Gözlerimi açtığımda güneş yeni doğuyordu. Otel odasına yerleştiğimizden bu yana yalnızca dört saat uyuyabilmiştim. Bu kadar az uykuya rağmen, kendimi oldukca dinç hissediyordum.
Yataktan yavaşça kalktım, aşağı baktığımda Elijah ve Reyes uyuyordu. Kahvaltının başlamasına daha yarım saatten fazla vardı.
Hançerlerimin olduğu çantayı kenara iterek bavulumu açtım. Kısa bir duş aldıktan sonra, içime bikinimi giyip, altıma bir şort geçirdim. Üzerime bir şey giymeye gerek duymadan sessizce merdivenleri indim ve odadan çıktım.
Otel binasından çıktım, etrafta çalışanlar hariç kimse yok gibiydi. Kollarımı göğsümde kavuşturup yürümeye başladım. Sahile indiğimde parmak arası terliklerimi elime alıp yürümeye devam ettim. Deniz dümdüz bir çarşaf gibiydi, derin bir nefes alıp verdim ve saçlarımı geriye doğru attım.
Ruhlar hala uyanmamıştı, ses çıkarmamaya devam edersem öğlene kadar uyurlardı. Onları uyandırmamak için sessiz kalmayı tercih ettim ve boş bir şezlonga oturdum.
Aklımın bir köşesinde her zaman Marc vardı. O kadar güzel iki yıl geçirmiştik ki, bir günde ortadan kaybolmasını hala aklım almıyordu. Ne ailesinden ne de ondan haber alabilmiştim.
Ama artık hayatım değişiyordu. Onu düşünmeye ayıracak vaktim yoktu.
Yaklaşık on beş dakika boyunca, öylece durup denizi izledim. Başımı çevirdiğimde William' ın tek başına bu tarafa doğru geldiğini gördüm. Beni görünce gülümseyerek el salladı.
Bende ona el salladım. Ardından yanımdaki şezlonga oturdu. Üzerinde yalnızca deniz şortu vardı. Sağ kulağındaki küpe parlıyordu. Koyu renk saçları dağınıktı ve yeşil gözlerini benimkilere dikmişti. ''Sende erkencisin, öyle mi?''
Başımı salladım. ''Biraz hava almak istedim. Danika ve Lucien nasıl?''
Sırıttı. ''Çok iyi anlaşıyorlar. Ben uyumadan önce hala sohbet ediyorlardı.''
Tek kaşım havaya kalktı. ''Sorun etmiyorsun, değil mi?''
Güldü. ''Elbette hayır. Danika çok neşeli bir kızdır, herkesle samimidir. Yani...''
''William, kısa kes.''
Nefesini yavaşca bıraktı. ''Danika ile, öpüşmek dışında arkadaş gibiyiz. Birbirimizi o anlamda sevmediğimizi ikimizde biliyoruz ancak bir türlü itiraf edemiyoruz. Ne yapacağımı bilmiyorum, o benim için çok değerli, kaybetmek istemiyorum.''
Gülümsedim. ''Anlıyorum, ikinizin de farkında olduğu bir şeyi itiraf etmeniz zaman almış olabilir. Bana bu söylediklerini kahvaltıdan hemen sonra Danika'ya söyleyeceksin. Yoksa çenemi kapalı tutmam, anlaştık mı?''
Sırıttı. ''Pekala, cesaret verdiğin için teşekkürler.''
Başımı salladım. ''Önemi yok, hadi kahvaltıya geçelim. Herkes uyanmıştır.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Ruhlar Ardında
Teen FictionCongvender Lisesi'ne yeni gelen kızda farklı bir şeyler var... Çoğu on altı yaşındaki gencin arkadaşları vardır. Isabella McO'brien' in ise zihninde yaşayan üç ruh var.