Lucien hızlı adımlarla yanımıza geldi. Önce bana sonra Reyes'e şaşkınlıkla bir bakış attı ve, ''Aranıza girmek istemem ancak Elijah arabayı park ediyor, iki dakikaya burada olur.'' dedi. Reyes ve ben Lucien'a bakmaya devam ederken bana döndü. ''Yani Reyes'in kucağından kalkmak isteyebilirsin.''
Başımı salladım ve Reyes'in kucağından kalkıp üzerimi düzelttim. Ardından Lucien'a döndüm. ''Görüldüğü gibi değil, Lucien. Tam oturacaktım ki, biri arkamdan bana çarptı ve dengemi sağlayamayıp Reyes'in üzerine düştüm.''
Lucien elini salladı ve gülümsedi. ''Bana açıklama yapmak zorunda değilsin, Isabel. Ama sana inanıyorum.''
Gülümsedim, Lucien gerçekten iyi biriydi. ''Teşekkür ederim.''
Biri arkamdan kollarını belime dolayınca başımı çevirdim. Elijah saçlarımı bir yana toplayıp, boynuma sıcacık bir öpücük kondurdu. ''Ne haber?''
Lucien'a kısa bir bakış attığımda omuz silkti. Reyes dikkatini çoktan başka kızlara yöneltmişti bile. Gülümseyerek Elijah' a döndüm. Kollarımı geniş vücuduna doladım. ''Seni bekliyorduk.'' Parmak ucunda yükselerek dudaklarımı onunkilere değdirdim, ''Ne yapmak istersin?''
Beni öpmek için eğilirken, ''Dans etmek.'' diye mırıldandı.
***
Eve adım attığımız gibi Elijah beni belimden yakalayıp serin duvara yasladı. Küçük bir çığlık atıp kıkırdadım. Ardından üzerime eğildi ve beni öptü. Dudaklarım istekle aralandı ve Elijah'ın dilini kabul etti. Elijah dilini içeri soktu, başını eğerek daha derinlere girdi, adeta öpücükleriyle beni besliyordu.
İnledim ve Elijah'ın dudakları bu sesi bastırdı. Göğsü göğsüme yaslanmıştı. Düzensiz kalp atışlarını duyabiliyordum. Ellerimi sarı saçlarının arasında gezdirdim ve onu sıkıca kavrayarak iyice kendime çektim.
Kendimi tutamayıp alt dudağını ısırdım. Bu hareketimle ağzımın içinde inledi. Dilime biraz kan gelince onun metalik tadına baktım.
Güzeldi, çok güzeldi.
Yanaklarımı tutup başımı nazikce yana yatırdı. Elbisemin askısını biraz aşağı indirip hafifçe köprücük kemiğimi ısırdı ve öptü. Ardından kalçamı tutup kendine çekerek ciğerlerimdeki tüm havanın boşalmasını sağladı. Bacaklarımı tam beline saracaktım ki..
Telefon çalmaya başladı.
Nefes nefese geri çekildim. O da nefes nefeseydi, gülümsedi. ''Benim telefonum.'' Telefonu cebinden çıkardı ve ekrana baktı. Hafif kaşları çatıldı ve bana döndü. ''Bunu cevaplamam gerekiyor, bana on beş dakika ver.''
Başımla onayladım ve gülümsedim. ''Sorun değil, istersen mutfağa geç. Bende üzerime rahat bir şeyler giyip geleyim.'' Dudaklarına küçük bir öpücük kondurup merdivenlere döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Ruhlar Ardında
Teen FictionCongvender Lisesi'ne yeni gelen kızda farklı bir şeyler var... Çoğu on altı yaşındaki gencin arkadaşları vardır. Isabella McO'brien' in ise zihninde yaşayan üç ruh var.