. Eve gelip kapıyı çaldığımda ise uzunca bir süre beklemiştim. Kapı açıldığında ise derin bir nefes aldım. "Ben yanlış mı geldim acaba? Ya da yolda öldüm ben cennetteyim." "Ya Barış saçmalama." "Nisa sen saçmalama, şuan karşımda harika bir şey duruyor." Nisa'yı baştan aşağı süzerken derin bir nefes aldım. Üzerinde fiziğine uyum sağlayan mini bir elbise vardı. Öyle abartılı bir dekoltesi olmasa bile aklımı başımdan almaya fazlasıyla yetmişti.

Hafif bir makyaj yapmıştı. Saçlarını ise kendinden emin duruşunu tamamlar şekilde bir at kuyruğu yapmıştı. Ama öyle güzeldi ki... "Baya sıcak oldu." "İçeri girmeyi düşünüyor musun Barış?" İçeri girerken Nisa'yı belinden tutup kendime çektiğimde gülümsemişti. "Bir yere mi gidiyorsun acaba Nis?" Yüzümü sararken derin bir nefes aldım. "Sana gelmişim işte, başka nereye gidebilirim?" Elimdeki poşetleri bırakırken yeniden ona baktım. "Baya iyisin yalnız. Sınırlarımı fena zorluyorsun." "Daha aklımdaki hiçbir şeyi yapmamıştım ben oysaki." Dudaklarımızı birleştirdiğimde Nisa'nın sırtı duvarla buluşmuştu.

Onu öperken aramızdaki mesafeyi daha da azaltmıştım. Israrla çalmaya başlayan telefonum bir süre sonra ayrılmamıza neden olmuştu. "Sıçayım ama telefonuna Barış, şurada Nisa'mızla vakit geçiremiyoruz." Nisa gülerken ekranda gördüğüm isimle ben de güldüm. "Dur tahmin edeyim ya Cemal ya da Berkan." "Berkan." Telefonu açarken Nisa'nın gitmemesi için belini sıkıca kavramıştım. Hoş onun da gitmeye pek niyeti yoktu zaten. "Kardeşim aşırı yanlış bir zamanda aradın, hiç ama hiç müsait değilim. Ben de sizi seviyorum görüşürüz." Berkan'ın bir şey demesine izin vermeden telefonu kapatmıştım. Nisa gülerken ona baktım. Telefonu sessize alıp rastgele bir yere bırakırken ona döndüm yeniden.

"Nerede kalmıştık acaba ya da baştan mı başlasak?" "Sana yemek hazırladım." "Bak sen... Neye borçluyum bunu?" "Hem içimden geldi hem de nişanımızı kutlayalım dedim." "Böyle olacağını bilsem her gün yeniden yeniden nişanlanırdım seninle." Kollarını boynuma dolayıp bana yaklaşırken derin bir nefes aldım. "Eğer evlenirsek neredeyse her günümüzün böyle olacağını az çok tahmin etmen gerekirdi bence." "Yıldırım nikahı... Bence en güzelinden." Nisa gülerken ben de güldüm. "Beyaz bir gömleğin vardı senin onu giysen ya." "Ha, anlaştık." Nisa'nın dudaklarında dilim gezinirken ondan uzaklaştım.

"Geliyorum o zaman giyip." "Gel tabii, giyip..." Odaya geçtim. Nisa'nın istediği gömleği giyerken aynada kendime bakıp saçlarımı da düzeltmiştim. Nisa'nın yanına gidecekken o da odaya geldiğinde gerilmiştim istemsizce. Beni süzerken yüzüne yayılan o memnun ifadeyi görene kadar sürmüştü bu tabii... "Şimdi o belindeki silahın nereden geldiğini öğrenebilir miyim?" "Önemli bir şey değil adam öldürmedim yani. Ama muhtemelen yarın bir karakola uğrar gelirim. Babamın arabaları biraz zarar görmüş olabilir." "Serseriye bak sen. Başını belaya sokmuş. Hoşuma gidiyor bu hallerin. Abartmadığın sürece tabii." "Sen ne güzel olmuşsun öyle bir bakayım ben yine."

Onu baştan aşağı süzerken derin bir nefes aldım. "Nefes kesici." "Bu gece eğleneceğiz bol bol anlaştık mı?" "Anlaştık tabii ki. Benim canıma minnet zaten." "Ama şöyle bir şey var ki yemeklerin hepsini ben hazırladım, tatlımız yok." "Tatlı yerine seni yerim ben de." "Barış..." "Şşş..." Beline doladığım elim onu kendime çekmemi sağlarken dudaklarına baktım. "Şuan ne yapmamı istersen yapacağım. O dudaklarından çıkacak her şey kabulüm." "Önce yemek yiyelim." "Anlaştık." "E hadi." "Ah tabii gitmemiz gerekiyor mutfağa." Nisa gülerken beni iteklemeye başlamıştı.

"Hadi birtanem bak yemeklerimizi bir an önce yiyelim artık." Mutfağa gelince gülümsedim. "Bunların hepsini harbiden sen mi yaptın?" "Yok Barış, Berkan geldi o hazırladı. Hatta birazdan Cemal gelip sana özel masaj yapacak." "Tamam ya kızma. Ben şaşırdım sadece. Sonuçta ilk defa birisi benim için böyle bir şey yapıyor." "Nasıl ilk defa? Senin gibi birisi için... Ciddi misin ya?" "Ciddiyim tabii niye ciddi olmayayım?" Nisa belimi sıkıca sararken yutkundum. "Özür dilerim bilseydim daha önce yapardım." Ona dönüp gözlerine baktım. "Bazı şeyler için birbirimize biraz geciktik galiba. Ama sonuç olarak bak buradayız, mutluyuz."

Sil Gözünün Yalnızlıklarını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin