77.Bölüm

500 43 233
                                    

Barış'ın Ağzından ||

Hastaneye doğru arabayı sürerken bomboş yolları süzüp sıkıntıyla bir nefes verdim. Radyoda çalan müziği Nisa geçmek istediğinde engel oldum. "Ölümle ilgili bir şeylerden kaçmak beni hayatta tutmuyor Nisa... Beni hayatta tutan sensin..." Arabayı bir kenara çektiğimde hepimiz sessizdik. "Biraz mola verelim..." Ben arabadan inince Nisa da yanıma gelmişti hemen. Cemal ise kapıyı açıp ayaklarını dışarıya sarkıtmıştı sadece. Arabadan bir sigara paketi çıkardığım Nisa itiraz edecek olsa da vazgeçmişti. Ameliyat bugün değildi sonuçta. Hoş belki de ölecektim yakında tamamen.

Bir sigara yaktığımda Nisa da başını göğsüme yaslamıştı. Bedenini okşarken gülümsedim. "Sen benim minik mucizemsin Nisa. Serserim... Güzel kızım." "Sevgilim... Beni sensizlikle sınama olur mu? Ölmeyeceksin biliyorum ama... Hemen iyileş ve eski günlerimize dönelim. Söz veriyorum huysuzsun diye kızmayacağım." "Bence hiç tutamayacağın sözler verme güzelim." Nisa gülümserken elimdeki sigarayı alınca ona baktım. "Ameliyat öncesi bu kadar yeterli." Onu başımla onaylarken sessizce onu izlemeye başladım. "Belki annem beni özlemiştir. Yanında istiyordur beni." "Sanmam... Annen bencil birisi değildi. Seni benden almaz ki..."

Nisa müziğin sesini açınca yanıma gelmişti. "O zaman dans et benimle." "Yolun ortasında mı?" "Evet... En fazla ne olabilir ki? Bir araba çarpar ve beraber ölürüz. Olsun. Ölelim." "Ama canım yanar." "Zaten yanmıyor mu sanıyorsun Barış? Sen her gece beni izleyip ağlarken ben gerçekten rahatça uyuyabiliyorum mu sanıyorsun?" Nisa bana bakarken sıkıntıyla bir nefes verdim. Beraber dans ederken onu sürekli olarak kendime çekip öpüyordum. Bir elim belini sıkıca kavradığında gülümsemişti. "Dans ediyoruz ama uslu dur." "Ama hemen özlüyorum seni Nisa'm."

"Ya şapşal bir yere gitmiyorum ki..." Bana iyice yaklaştığında kokusunu bol bol içime çektim. "Sen benim en büyük şansımsın." "Nisa'yım ben doğaldır. Herkese nasip olmaz." "Olmasın... Ah güzel kokulum benim." "Barış... Ben sana çok aşığım." Dudaklarımız birleşirken uzun uzun ve tutkuyla öpüyorduk birbirimizi... Ne tükenen nefesim ne yolan geçen arabalar ne de bambaşka bir şey umurumda değildi. Nisa'nın da benden farklı olmadığını da sırtımı sertçe arabaya çarpmamdan kanıtlayabilirdim. Cemal'in sesiyle duraksasak da Nisa gülümsemişti. "Susar mısın Cemo burada özlem gideriyoruz..."

"Yolun ortasındayız." "Bize ne..." "Sakin ve uslu olun artık yeter. İmdat diye bağıracağım." Ben gülerken Nisa da bana bakmıştı uzun uzun. "Cemo lütfen gidip bağırır mısın? Şu gülüşten sonra benim bu adamı yemem şart oldu." Dudaklarımız birleşirken yeniden Cemal'in ön koltuğa geçip kornayı çalmasıyla irkildik. "Gidiyoruz. Yok size mola falan. Eve dönünce giderin özleminizi." "Ya dönemezsek kardeşim..." "Barış..." Nisa bana bakarken dudaklarını okşayıp gülümsedim. "Şşş benim için bu kadar üzülme." Cemal'e döndüm ve uyarır şekilde gözlerinin içine baktım. "Kabusun olacağım."

Nisa'nın Ağzından ||

Barış ile beraber ameliyata kadar zaman geçirmeye çabalıyorduk. Çok yorgundu. Bitkin haldeydi. Korkuyordum. Ama yine de ona belli etmedim bunu. "Pişt..." Ona baktığımda gülümsemişti. "Şu doktor fena değildi ne dersin?" "Hangisi?" "Vardı ya uzun boylu... Eğlenceli birisine benziyor. Biraz konuştuk da..." "Yani..?" "Hiç... Söylemek istedim." "Bence bu hastanenin en yakışıklısı sensin. Ve ne yapmaya çalıştığının farkındayım ama senin yerini kimseye vermem. Zaten bu bir son değil." "Öyleyse neden ağlıyorsun?" Barış gözyaşlarımı silerken burukça gülümsedim. "Kirpiklerim daha güzel gözüksün diye..."

"Serseri seni..." Barış beni uzun uzun izlerken omzuna vurdum yavaşça. "Sakın korkma bir yıl boyunca dalga geçerim seninle." "Beni bulabilirsen..." "Hayırdır kaçıyor musunuz Barış Bey?" Elini tutup uzun bir öpücük kondurdum ve gülümsedim. "Hiç gitmek istemiyorum Nisa." "Gitme... Ben de gitmeni istemiyorum." Cemal cama tıkladığında ona bakıp gülümsedim. "Bak bizimki hâlâ video çekiyor." "Acaba o videoda kaç kere o güzel dudakları öptüm?" "Yaa pisi pisi seni." Barış biraz doğrulup kameraya doğru el salladığında gülümsedim. "Sen de el salla." "Neden?"

Sil Gözünün Yalnızlıklarını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin