Sil Gözünün Yalnızlıklarını

86.Bölüm

"Dün giydiğin gömleği giy." Barış bana bakarken gülümsedim ve dudağımı ıslatıp ona baktım. "Kahvaltı hazırlarken mi?" "Belki spor yaparsın. Terlersin iyice tenine yapışır. Derin nefesler alırken saçların da birbirine karışmış olur. Sonra eşin seninle ilgilenir." Barış gelip yüzümü okşarken gülümsedim ve parmaklarına öpücükler bıraktım. "Fena plan değil. Ama ben sadece kahvaltı hazırlasam daha iyi gibi." "O zaman hiçbir şey giyme... En azından üzerine." "Peki madem..." Barış tişörtünü çıkarırken onu süzüp yutkundum. Bedeninde bıraktığım minik izlere dokunup öperken gülümsedim.

"Sen ne güzel bir adamsın." "Bak sen... Bu kadının dudaklarından ne güzel şeyler dökülüyor." Barış'a sarıldım ve tenine minik öpücükler bıraktım. "Seni çok seviyorum. Hatta aşığım. Dans mı etsek ya da gel yatağa.." Barış yanıma uzanınca dudaklarıma ilerleyecekken durdurmuştu beni. "Yeni iyileştin." "İyileştim ama..." Barış yatağa yayılırken tenini okşayıp derin bir nefes aldım. "İyi misin sen?" "Yorgun hissediyorum. Günlerdir. Neden bilmiyorum." Gözleri dolarken başımı iki yana salladım ve ona sıkıca sarıldım. "Biliyorsun... Sorun ne söyle bana." "Onunla karşılaştık. Canımı sıktı işte... Boş boş konuştu."

"O? Arkadaşın..." Barış beni onaylarken gergince bir nefes aldım ve biraz doğrulup ona temasımı kestim. İkimiz de sessizdik. Ne yapmam gerekiyordu? Ağlasam çözüm değildi. Konuşsam ne diyebilirdim ki... Onu öpsem önemsemiyor gibi gözükürdü. Gergince ellerimle oynarken ona baktığımda o da yüzüğüyle oynuyordu. Çıkarmak ister gibi değil, aksine derisine işlesin istermiş gibi... Derin sessizliği bozan o olduğunda başımı yavaşça kaldırıp ona baktım. "Sizi tanıştıran bendim öyle değil mi?" Gözyaşlarım yavaşça süzülürken yutkundum. Bana bakmıyordu bile.

"Öyle..." Barış burukça gülümserken derin nefesler aldım. "Onu sevmedim. Ben senin dışında kimseyi sevemedim... Sevemem..." "Sevginden şüphe etmiyorum. Sadece berbat hissettiriyor." "Ben senin arkadaşın olduğunu bilmiyordum." "Sizi tanıştırmıştım! Az önce kabul ettin." Barış gözlerime bakarken yutkundum. Uzun bir süre öyle kaldığımızda bana sarılmıştı. "Özür dilerim. Sana bağırdığım için özür dilerim... Canım yanıyor Nisa. Her şeye kulaklarını tıkamak çok zor..." Barış'ın saçlarını okşarken derin bir nefes aldım ve gözyaşlarımı serbest bıraktım. Güçlü durmak da öyleydi...

"Bu bizi ayırmaz değil mi?" "Sensiz nasıl yaşarım ki ben? Sadece yoruldum tamam mı? Ve bu yorgunluğun sebebi sen ya da geçmişin değil." "Ne peki?" "Senin hakkında kimsenin kötü konuşmasına dayanamıyorum. Umursamıyorum diyorsun ama canın yanıyor ben hissediyorum." Onu onaylarken tenine minik öpücükler bıraktım. "Umursamıyordum ama artık ben de duymaktan çok yoruldum. Sürekli sevgini hak edip etmediğimi sorguluyorum." "Ediyorsun. Hatta çok çok daha fazlasını hak ediyorsun. Seni çok seviyorum. Çok..." Yanağıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim burukça...

Benden biraz uzaklaşıp üzerini giyerken ona baktım. "Biraz hava almak istiyorum. Sen de üzme kendini." Onu onaylarken gözyaşlarımı sildim yerini yenileri asla bile... Üzerini değiştirip yanıma oturmuş ve gözyaşlarımı silmişti. Elimi tutup uzun bir öpücük kondurduğunda ona baktım. "Geçmişi değiştiremeyiz. Sana geçmişin yüzünden kırgın olmayacağım. Sadece kendimi toparlayıp kollarına döneceğim. Çünkü seni üzmek istemiyorum." Onu onaylarken yanağıma uzun bir öpücük daha kondurmuştu. Giderken gergince bir nefes aldım ve peşinden gidip kapıda onu durdurdum.

"Sensizdim ve seni özlüyordum. Çok içmiştim o geldi sonra... O geldi ve ben onun omzunda senin için ağladım." Ben ağlarken Barış da konuşacak olduğunda parmağımı dudağının üzerine yerleştirdim. "Sus lütfen dinle... Tüm gece beraber dertleştik. Sana geri dönmek istedim ama o senin beni unutacağını ve asla affetmeyeceğini söyledi." "Nisa..." "Lütfen dinle. Ben de seni unutmak istediğimi söyledim. O da istersem seni unutabileceğimi söyledi. Sabaha kadar içtik. Sonra beni öptü. Başta kendimi geri çektim. Ama sonra seni unutmanın yolunun bir başkası olduğunu düşündüm... Her tende seni unutmaya çabaladım. Olmadı."