''Reyes?''

103 4 1
                                    

*Multimedia'da Reyes var*

-------------

Gabriel beni ilk çağırdığında beyaz bir odanın içindeydik. Etrafta hiçbir şey yoktu, bir oda mıydı onu bile bilmiyordum çünkü kapısı dahi yoktu. Yalnızca beyaz duvarlar vardı. Bir kutunun içinde gibiydik.

Ancak bu kez öyle olmadı. Biri bileğimi sertçe yakaladı ve parmaklarını sıkıca kolumun etrafına sardı. Bunun acısıyla beraber şu ana kadar kapalı olan gözlerimi açtım ve derin bir nefes aldım. Daha ne olduğunu anlamadan bileğimi saran kişiyle beraber yere yuvarlandık.

''Bu da ne...?'' diye ağzımı açmıştım ki, üzerinde yattığım kişinin Reyes olduğunu görünce durdum. Kaşlarım hafif çatılırken, ''Asıl bu ne?'' dedim.

Reyes'in elleri kalçamdaydı, bedenlerimizin her noktada birbirine değiyor olmasına karşın oldukça rahat bir pozisyondaydık. Ellerim onun başının yanlarında yere sabitlenmişti ve burunlarımız neredeyse birbirine değecekti. Bunu bir kenara bırakırsak, yere düşüşüm yumuşak olmuştu.

Reyes'in az önce perdeli olan gözleri, şimdi ışıltılı bir maviydi ve bana kitlenmişti. ''Başardım, inanamıyorum. Gerçekten, başardım. Seni yakaladım.''

Çatık kaşlarım yerini şaşkın bir ifadeye bıraktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çatık kaşlarım yerini şaşkın bir ifadeye bıraktı. ''Reyes? Öldüm ve cennette beraber miyiz?''

Beni nazikçe belimden tutarak yerden kalktı. Üzerinde evdekilerle aynı kıyafetler vardı; siyah kot ve siyah tişört. Sarı saçları karışık şekilde alnına dökülüyordu. Gözleri bana bakarken parlıyordu ve dudaklarının kenarı yukarı kıvrılmıştı. ''Etrafına bak, Izzy. Evrenler arası geçiş yolundayız. Burada bizi kimse bulamaz.''

Reyes'e öyle odaklanmıştım ki, etrafımda nelerin olduğunu fark etmemiştim bile. Kendi etrafımda dönerken gözlerim fal taşı gibi açıldı ve şaşkınlıkla, ''Vay canına.'' dedim.

Altımızda bir zemin yoktu. Boşlukta duruyorduk. Etrafımız karanlıktı, uzay boşluğunda gibiydik. Ancak tek farkı, yıldızlar yerine havada asılı duran çerçeveler vardı. Dikkatli bakınca resimlerin içindekiler hareket ediyordu. Bunlar insanların hayatları boyunca yaşadığı anılar gibiydi. Her biri farklı farklı birinin anısı olmalıydı.

Birine dokunmak üzere elimi kaldırmıştım ki, Reyes elimi tuttu. ''Dokunursan kendini anıların içinde bulursun ve oradan çıkma ihtimalin yok. Tutsak kalırsın.''

Gözlerimi çerçevelerden ayırdım ve önce hala birleşik olan ellerimize, ardından Reyes'e baktım. ''Burada ne işimiz var? Ben en son-''

''Sen en son üvey baban Gabriel tarafından çağrıldın.'' Reyes elimi bırakmadan aşağı indirdi. ''Tanrılar seni çağırdığında evrenler arasında yolculuk yaparsın. Her ışınlanma boyutlar arası yolculuk demektir. Buna dikkat etmelisin. Yeterince pratik yapmazsan kaybolabilirsin.''

Karanlık Ruhlar ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin