"Öyle konuşma Barış... Özür dilerim saçmaladım. Ben çok korkuyorum sadece." Bana sarılacak oldu durdurdum onu. "İn Nisa." "Barış? Yapma... Özür dilerim saçmaladım işte." "Ben senin oyuncağın olmayacağım. Hayır, bu kez değil." "Barış." Bir şey demeden arabadan inip kapıyı açtım. "İn." "İnmiyorum Barış. Konuşalım lütfen." "Tamam, inme o zaman." Arabayı orada bırakıp giderken Nisa da peşimden gelip beni durdurmuştu. "Gitme konuşalım." "Konuştuk Nisa." "Barış..." "Şuan daha fazla konuşursak kalbini kıracağım Nisa, konuşmak istemiyorum."
Beni kolumdan tutup durdurmuştu. "Sen özür dilerim ne demek biliyor musun?!" "Sen gerçekten kırılmak ne demek biliyor musun Nisa? Yeter artık ben dayanamıyorum. Artık yeter!" Gidiyordum ki bu kez de dedikleriyle duraksadım. "Ben sadece annem gibi ortada kalmaktan korkuyorum, yalnız ölmek istemiyorum!" Olduğum yerde kaldım. Hem de uzun bir süre kaldım öyle. Önümde iki yol vardı: Her şeye rağmen Nisa'yla konuşabilirdim ya da kendi gururumu, kendi hayatımı seçip gidebilirdim. O kadar iyi biliyordum ki bu kararı vermesi gereken ben değil de Nisa olsaydı o düşünmeden kendini seçerdi. Ben neden seçmeyecektim ki?
Bir adım atacak oldum ki durup derin bir nefes aldım. Ben Barış'tım sonuçta, öyleyse kendim olmalıydım. Nisa'ya döndüm bana bakıp ağlıyordu. Bacaklarımın kontrolünü yitirmiştim sanki. Ona koşmak istiyordum ama yapamıyordum da. Ona baktım uzun uzun. "Yalnız kalmaktan korkuyorsun bu yüzden beni yalnız bırakıyorsun öyle mi Nisa?" "Aynı şey değil." Başımla onayladım onu. "Değil tabii. Sen duyguları olan, kalbi olan, özgür bir insansın. Ben? Ben de bunların hiçbiri yok. Ben bir kere insan bile değilim ben senin oyuncağınım. Vur, kır, parçala. Nasıl olsa affeder ya Barış..."
Nisa yanıma geldiğinde ikimiz de birbirimize dokunmadık, temas etmekten korkuyorduk sanki. Gözlerimiz aniden buluştuğunda Nisa söze girmişti. "Benim annem neden yalnız öldü Barış? Babam yüzünden..." "Ben seni bırakmam Nisa. Bunu neden anlamıyorsun?!" "Niye hep benden bir şeyleri anlamamı bekliyorsun?! Sen beni anladın mı?! Anlamadın... Anlamak istemiyorsun." Gücümü yitiriyordum sanki. O sırada Nisa ile birlikte olduğumuz yere çöktük çünkü bu konuşmamın uzayacağını biliyorduk ikimiz de.
"Çok zor geldi Barış... Ya ben kendi annemi yalnız bıraktım, ölürken yapayalnızdı. Senin annenin yanında olmak çok zor geldi Barış. Dedim ki kendi anneni yalnız bırakıp sevmediğin bir adamın annesi için bu kadar fedakarlık yapamazsın... Sen yapabilir miydin Barış?.." "Ben yapardım Nisa. Ama ben Barış'ım bu benim karakterim. Herkes bunu kaldıramaz elbette. Ama keşke o gün gitmeseydin Nisa. O gün olmamalıydı en azından..." İkimiz de uzun bir süre sessizleştik. "Biliyorum hiçbir şey değiştirmeyecek ama özür dilerim. Elimden özür dilemek dışında bir şey gelmiyor." Nisa derin bir nefes alırken bir şey demedim bu konuda.
"Ben bir söz verdim kendime. Babam annemi o kadar kırmıştı ki öyle olmaktan korkup söz verdim işte. Dedim ki aşık olmak yok. Olmadım da. Seninle beraberken bile seni sevmiyordum ben aslında. Seni sevmeye değer bulmuyordum. Sen hatalar yaptıkça mutlu oluyordum Barış. Çünkü sana aşık olmamam için sebeplerim oluyordu. Sonra ne keşfettim biliyor musun? Seni her kırdığımda içimde tuhaf bir duygu oluşuyordu. Sanki babamdan intikam almışım gibi hissettiriyordu. Çok bencilce evet ama dedim ya insan önce kendini düşünüyor. Bir başkasını düşünmek cesaret ister ve ben de korkağın tekiydim Barış..."
Nisa'ya baktım uzun uzun. Ben de mutluyuz, her şey güzel kafasındaydım o zamanlar tabii salak gibi. "Ama sonra bir şey oldu. Bir kedi bulmuştuk hatırlıyor musun? O çok acı çekiyor diye oturup ağlamıştın. Önce anlam veremedim, komik geldi. Dedim ki kocaman adam küçücük bir kedinin canı acıyor diye ağlar mı? Meğer merhamet, şefkat dedikleri buymuş. Sonra bir baktım sen beni sadece sevmiyorsun, diğerleri gibi değilsin. Sen aynı anda beni şefkatle sarıyorsun da. Bu çok özel hissettirdi Barış. Hayatımda ilk defa birine karşı bu kadar hayranlık beslemeye başlamıştım. Sonra aşık olmaktan korktum ve gittim. Çünkü aşık olursam babam gibi olursun diye korktum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Gözünün Yalnızlıklarını
Fanfic[TAMAMLANDI] Mikrofonu elime alırken onlarca insan bana bakmıştı. "Öncelikle kardeşime teşekkür ediyorum. Biliyorum hepiniz buraya eğlenmek için geldiniz. Ama sizinle içimdekileri anlatacak bir şarkıyı paylaşmak istiyorum. Merak etmeyin fazla vaktin...