Congvender Lisesi'ne yeni gelen kızda farklı bir şeyler var... Çoğu on altı yaşındaki gencin arkadaşları vardır. Isabella McO'brien' in ise zihninde yaşayan üç ruh var.
Son üç gündür her şey tam olarak birbirine girmişti. Henüz Gabriel'la Lucifer'ın Cehenneme dönmesi hakkında konuşamamıştım, Marc bir an olsun yanımdan ayrılmıyordu ve Sienna Cehennemdeydi.
Bir şekilde Elijah'ın Cehennemden çağrıldığını bildiğini düşünüyordum. Ancak bana söylemiyordu, ki söylemeyeceğini de biliyordum çünkü bunun beni üzeceğini ve ona engel olmak için Cehenneme düşeceğimi göze alacağımın farkındaydı.
Reyes sürekli gergindi, duyguları Anya'ya yansıdığı için çift etrafta saatli bomba gibi dolaşıyordu. Reyes, Sienna'ya aşk konusunda karşılık vermediği için Cehenneme gönderildiğini düşünüyordu.
Düşmüşlerin böyle bir laneti olduğu için olasıydı evet ama, sebebi başka bir şeyde olabilirdi.
Elijah gerginliğini bana yansıtmamaya çalışsa da bir şeylerin canını sıktığı belliydi. Sienna için sürekli Reyes ve Lucien'la beraber Konseyle görüşmeye gidiyorlardı ancak olumlu sonuç çıkmıyordu. Bir de Marc vardı, her an kavga etmeye hazır şekilde birbirlerine sataşıyorlardı.
Tam zamanında aralarına girmesem, birbirlerini bir kaşık suda boğacaklardı.
Elbette bir de üniversite vardı. Herkes benim yüzümden okula gidiyordu, yüzyıllardır hayatta oldukları için okul onlara göre zaman kaybından başka bir şey değildi, ancak beni kırmıyorlardı.
Marc Elijah ve ben hariç hepimiz aynı okulda ancak farklı binalardaydık. Şeytan üçlü olarak her an beraberdik ve bu beni bazen deli ediyordu.
Haftasonunun son gününde, güzelce duş aldım. Bornozumu giydim ve saçlarıma bir havlu sardım. Kapıyı açtığım gibi, Elijah ve Marc'la burun buruna geldim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerimi devirerek yanlarından geçtim ve giysi dolabımı açtım. "Gerçekten, çocuklar, sizin derdiniz ne?"
İkisi aynı anda, "Sensin." dediler.
Dolaptan siyah, kısa bir elbiseyle, diz üstü çizmelerimi çıkardım. Elimdekileri yatağa koyduktan sonra kollarımı göğsümde kavuşturdum ve onlara döndüm.
İkisi de bana bir şahesermişim gibi bakıyordu. Marc iri kollarını göğsünde kavuşturmuş, Elijah ise dolaba yaslanmıştı. Aralarında biraz boşlukla yan yana duruyorlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
