Multimedia'da Isabella var
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Yatakta hışımla doğruldum. O kadar terlemiştim ki, duştan çıkmış gibiydim. Gözlerim kırpıştırdım ve derin bir nefes aldım.
Ama sakin olamıyordum.
Üç derin nefes daha aldım ve kulakları sağır edecek derecede tiz ve uzun bir çığlık attım.
Sesin yüksekliği nedeniyle kendi kulaklarımı bile kapatmak zorunda kalmıştım.
Çığlığım bittiği an, odaya, Ethan, Scott ve Faythe girdi. Yanıma koşarak geldiler ve bana sarıldılar. Hepsi bir şeyler söylüyordu ama onları duyamıyordum.
Hayatımda hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyordum.
Sonra ağlamaya başladım. Gözyaşlarım, üzerimdeki geceliği ıslatırken, bir yandan da kısılan sesimle bağırmaya devam ediyordum. Ama pek başarılı olduğum söylenemezdi, sesim çıkmıyordu.
Kalbim deli gibi çarpıyordu. O kadar hızlı nefes alıyordum ki, yutkunmakta zorlanıyordum.
Sonra, biri dudaklarını benimkilere bastırdı. Kollarımı başımın üzerinde birleştirdi ve saçlarımı kenara iterek beni öpmeye devam etti.
Gözlerimi hafifçe araladığımda, beni öpenin Elijah olduğunu tahmin ettim. Düşünmeden gözlerimi kapadım ve öpüşüne karşılık verdim.
Beni öyle sert öpüyordu ki, dilini doğru yerde kullanmaktan hiç çekinmiyordu. Dayanamayıp, alt dudağını emdiğim sırada, ağzımın içinde inledi.
Parmaklarımı saçlarının arasından geçirdim ve başını, daha da üzerime bastırdım. Vücudunu benimkine yaslamıştı, bacaklarının arasında esir alınmış haldeydim.
Dudaklarını benimkilerden yavaşça ayıranın ve sakince geri çekilenin Scott olduğunu fark ettim. Gözlerimi açtım, gülümsüyordu. Gözlerinin yeşili parlıyor, dudakları daha şiş görünüyordu.
Şaşkınlıkla karışık gülümsedim. ''Beni neden öptün?''
Sırıttı. ''Sende beni öptün.''
Güldüm. ''Bu bir cevap değil.''
Omuz silkti. ''Seni nasıl yatıştıracağımı bulamadım, dudakların çok güzel görünüyordu, bende öpmeye karar verdim.''
Gülerek omzuna hafifçe vurdum. ''Tanrım! Sen tam bir delisin!''
Beraber güldük. Ethan'ın sesiyle, bakışlarımı ona çevirdim. Endişeli bir şekilde bana bakıyordu. ''Isabella, bebeğim, iyi misin? Ne oldu?''
Gülümsemem soldu ve boğazımı temizledim. ''Söyleyeceklerime inanamayacaksınız.''
Faythe, kollarını göğsünde birleştirdi. ''Umarım, bu civardaki tüm insanların kulak zarlarını başarıyla patlattığının farkındasındır. Ve hayır, mecaz anlamda değil. Gerçekten, işitme cihazi kullanmak zorunda kalacaklar.''
Gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Bence bu komik bir şeydi.
Scott, ''Anlat hadi, güzellik.'' dedi.
Başımı salladım ve, ''Çok çok çok çok korkunç bir rüya gördüm.'' dedim. ''Rüyamda; bir sabah erkenden uyanıyordum ve tek başıma ormana yürümeye gidiyordum. Sonra, karşıma Goblinler çıkıyordu. Onlarla savaşıyordum ve bana mikrop bulaştırıyorlardı. Size bulaştırmamak için başka şehre gidiyordum.'' Derin bir nefes verdim ve Faythe'in gözlerinin içine baktım. ''Ölüyordum, Faythe. Siz, Elijah, Reyes...Kimse yanımda değildi. Tek başına ölecektim, kim bilir cesedimi ne zaman bulacaktınız.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Ruhlar Ardında
Teen FictionCongvender Lisesi'ne yeni gelen kızda farklı bir şeyler var... Çoğu on altı yaşındaki gencin arkadaşları vardır. Isabella McO'brien' in ise zihninde yaşayan üç ruh var.