Karar Anı

102 4 2
                                    

Multimedia'da Elijah var*

*-*-*-*-*-*-*

Elijah gülerek elimi tuttu ve beraber giriş kapısına yürüdük. İki büyük kapıdan oluşan girişte bir çift beyaz pelerinli adam bekliyordu. İkisininde gözleri sabit şekilde ileri bakıyordu. Başta bizi fark etmediler sandım ancak sonra ikisininde mavi, ışıldayan gözleri bize döndü.

Elijah başını hafif eğerek, ''Raphael, Michael,'' diye selam verdi.

Raphael ve Michael ona aynı şekilde karşılık verdi. Samimi ama ciddi gözüküyorlardı. Elijah'a duydukları saygı gözlerinden okunuyordu.

O sırada kapılar kendiliğinden gıcırdayarak, yavaşça açıldı. Beraber sakin adımlarla hole girdik.

Hol oldukça büyüktü; tavan yüksekti ve yüksek topuklu çizmelerim zeminde tok sesler çıkarıyordu. Etrafta fazla eşya yoktu, duvarlarda çeşitli tablolar vardı.

Büyük salonun kapısının önüne geldiğimizde durduk. Üzerime giydiğim kısa, siyah, vücuduma yapışan elbiseyi düzelttim. Saçlarımı arkaya attım ve derin bir nefes verdim.

Elijah'ın yeşille karışık mavi gözleri bana bakıyordu. ''Endişelenmen gereken bir durum yok, sinirlenme yeter.''

Gülümsedim. ''Söz veremem ama denerim.''

Elijah yanağımı öptü. ''Pekala.'' El ele, açılan kapının ardından içeri girdik.

Bir an kendimi Harry Potter'ın set çekimlerinde gibi hissettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir an kendimi Harry Potter'ın set çekimlerinde gibi hissettim. Salon kocamandı ve ortada iki tane uzun masa vardı. Onların ilerisinde yan yana duran beş taht vardı, dördü doluydu; iki erkek iki kadın. Lucifer'ın koltuğu boştu.

Tahtların yanında ise beş koltuk vardı; bunlar jüriler olmalıydı. Dördü erkek, biri kadındı.

Uzun masaların birkaç koltuğu hariç hepsi doluydu. Yemek saatine denk gelmiş olmalıydık.

Baş Meleklere baktım. Sarışın, uzun saçlı kadının adı Leilaydı. Diğer esmer, kısa saçlı kadının ise Victoria. İkisininde teni süt gibiydi ve gözleri gece mavisiydi. Ağızları ve burunları kalemle çizilmiş gibi güzeldi. Yaşları şu an yirmi civarında gözükse de, milyarlarca yıldır hayattalardı.

İçimde kıskançlık duygusunun filizlendiğini hissettim. Elijah bu güzel Meleklerle muhattap oluyordu.

Meleklerle dolu bir salonda nefes almak farklıydı. Acaba parfüm kullanıyorlar mıydı? Havadaki gül kokusunun başka ne anlamı olabilirdi ki?

En sağda oturan Baş Melek Dante, düz bir ifadeyle, ''Hoş geldin Lucifer.'' dedi. ''Uzun zaman oldu.'' Mavi gözleri ciddi ancak saygılı bakıyordu.

Elijah başını hafif yana eğdi. ''Evet, öyle oldu. Yeryüzünde oldukça meşgulüm. Buralara fazla uğrayamıyorum.''

Leila zarif bir el hareketiyle bizi işaret etti. ''Yaklaş, Lucifer. Seni yakından görmek istiyorum. Ve seni de, Anarşi.''

Karanlık Ruhlar ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin