Sil Gözünün Yalnızlıklarını

95.Bölüm

"Fotoğrafımı çeker misin?" Nisa telefonunu uzatıp bana bakarken onu süzüp derin bir nefes aldım. Kırmızı ve mini bir elbise giymişti. Yaptığı o hafif makyaj beni alev alev yapmak için yeterince güzeldi. O ipek gibi yumuşak saçları... "Sevgilim?" "Çekerim... Çekerim tabii ben..." Beni onaylayıp gülerken ben de gülümsedim. Beraber dışarı çıkacaktık. Evde sıkılmıştık. Yani Nisa sıkılmıştı. Bsna farklı pozlar verirken nefesimin kesildiğini hissettim. Telefonu bırakıp bedenini sardığımda gülümseyip gözlerime bakmıştı. "Ama bitmemişti daha." "Maalesef küçük hanım... Bitti çünkü ben de bittim. Bu güzellik çok fazla..."

"Ama aşkım..." Tenine minik öpücükler bırakırken gülümsedim. "Benimle gel... Dışarıya çıkmayalım. Hem ben sana başka şeyler çekeceğim." Nisa gülerken ben boynuna minik öpücükler bırakıyordum. "Seninle sevişmeyi ben de isterdim ama... Ama biraz dışarıya çıkalım. Bunaldım." "Nis... Beni yakıp söndürmeden gidemezsin." "Allah Allah? Bak gidiyorum." Ofladığımda bana bakmıştı. "Sevgiline karşı mı geleceksin? Zaten yeni iyileşmiş..." "Ne var biliyor musun Nisa..? Benim de hiç dışarı çıkasım yok." Bana sorgular gibi bakarken derin bir nefes aldım. "Ama senin için geliyorum." "Barış... Sevişmediğimiz için bana küsemezsin. Bu çok saçma." "Mevzu o değil. Mevzu sen ne dersen de onu yaşıyor olmamız..."

"Ben böyle bir şey mi istedim senden?!" "Bana sesini yükseltme... Seninle tartışmak istemiyorum artık." Yanağına minik bir öpücük kondurdum ve gülümsedim. Gözlerine baktığımda başını iki yana sallamıştı. "Sen... Değişiyorsun... Ben... Seni kaybetmek istemiyorum. Ama sen her gün değişiyorsun. Bana sormadan bir iş ayrılıyorsun, ben sevişmek istemiyorum diye trip atıyorsun... Bu sen olamazsın. Olmamalısın... Ben senin için sürprizler hazırlarken..." Gözleri dolarken başımı iki yana salladım ve yüzünü sarıp bana bakmasını sağladım. "Nisa... Seni çok seviyorum. Değişmedi birtanem. Bak her şey aynı... Kaybetmiyorsun beni..." "Çok korkuyorum..."

Sesi titrerken başımı iki yana salladım ve ona sımsıkı sarıldım. "Be-ben... Sensiz yapamam ben. Beni yeniden kimsesiz bırakırsan... Yoo yapamam. Sensiz yapamam... Bana bunu yaşatma." Gidecekti ki onu belinden kavrayıp kendime çektim. Derin nefesler alırken omzuna uzun bir öpücük kondurdum. "Ben daha önce de söylemiştim sevgilim... Ben senden asla gitmem. Sensiz var ya ölürüm ben..." "Ya olur da bir gün ölümü benden daha çok seversen?" Sesi titrerken yutkundum ve yanağına uzun ve narin öpücükler bıraktım. "Toprak yağmura ben sana..." "Aşık olduk yeniden..." "İmkansız gibi gözüken..." "Bu mesele..." Sesi titrerken elini sımsıkı tuttum. "Bu gece çılgınlar gibi eğleniyoruz."

Bana bakmasını sağlayınca gözlerine baktım ve gülümsedim. "Sen ne istersen o olsun serseri. Ben... Ben seninle mutluyum. Seni üzmek istemiyorum. Seni kendimden çok seviyorum. Ve evet sevgilim ölümden de çok..." Bana sığınınca gülümsedim ve saçlarının arasına uzun bir öpücük kondurdum. "Bir kere annem babamdan ayrılmak istediğini söylemişti. Babam da bizi eve kilitlemişti... Barış sen gidersin diye ben de... Sence ben babama mı benziyorum? Hâlâ kalbim çok mu kirli benim?" "Saçmalama..." Bana bakmasını sağlayıp dudağına minik bir öpücük kondurdum. Ve yeniden... Sonra yeniden... "Sen meleksin. Kanatların dışında eksiğin de yok. Ama ben senin kanatların olurum. Zaten öyleydim minik uçurtma unuttun mu?"

Başını iki yana sallayıp bana bakmıştı. "Çok seviyorum. Fazla seviyorum seni. Bu çok fazla... Çok..." Gözyaşlarını silip dudaklarına minik bir öpücük kondurdum. "Buradayım ama ben. Gitmeyeceğim. Hm?" Beni onaylarken gülümsedim ve yanağına uzun bir öpücük kondurdum. "Şimdi seni nasıl güldüreceğimi çok iyi biliyorum." "Yaa... Nasıl?" Elinden tutup dans etmeye başladığımda kıkırdamıştı. Bilerek saçma sapan hareketler yaptığımda ise kahkaha atmıştı. Huzurla gülümsedim ve ceketini uzattım ona. "Bu gecenin tadını çıkar bebeğim. Söz veriyorum hiçbir şeyine karışmayacağım. Bekar gibi takıl." "Senden başkası umurumda değil benim."