Güzel bir gün

490 8 4
                                    

Multimedia'da Isabella var

*****************************************

Evin bahçesinde, kalabalık bir şekilde oturuyorduk. Herkes vardı. Sohbet etmiştik, çok gülmüştük ve saat gece yarısını çoktan geçmişti. Ama kimse fark etmemişti.

Madison esnedi. ''Çocuklar, benim çok uykum geldi. Artık eve gidebilir miyiz?''

Luke, Madison'ın alnını öptü. ''Seni eve bırakayım.'' İkisi beraber ayağa kalktılar.

Sonra hepimiz ayağa kalktık. Elijah yanıma geldi ve arkamdan belime sarıldı. İri vücuduna yaslandım.

Sienna, Reyes'in yanına gitti ve Reyes kolunu onun omzuna attı. İkisine de ölümcül bakışlar atmamak için başımı Ashyln'e çevirdim.

''Her şey için teşekkürler, Ashlyn. Çok güzel bir geceydi.''

Ashlyn gülümsedi. Kollarını Daniel'a dolamıştı. ''Rica ederim.'' Gözleri kollarımdaki yaralara kayınca gülümseyişi biraz soldu. ''Kendine dikkat etmeye çalış.''

Bakışlarımı ondan kaçırdım ve yere baktım. Yara izlerim gerçekten kötü görünüyor olmalıydı. Kaşımın üzerindeki yara bandı, yanağımın ve çenemin altındaki dikiş izleri yüzümü örterken, kolumdaki ve bacağımdaki yaralar da bedenimde oldukça yer kaplıyordu.

Yutkundum ve, ''Umarım.'' diye fısıldadım.

Herkes birbiriyle vedalaşırken, Elijah'ın elini bıraktım ve yürüyerek bahçeden çıktım. Evin içinden geçtim ve kendimi sokağa attım.

Derin bir nefes alıp gökyüzüne baktım. Yıldızlar parlıyordu. Torin'i düşündüm. Ayin gününden bu yana hiç karşıma çıkmamıştı. Ki çıksa bile, ne yapacağımı bilmiyordum. Bir yanlış anlaşılma üzerine bu halde gelmiştim ama yinede onunla ayine gitmemem gerektiğini biliyordum.

Ve artık daha temkinli hareket ediyordum. Yanımda hançerlerim olmadan tek adım atmıyordum. Evdeki tüm ev eşyalarının arasına küçük veya büyük pek çok bıçak yerleştirmiştim.

Faythe, ''Bebeğim, iyi misin?'' diye sordu.

Kollarımı vücuduma sardım. ''İyiyim. Yalnızca... Yara izlerim beni rahatsız ediyor. Her yerimdeler. Onlardan bir an önce kurtulmak istiyorum.''

Scott, ''Yakında geçecekler, biliyorsun.'' dedi.

Ethan, ''Boynundaki ve karnındaki hariç.'' diye belirtti.

İç geçirdim. ''Tanrım, Ethan. Hatırlatmak zorunda mısın?''

Ethan, ''Üzgünüm.'' diye fısıldadı.

Gülümsedim. ''Sorun değil.'' Derin bir nefes verdim ve etrafa bakındım. Sokak bomboştu. Bakışlarımı diğer tarafa çevirdim. İlerideki ağacın arkasında gözüme bir şey takıldı.

Bir çift göz. Marc?

Gözlerimi kıstım ve tekrar baktım. Bu kez bir şey göremedim. Orada her kim varsa, ortadan kaybolmuşa benziyordu.

''Melek?''

Arkamı döndüm. Elijah yanıma geldi ve kollarını belimde doladı. Alnımı öptükten sonra, ''İyi misin?'' diye sordu.

Başımı göğsüne yasladım. ''İyiyim.''

Saçlarımı okşadı. ''Sorunun ne olduğunu biliyorum. Ama en geç bir haftaya kadar yaraların tamamen iyileşmiş olacak. Bu kadar dert etmene gerek yok.''

Başımı iki yana salladım. ''İz kalacak. Her baktığımda sinirden öleyim diye iz kalacak. Lanet olsun.''

Yavaşça geri çekildi ve arzu dolu bakışları vücudumda gezindi. Gözleri benimkileri bulduğunda, dudakları şeytani gülümseyişle yukarı doğru kıvrılmıştı. ''Bence yara izlerinle daha seksi görünüyorsun. Daha ateşli bir kadın. Iıım, en sevdiğim.''

Karanlık Ruhlar ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin