24.Bölüm

1.5K 101 152
                                    

(***Rahatsız olanlar için bölüm üç noktadan başlıyor ***)

Aramızda mesafe yoktu desem yanılmam galiba. Barış'ın dudakları yeniden dudaklarımı sarmadan hemen önce beni kucağına almıştı. Büyük bir tutkuyla öpüyordum onu. Ayağa kalkarken önce dengesini sağlayıp sonra beni sıkıca sarmıştı. Dudaklarımızı inatla ayırmıyorduk. Bu da Barış'ın işini zorlaştırıyordu. Ama nihayet bir yerlere çarpmadan yatağa ulaşmıştık. Sırtım yatakla buluşurken Barış da benden uzaklaşıp tişörtünü çıkarmıştı bir çırpıda. O arada ben de yatakta hafifçe doğrulup tişörtümden kurtulmuştum. Üzerime doğru eğilirken derin nefesler alıyordum. Bu kadar heyecanlanmam normal değildi. Zar zor nefesler alırken bu karmaşa Barış'ın dudaklarının tenime dokunmasıyla beraber büyük bir yangına dönüşmüştü.

Tutku tüm vücudumu sararken kendimi çok acemi hisettim bir anda. Ne yapacağımı bilmiyordum sanki... Barış'ın omuzlarından itip yer değiştirmemizi sağladığımda ellerim teninde gezinmeye başlamıştı önce. Barış'ın yüzünde halinden oldukça memnun bir gülümseme vardı. Boynundan başlayıp tüm bedeninde dudaklarımı gezdirmeye başladığımda ise onun da nefesleri sıklaşmıştı. Onun üzerinde hakimiyet kurmayı seviyordum. Her dokunuşumda bedeninin kontrolünü ben alıyordum sanki. "Seni seviyorum." Fısıldar gibi çıkan sesime karşılık gülümseyip yerlerimizi değiştirmişti yeniden. Boynumdan başlayıp göğüslerime kadar öpücükler bırakmıştı. "Ben de seni seviyorum."

Barış kontrolü kendi eline almaya başladığında derin nefesler alıyordum. Ellerimi ensesine yerleştirdim o da buna karşılık derin bir iç çekmişti. Dilini boynumda hissettiğim anda yutkundum. Boynumda ona yer açarken ağzımdan kaçan bir kaç inlemeye engel olamamıştım. Barış'ın tenimde bıraktığı his tüm vücudumu yakarken derin nefesler alıp kendimi toparlamaya çalışıyordum. Kalbim heyecandan deli gibi atıyordu. Barış'ın eli bacaklarıma doğru kaymaya başlamıştı. Dudaklarımızı birleştirirken tenimi biraz olsun o yanma hissinden kurtarmaya çalışıyordum. Ama pek etkili olduğunu söyleyemezdim.

Barış'ın eli vücudumu gezerken benim ellerim de pek farklı değillerdi. Beni kollarıyla sarıp yerlerimizi değiştirdiğinde üzerimdeki şorttan da kurtulmuştuk. Dudağımı Barış'ın dudaklarından ayırdığımda derin bir kaç nefesin ardından Barış'ın bedenine bir kaç sulu öpücük bıraktım. Şuan bir zavallı gibi onun yapacağı dokunuşları bekliyordum. Bir anda tüm dengem şaşmıştı tabii. Neyse ki Barış arada kontrolü ele geçirme fırsatı tanıyordu bana. Yoksa heyecandan burada bayılabilirdim. Ellerim Barış'ın pantolonuna doğru ilerlerken Barış'ın tutup onları durdurmasıyla hüsrana uğramıştım.

Göğüslerimin üzerinde hissettiğim diliyle beraber inlemelerim de artmıştı. Ellerimi ondan kurtarmaya çalışıyordum. "Barış..." Barış ismini duyunca memnun bir sırıtışla beraber tenimdeki her hareketini hızlandırmıştı. "Barış." Barış üzerimde kurduğu hakimiyetten epey memnundu ve bu defa ipleri elime alamıyordum. O ne isterse onu yapıyorduk şuan tam olarak... Nihayet ellerimi ondan kurtardığımda ise hızlıca pantolonundan kurtuldum. Sonra Barış'ın boynu boyunca dilimi hareket ettirdim. "Sen benimsin Nisa." "Ben tamamen seninim Barış." Barış'ın yüzündeki gülümseme artarken elimi kavramıştı sıkıca.

Her acı çektiğimde aynı acıyı onun eline uyguluyordum. Barış'ı seviyordum. Ona aşıktım. Bu bana çok tuhaf geliyordu ve şuan biraz da sinirimi bozmuştu. Ben kimseye muhtaç değildim ama şuan tüm bedenim Barış'a muhtaç gibi davranıyordu. Barış'ın sesini duyunca ona odaklandım. "Beni sevdiğini söyle, buna ihtiyacım var." Derin bir nefes aldım. "Seni seviyorum." Ellerim sırtında gezinirken yeniden fısıldadım. "Sana aşığım." "Benim için deli oluyorsun." "Senin için deli oluyorum." "Ben de öyle Nisa." Nefeslerimiz iyice sıklaşırken bana bakmıştı uzun uzun. Ellerimizi ayırdığında sona yaklaşmakta olduğumuzu anladım. Ellerimi beline doğru sarıp ondan güç alıyordum.

Sil Gözünün Yalnızlıklarını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin