Congvender Lisesi'ne yeni gelen kızda farklı bir şeyler var... Çoğu on altı yaşındaki gencin arkadaşları vardır. Isabella McO'brien' in ise zihninde yaşayan üç ruh var.
Elijah'ın sert hatlara sahip, yakışıklı yüzüyle aramda birkaç santim fark vardı. Dudakları yukarı doğru kıvrılmış, beni süzüyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kaşlarımı çattım ve geri çekildim. "Sen..sen.."
Senin ne işin var burada, diyeceksin, güzelim.
Jace'in uyarısıyla beraber boğazımı temizledim. "Senin ne işin var burada?"
Elijah bana biraz daha yaklaştı ve aramızdaki nefret edilesi mesafeyi kapattı. Ellerini belime yerleştirdi, sıcak nefesi yüzümü okşuyordu. "Kız arkadaşımı özlemiş olamaz mıyım?"
Bir an durdum ve o mükemmel kokusunu içime çektim. Tanrım, bu kokuyu gerçekten özlemiştim. Bakışlarımı yukarı doğru kaldırdım; yeşil gözleri hevesle ışıldıyordu ve kusursuz dudakları onu öpmemi bekliyor gibi görünüyordu.
Canımlı cicimli kısmı geçip, öpüşme kısmına doğru yol alsak?
Jace'in sesi beni şaşırtırıcı derece hiç etkilemiyordu. Normalde her dediğini yapmak için anında hareket eden ben, şu an yalnızca Elijah'ı düşünüyordum.
İçimi bir suçluluk duygusu kapladı. Son zamanlarda Elijah'a çok sert davranmıştım. Ayrıca ona yeteri kadar zaman ayırmıyordum.
Aklım neredeydi ki? Neden bu kadar kötü bir kız olmak zorundaydım?
Kollarımı Elijah'ın boynuna doladım. Burnumu onunkine sürttüm ve gülümsedim. "Sana sert çıkıştığım için üzgünüm. Amacım seni veya diğerlerini üzmek değildi. Sadece kafamda... Şey, her neyse. Sonuç olarak; özür dilerim. İyi ki buradasın."
Elijah sırıttı. Elleri beni daha sıkı kavradı. "Hiç sorun değil, melek. Hepimiz seni çoktan affettik."
Dudakları beni yakıcı bir öpücükle ele geçirirken, mutlulukla iç geçirdim. Üzerimde bıraktığı hissi seviyordum, nasıl oluyorsa, beni her zaman mutlu etmeyi başarıyordu.
Yavaşça geri çekildim ve kaşlarım havaya kalktı. "Gerçekten mi? Bu kadar kolay mı?"
Etrafta kötü bir şeyler döndüğüne dair kutsal penisim üzerine yemin edebilirim.
Gözlerinden bir karaltı geçti. "Gerçekten, bu kadar kolay."
Sırıttım ve parmaklarımı burnunun üzerinde, yanağında, alnında ve dudaklarında gezdirdim. Tanrım, bu adamı gerçekten çok seviyordum.
Elijah nefes kesici gülümsemesiyle beraber bana bakıyordu. Ancak düşünceli gibiydi. Burnunu öptüm. "Ne düşünüyorsun?"
"Seni."
Hiç beklemeden söylediği cevaba, gülümseyerek karşılık verdim. "Sana ne kadar aşık olduğum hakkında bir fikrin var mı?"
