''Şu an çektiğim acı aşk acısı''

161 7 8
                                    

Gözlerimi açtım. Başım hafif ağrıyor gibiydi ama hareket etmemi engelleyecek kadar fazla değildi.

Yatakta hafifçe doğruldum, kendi odamdaydım. Kapı kapalıydı ve evde hiç ses yoktu. Pencereden dışarı baktım; hava karanlıktı, birkaç saattir baygın olmalıydım.

Gözlerimi bir kez daha açıp kapadım ve tüm olanlar bir film şeridi gibi önümden geçti. Reyes'le öpüşürken Elijah bizi görmüştü ve ben geri çekildiğim an başımı duvara çarpmış, büyük bir çivinin kafatasımı delmesini sağlamıştım. Sonra... Sonra Elijah'ın kolları arasındaydım. Son hatırladığım buydu.

Rahatlama ve hayal kırıklığıyla karışık bir inleme koy verdim. Beş papele bahse girerdim ki, Elijah şu an burada değildi ve bir daha asla geri dönmeyecekti.

Yataktan ayaklarımı sarkıttım ve ne kadar susadığımı fark ettim. Sanki üç gündür hiçbir şey yememiş veya hiçbir şey içmemiş gibiydim. Karnım gurulduyordu.

Üzerimde siyah geceliğim vardı ve saçlarım dağınık şekilde belime düşüyordu. Görünüşümü umursamayarak odamın kapısını açtım ve merdivenleri yavaşça inmeye koyuldum.

Açık televizyonun karşısındaki koltukta Scott'ın başı, Lucien'ın omzundaydı. İkisinin de düzenli nefes alıp verişlerinden uyudukları anlaşılıyordu. Diğer koltukta ise başını gözleri kapalı olan Ethan'ın kucağına koymuş ve uyuyakalmış bir Faythe vardı.

Tekli koltukta Sienna oturur haldeydi. Başını eline yaslamış ve gözlerini yummuştu. Dikkat kesilip odadakilerin nefes alıp verişlerini dinlediğimde herkesin uyuduğunu fark ettim. Aralarında bir tek Scott heyecanlı bir rüya görüyor gibiydi.

İzlediği erotik filmler düşünüldüğünde, bu pekte şaşılacak bir durum değildi.

Sonra mutfaktan gelen tıkırtıları duydum. Parmak ucunda ilerleyerek mutfak kapısına doğru yürüdüm. Başımı kapıdan uzattığımda gördüğüm manzara karşısında nefesimi tuttum.

Elijah yemek hazırlıyordu. Hemde üstsüz şekilde! Arkadan o kadar seksi bir görünüme sahipti ki, çığlık atmamak için zor durdum. Ancak Melekler'in sahip olacağı bir güzelliğe sahipti ki zaten öyleydi. Ama Kovulmuşlar'ından.

Benden tarafa dönmeden sakin bir sesle, ''Uyanmışsın.'' Dedi.

Sesimin titremeden çıkması için dua ederek öksürdüm ve, ''E-evet.'' Dedim. ''Uyandım.'' En azından titrememişti, sadece kekelemiştim.

Elijah yüzünü bana döndü ve ağlamamak için alt dudağımı dişledim. Dağınık sarı saçları alnına dökülüyordu. Dolgun dudaklarının ucu hafif yukarı doğru kıvrılmıştı, yeşil gözleri tamamen benimkilere kitlenmiş durumdaydı. Ve... Şey, elinde iki tabak vardı. Meyve tabakları. Onları bir kenara itersek, şu an öpmek için her şeyi verebileceğim karın kasları gözüküyordu. Tanrım.

''Nasıl hissediyorsun?''

''Ben-'' Tekrar öksürdüm ve saçlarımı geriye doğru attım. Konuşmaya bir türlü odaklanamıyordum. Elijah'ın burnuma dolan mükemmel kokusu durumu iyice zorlaştırıyordu.''Ben iyiyim. Teşekkürler. Biraz başım ağrıyor o kadar.'' Doğal bir şeyden bahsedermişçesine omuz silktim. ''Ne zamandır baygınım? Üç saat? Beş saat?''

Elijah sessizce güldü, ama gülüşü gözlerindeki endişeli ifadeyi örtemiyordu. ''Saat mi? Küçük çaplı bir beyin kanaması geçirdin, Isabel. Yaklaşık üç gündür 'baygınsın'.''

Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. ''Üç gün mü?'' Güldüm. ''Neden bu kadar aç ve susuz olduğum belli oldu.''

''Aç mısın?'' Elijah elindeki tabaklara baktı ve kaşlarını çattı. ''Tanrım, elbette açsın!'' Bir küfür savurdu ve elindeki tabakları kenara koydu. ''Tahmin etmem gerekirdi. Bekle, bir şeyler hazırlayayım.''

Karanlık Ruhlar ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin