Sil Gözünün Yalnızlıklarını

84.Bölüm

Nisa'ya bakarken ikimiz de derin nefesler alıyorduk. "Bir daha asla telefonumu bu şekilde almaya kalkma, bu bir! Arkadaşın biraz daha benim hakkımda kötü konuşursa bu ilişki biter bu da iki!" "Ne bitmesi ya?! Nisa yok öyle bir şey sil onu aklından! Hata yapan ben değilsem bitiremezsin!" Bana dolu gözleriyle bakarken derin nefesler aldım. "Ölüp gitseydim bunlar olmazdı..." Sessizce mırıldandığım sözlerden sonra Nisa bana sıkıca sarılmıştı. "Özür dilerim. Özür dilerim... Çok sinirlendim. Seni kaybetmekten korkuyorum. Herkes aramızı bozmaya çabalıyor."

Benden uzaklaşıp öfkeyle bağırdığında onu kendime çektim. "Bırak beni! Bırak!" Beni sertçe ittiğinde derin bir nefes aldım. "Nisa ben ne yaptım birtanem?" "Barış ben... Barış çok öfkeliyim. Öfkemi nerede atacağım bilmiyorum... Duvarları mı yumruklayayım?!" Nisa dolu gözleriyle bana bakarken elini tutup göğsüme getirdim. "Vur, at öfkeni." Nisa başını iki yana sallarken derin bir nefes aldım. "Yeni iyileştin kıyamam." "Nisa'm bu öfke mahveder seni. Hadi vur. At hırsını, öfkeni." Nisa başını iki yana sallarken sertçe itmişti beni. "Yeni iyileştin diyorum! Ben seninle sevişirken bile korkuyorum! Kıyamıyorum sana!" 

Yeniden sertçe ittiğinde ne yaptığının farkında olamayacak kadar öfkeliydi. "Seni ben mi yönetiyorum?! Zorla mı gel dedim sana?! Demedim! Ben demedim!" Hırsla göğsüme vururken canım yansa bile sesimi çıkarmadım. Bu öfke içinde kalırsa mahvederdi güzelimi. "Ben sadece aşık oldum! Hayatımın içine sıçıldı! Oysa ben ne yaptım ki?! Sen de benden sonra kaç kişiyle yattın ama sırf erkeksin, terk edilen tarafsın diye kimse bir şey demedi!" Göğsüme durmaksızın vururken derin nefesler aldım. "Seni seviyorum! Ama çok yoruldum ben! Ben sadece ikimiz güzel ilişkimizi sürdürelim istiyorum... Çok mu?"

Durup bana bakarken ağlamaya başladığında sıkıca sarıldım ona. "Geçti... Geçti tamam. Sakin meleğim." "Özür dilerim. Özür dilerim yine canını yaktım. Berbat bir insanım berbat biriyim... Seni hak etmiyorum... Bedenim güzel olsa da kalbim öyle kötü ki..." Saçlarını okşarken o da yavaş yavaş sakinleşiyordu. Bana baktığında derin bir nefes almıştı. Dudaklarımız birbirlerini sardığında elleri ensemi sarmıştı. Onu kendime çekip kokusunu içime çektim. Dudaklarımız ayrıldığında bana bakmıştı. "Seni var ya çok seviyorum." Gözyaşlarını silip yanağına uzun bir öpücük kondurdum. "Ben de öyle. Ve söz veriyorum bunu kimse biraz olsun değiştiremeyecek."

"Barış... Çok yaktım mı canını? Özür dilerim. Ben sinirle... Özür dilerim. Seni kaybetme fikri beni delirtiyor." "Ah Nisa'm... Beni kaybetmeyeceksin. Ben bir gün seni bırakacak olursam bil ki ölmüşümdür." Nisa yüzümü okşarken derin bir nefes almıştı. "Barış'ım... Biz beraber öleceğiz. Tıpkı beraber yaşadığımız gibi." "Anlaştık." Yanağına uzun bir öpücük kondurdum ve gülümsedim. "Bazı kalpler birbirlerini sardıklarında sevgi yumağı sararmış her ikisini de." "Ne işe yarıyormuş peki o yumak?"

Nisa'mın gözyaşlarını sildim ve kokusunu içime çektim. "Gerçekten seven kalpleri birbirine bağlıyormuş. Onlar dünyanın diğer ucuna da gitseler birbirilerini buluyorlarmış yeniden. Ben de seni bulurum serseri." "Ağlamak istemiyorum. Ağlamak cildi daha hızlı yaşlandırır. Ben yaşlanmak istemiyorum. Yıllar sonra sen çirkin ve yaşlı bir adam olurken bile böyle kalmak istiyorum." "Maalesef Nisa. Bu adam asla çirkin olmayacak. Aşkın sayesinde. Ve bir daha ağlamaman için elimden geleni yapacağım." "Fazlasını demek istedin galiba? Sadece elinden gelen yetmez çünkü. Benim için yapacakların bu kadar az mı?"

"Ah... Senin için keşke elimden her şey gelse. Bu evrendeki her şeyi ben yönetsem..." "Yani ben yönetmiş olurdum. Değil mi?" "Nisa... Sen beni yönetmiyorsun." "Hayır, yönetiyorum." "Bunu istemiyorum. Beni yönetmene ihtiyacım yok." "Bunu mu tartışalım? Gerçekten önemsiz bir mesele." "Beni yönetmiyorsun Nisa!" Nisa bana bakarken derin bir nefes aldım ve sakin olmaya çabaladım. Onu kırmamalıydım. O da bana bakıp gülümsemişti. "Sert erkeğim benim." Burnumun ucuna minik bir öpücük kondurduğunda sessizce yemeğime odaklandım. Sadece onu kırmamak için.