Dövmeler

417 10 4
                                    

Multimedia da Isabel'in dövmeleri var:)))))))))

*****

Önümde öylece dikilen Elijah'tan başkası değildi.

Yüzünü bana doğru eğdi. ''Isabel, uyuyor musun?''

Gözlerimi kırpıştırdım. ''Uyumak üzereydim.''

Üzerimdeki pikeyi kenara itti, yatakta kenara kaydım. Tişörtünü çıkardığında, şaşırdığımı itiraf etmeliyim.

Yanıma uzandığı sırada, ''Seninle uyumamda bir sakınca var mı?'' diye sordu.

Kollarımı çıplak vücuduna sardım ve başımı geniş göğsüne yasladım. Sıcacık teninde parmaklarımı gezdirerek kokusunu içime çektim. ''Kesinlikle bir sakınca yok.''

O da kollarını vücuduma sardı ve saçlarımı öptü. ''İyi ki hayatıma girdin, melek.''

'Melek' sözcüğü hoşuma gitmeye başlamıştı. Ne de olsa, o kadar hayatı mahvetmiştim. Mahvedilen hayatlara karşılık bana melek denmesi? Kesinlikle uygun!

Parmaklarım yavaşça vücudunda kavisler çizerken, ''Doğruyu söylemek gerekirse, seninle tanıştığımdan beri daha az hançer taşıyorum ancak daha çok stres yapıyorum.'' dedim.

Güldü. ''Bazı yan etkilerim olabiliyor, tabii.'' Tek eliyle saçlarımı okşadı. ''Ayrıca, neden stres yapıyorsun ki?''

Sırıttım. ''Çünkü her dakika onu düşünmem gereken, mükemmel bir erkek arkadaşım var.''

*****

Sabah uyandığımda, Elijah'ın iri kolları tüm bedenimi ele geçirmiş durumdaydı. Resmen bir ahtapot gibi beni sarmıştı.

Kollarını belimden ve kalçamdan çektim. Ardından üzerine ata biner gibi çıktım. Yüzüne doğru eğilip, burnumu onunkine sürttüm. ''Hey, uyuyan güzel.''

Burnunu kırıştırdı. Bu hareketine bayılıyordum; böyle yapınca kedi yavrularına benziyordu. Yavaşça gözlerini araladı ve tek elini karmakarışık saçlarının arasından geçirdi. ''Bunu, benim sana söylemem gerekmiyor muydu?''

Gülümseyerek yanağını öptüm ve uzun zamandır gözlerinin renk değiştirmediğini fark ettim. ''Hadi kalk.''

Sırıttı ve beni kucağına alarak yataktan kalktı. Küçük bir çığlık attım. Aynı zamanda da gülüyordum. ''Elijah! Beni hemen yere indir!''

Gülerek alnıma bir öpücük kondurdu ve beni yere bıraktı. ''Nasıl istersen, ama bir şartla giderim; sen giyinirken, burada kalmama izin verirsen.''

Tam gözlerimi kısıp, ağzımı açmıştım ki, Reyes'in yüksek sesle öksürdüğünü duydum.

Dün gördüklerimden sonra, Reyes'ten bir süre uzak durmaya karar vermiştim. Bir şekilde, uzak durmazsam ikimiz de bu işten zararlı çıkacaktık.

Boğazımı temizlediğim sırada, saçlarımı arkaya attım. ''Tabii, neden olmasın.'' Reyes'in sinirden köpürdüğünü tahmin edebiliyordum. Ancak yapacak bir şey yoktu.

Benden uzaklaşması gerekiyordu.

Elijah, merdiven demirlerine yaslandı ve kollarını göğsünde kavuşturdu. Dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. ''Bikinini de giyeceksin, değil mi?''

Dudaklarımı yaladım, ancak ben daha konuşamadan Reyes araya girdi. ''Elijah, biraz aşağı gelebilir misin?''

Elijah iç geçirdi. ''Tanrım, neden ben?'' Yanıma gelip, tek elini kalçama koydu ve dudaklarıma sıcacık bir öpücük verdi. ''Kahvaltıda görüşürüz, melek.''

Karanlık Ruhlar ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin