14.Bölüm

1.7K 102 217
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda başımda müthiş bir ağrı vardı. Bir kaç dakika kendime gelemedim asla. Sonra aklıma gelen şeyle gözlerim büyüyüp aniden yatakta doğruldum. Gece Defne buradaydı. Ben, yatak, Defne... Düşün Barış ne olduğunu düşün ve saçma bir şey yaptıysan kendini en yakın çatıdan at lütfen... Aklıma en son Defne'nin beni öpmek için yaklaştığında onu kibarca evden kovmam geldiğinde rahat bir nefes aldım. Nisa'ya ihanet etmiş olmak bilincim yerinde değilken bile asla affedilmeyecek bir şey olurdu. Bundan sonra Defne'ye karşı mesafeli olsam benim için iyi olacaktı.

Kalkıp duş aldım ve Cemal uyanmadan bize bir kahvaltı hazırlamaya başladım. Sonra iki saat düşemezdik dilinden ki bu kafayla çekemezdim onu. Sonra telefonu şarja koymak geldi aklıma ve onu şarja koyup telefonu açtım. Nisa'dan bir sürü mesaj gelmişti. Oturup hepsini tek tek okudum. 'Barış' 'İşin bitti mi?' 'Uyudun mu yoksa' 'Barış baksana bir ya.' 'Özledim seni.' 'Müsaitsen arasana.' 'Küs müyüz?' 'Barış gidicem bak.' 'Gidemedim.' 'Baaarıışşş.' 'Meşgulsün galiba.' 'Gece gece ne işin varsa.' 'Uff Barış.' Ve daha bu şekilde uzayıp gidiyordu. Ah salak Barış. Telefonunu şarja koymadan bir daha evden çıkma mümkünse.

Mesajların hepsini Nisa'nın o tatlı halleri gözümün önünde canlanarak okuduğum için salak gibi sırıtıyordum. Bir de resim atmıştı ki gel de aşık olma... Şu kısık bakan gözlerinin güzelliğine bir bakın ya... "Günaydın Barış umarım bize kahvaltı hazırlamışsındır." Cemal uyandığını belli edecek ses tonuyla yanıma geldiğinde telefonda Nisa'ya bakıp gülümsedi. "Yengeme bak be." "Zevzeklik etme şimdi, kahvaltını da hazırladım." "Kızma be çocuk adam. Oğlum dün geceyi hatırlıyor musun biz buraya nasıl geldik? Bak en son sen Nisa için ağlıyordun onu biliyorum." Dün geceki halimiz aklıma gelince yüzümü ekşittim. Resmen rezillik.

"Defne getirdi bizi." Ben Nisa'ya günaydın mesajı attıktan ve şarjımın bittiğine dair açıklamayı yaptıktan hemen sonra mutfağa yönelmiştim. Cemal de peşimden geliyordu. "Defne mi? Barış bak benden söylemesi bu kız sana yürüyor." "Farkındayım. Araya mesafe koyarım ki zaten görüşmüyoruz da. O bir şekilde karşıma çıkıyor her yerde." "Ama dün için bir teşekkür etmemiz gerek." "Edersin o zaman." Kahveleri bardaklara boşaltırken o da başını iki yana salladı. "Beraber etmemiz gerek ayıp olur kıza." "Onun yaptığı ayıplar da var Cemo ve emin ol görüşmemem en iyisi." Cemal'e kahveyi uzattığımda gülümseyip aldı. "Teşekkürler çocuk adam da o ne demek şimdi?"

Ona gülümseyip rica etmiş oldum. Kahveden bir yudum aldım. "Dün gece beni öpüyordu, ben engel olmasaydım tabii." Cemal'in içtiği kahve boğazında kalınca öksürmeye başladı ben de sırtına vuruyordum. Sonunda sakinleşip bana baktı. "Ne?" "Öyle işte kapayalım mı şu konuyu." "Tamam da Nisa'yla arandaki çekimi falan da mı görmemiş bu kız? Dün Nisa'm diye ağlıyordun zaten." "Ben de ona kızıyorum ya zaten. Ben en başından Nisa ile sevgili olduğumuz yalanını söyledim. Çok aşığım dedim, hâlâ... Bak aklıma geldikçe sinir basıyor." "Sakin ol çocuk adam. Konuşmazsın yine olur biter."

"Zaten konuşmuyordum Cemo. Tuhaf bir şekilde her yerde ama her yerde karşıma çıkıyor. Neredeyse beni takip ettiğini düşüneceğim artık." Kapı çaldığında Cemal beni durdurup kapıyı açmaya gitmişti. "Kesin Türkan sultan bu. Börek falan getirdi bize." Cemal neşeyle gidip kapıyı açarken duyduğum sesle gülümsedim. Nisa'm gelmişti. Hemen mutfağa geldiğinde gülümsedim. "Günaydın, sabah baskınına geldim." "Günaydın güzelim." Nisa yanağıma bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. "Aslında poğaça getirmiştim ama sanırım Cemal'den dolayı bize pek kalmayacak. Ee artık Baroska'mızın lezzetli ellerine güveneceğiz."

Cemal de geldiğinde söyleniyordu. "Aşk olsun Nisa ya." "Olsun Cemo ya. Aşk güzeldir." Cemal bana bakıp göz kırptığında güldüm. Cemal aklına bir şey gelmiş olmalı ki aniden yerinden zıpladı. "Niso beni affet valla doğum gününü atlamamalıydım. Gerçi o zaman geldiğini bile yeni öğrenmiştim ama olsun. Doğumgünün kutlu olsun işte." Nisa gülüp Cemal'e sarıldığında ben de gülümseyip izledim onları. "Teşekkür ederim Cemo." Birbirlerinden uzaklaştıklarında Nisa'nın gözünde yeniden canlanan ışıltıyı görünce derin bir iç çektim.

Sil Gözünün Yalnızlıklarını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin