Nisa'da kalıyordum ama aramız böyle soğukken ona dokunmak istemiyordum. O yüzden ben koltukta o ise yatakta uyumuştu. Tabii uyandığımda o yine kollarım arasındaydı o ayrı mesele. Derin bir nefes aldım ve saçlarını okşamaya başladım. Hâlâ uyuyordu, uyurken çok daha masumdu. Bana ne yapıyordu bilmiyorum. Onun yanında nasıl davranmalıydım bilmiyorum. Tek bildiğim onu deli gibi sevdiğim ve ona zarar vermeyi hiç istemezken varlığımla bile ona zarar verdiğimdi...
Hafifçe kıpırdanmaya başladı önce. Sonra hareketleri giderek hızlanırken terlemeye başlamıştı. "Nisa..." İsmini bir kaç defa mırıldansam da bir etki etmemişti. Ses tonum yükselirken onu dürtüp uyandırmaya çalışıyordum. Ama asla etki etmiyordu. Giderek daha çok terlerken korkuyordum. Bir kaç kez ismimi mırıldandıktan sonra nihayet dokunuşlarım etki etmiş gözlerini açmıştı. Önce ona dokunan birinin varlığıyla irkilse de ben olduğumu fark edince sıkıca sarıldı bana. Yavaşça doğrulup daha sıkı sardım onu.
"Ben yanındayım." Sesimi duyunca boynumdaki kolları sıkılaşmıştı. Boynuma bir sürü öpücük kondururken belindeki elim olduğu yeri okşuyordu. "Nisa'm." "Sa-sana bi... bir şey oldu sandım." "Şşş. Ben iyiyim, yanındayım." Nisa yeniden hüngür hüngür ağlarken saçlarına öpücükler bıraktım. Biraz daha sakinleştikten sonra yüzümü avuçları içine alıp kızarmış gözleri ile gözlerimin tam içine bakmıştı. "Korkma Nisa'm, kabustu sadece." "Gitme olur mu? Ben senin için rezil bir insan oldum. Sen kal ve gitme olur mu?" "Söz veriyorum ki senin canını acıtıp asla gitmem."
Dudaklarıma yöneldiğinde ben de karşılık vermeye başlamıştım. Birbirimizi öylesine tutkuyla öpüyorduk ki... Vücudumun hızla alev alışını hissedebiliyordum. Benden uzaklaşacakken onu kendime çekip yeniden sardım dudaklarını. Nefeslerimiz tükenirken ayrılsak da boynuna öpücükler bırakarak teması hiç kesmiyordum. Yüzümü okşarken gülümsedim. Yeniden bir öpücük kondurmuştu dudaklarıma. Gözlerimi kapatıp derin bir iç çektim. "Sana bir şey olmasın Barış." Nisa'nın sesiyle gülümsedim. Yanağına büyük bir öpücük kondurdum. "Bana bir şey olmayacak."
"Gitmek istiyor musun şuan evine?" "Şuan sana daha da yakın olmak istiyorum Nisa. Tüm bedenini sımsıkı sarmak istiyorum." Ellerim tişörtünden yavaşça içeri kayarken tenindeki sıcaklıkla kaşlarım çatıldı. Dudaklarımı alnına değdirip ateşine baktığımda ise hızlıca uyku modundan çıktım. "Nisa sen yanıyorsun birtanem." "Gerçekten birtanen miyim?" Bana tatlı tatlı bakarken üzerindeki tişörtü ve altındaki eşofmanı çıkardım. "Konumuz o değil şimdi Nisa." Nisa'yı kucağıma alırken banyoya ilerlemeye başlamıştım. "Ama öylesin ve şimdi bir duş alıp ateşini düşürüyoruz.
Banyoya gelince onu yere bırakıp suyu açtım. Çok halsizdi, ateşi de epey yüksekti. Ona bir şey olacak diye ödüm kopuyordu. Suyun ısısı istediğim seviyeye ulaştığında iki büklüm olmuş Nisa'yı belinden kavrayıp suyun altına koydum. Vücudu ürperirken çıkmak için uğraşsa da engel oldum. Beni sıkıca sarıp kurtulmaya çalışıyordu bu kez. Üzerimi hızlıca çıkarıp. Onunla beraber suyun altına girdiğimde onu suya hapsetmiş oldum. "Çok üşüyorum Barış." "Şşş." Gerçekten epey üşüyordu. Bedenimi ondan biraz uzaklaştırıp her zerresini ıslatmaya çalışıyordum.
...
Nisa'nın alnına öpücük bırakıp ateşine baktığımda derin bir nefes aldım. "Biraz düşüyor tanam mı? Ben seninleyim korkma..." Nisa'nın avuç içlerine bir kaç öpücük bıraktım "Hoşuma gidiyor." "Ne?" "Dedin ya güçlü taraf olmak hoşuna gidiyor değil mi diye... Hoşuma gidiyor." Nisa'ya bakıp yanaklarını okşadım. "Ama terk eden ya da terk edilen olmak istemiyorum." "Ben terk eden taraf olmayacağım." Nisa bana gülümserken eline bir öpücük daha kondurdum. "Nasıl hissediyorsun kendini?" "Yorgun ve çirkin." "Çirkin değilsin, çok güzelsin. Ve biraz dinlenip toparlayacaksın. Sana çorba da yapıyorum ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Gözünün Yalnızlıklarını
Fanfic[TAMAMLANDI] Mikrofonu elime alırken onlarca insan bana bakmıştı. "Öncelikle kardeşime teşekkür ediyorum. Biliyorum hepiniz buraya eğlenmek için geldiniz. Ama sizinle içimdekileri anlatacak bir şarkıyı paylaşmak istiyorum. Merak etmeyin fazla vaktin...