''Anne?''

161 5 2
                                    

--Multimedia'da Isabella var--

*****

Birkaç gündür ortalıkta ruh gibi dolanıyordum. Ne olduğumu anlamak için kendime çeşitli soruyor, bazılarını cevaplamakta kendim bile zorlanıyordum. İşin kötü kısmı, bu yaşıma kadar o kadar fazla şey yaşamıştım ki, bazı ayrıntıları hatırlamıyordum ve bunlar yapbozumdaki eksik parçalar olarak beni arafta bırakıyordu.

Scott, ''Eee?'' diye sızlandı. ''Bize anlatacağın o 'çok önemli şey' nedir?''

Başımı yerden kaldırdım ve Scott'ın ışıldayan mavi gözlerine baktım. Yanında Ethan ve Faythe oturuyordu. Üçü karşımdaki koltukta meraklı bakışlarla beni izliyordu, bense ayakta, kollarımı göğsümde kavuşturmuş şekilde onlara nasıl açıklama yapacağımı düşünüyordum.

Ethan, ''Isabella?'' dedi hafif endişeli bir ses tonuyla. ''Yaklaşık yarım saattir salonda oturuyoruz ve henüz tek kelime etmedin. Endişelenmeye başlamalı mıyız?''

Scott dudak büzdü. ''Ayrıca eve Lucien'ı almadın. Hemen şu konuşmayı yap ve onları eve al.''

Faythe boğazını temizledi. ''Scott, Tanrım. Isabella önemli bir şey anlatacak ve senin tek düşündüğün şey erkek arkadaşın mı?''

Scott'ın biçimli kaşları havaya kalktı. ''O benim-''

Daha fazla duramadım ve kelimeler birden ağzımdan dökülüverdi. ''Annemi buldum.''

Scott'ın cümlesi yarıda kesildi ve Ruhlar aynı anda nefeslerini tutup bana döndüler. Ethan ve Faythe'in gözleri fal taşı gibi açılmış, Scott'ın dudakları düz bir çizgi halini almıştı. Hiçbiri konuşmadı. Yalnızca nutku tutulmuş şekilde bana bakmayı sürdürdüler.

Önlerinde eğildim ve parmağımı şaklattım. ''Hey, orada mısınız?''

Faythe irkilerek bakışlarını kaçırdı ve dudakları titredi. Ethan hala bana bakıyordu. Scott ise burnunu kırıştırdı ve, ''Anne mi?'' dedi. ''O ne?''

Gözlerimi devirdim. ''Gerçekten mi, Scott? Şu an bile mi?''

Scott başını iki yana salladı. ''Ne dememi istiyorsun, Isabella? 'Oo, tebrik ederim! Artık bir ailen var, bizi arkanda bırakıp onların yanına taşınabilirsin. Hatta sana zahmet olmasın, bavullarını ben taşırım.'' Koltukta hışımla ayağa kalktı ve ona uzanmama zaman bırakmadan, ''Hava almaya çıkacağım.'' diyip evden çıktı.

Scott'ın tepkisi karşısında kalbime bir şeylerin battığını hissettim. Gerçekten onları bırakacağımı mı düşünüyordu? Daha açıklama yapmamıştım bile. Ayaklarımın beni güçlükle taşıdığını fark edip, arkamdaki masaya yaslandım.

Faythe başını kaldırdı. Kahverengi, büyük gözleri yaşlarla ıslanmıştı. ''N-nasıl? Ne zaman?''

Ethan az önceki halinden sıyrılmıştı, Faythe'in sırtını nazikçe sıvazlarken bana bakıyordu. Boğazımı temizledim. ''Geçen gün evde verdiğimiz partiye geldi. Adı Shadow. Tıpkı bana benziyor, hatta ikiz gibiyiz. Onu görmeliydin, Faythe-'' Fazla hızlı konuştuğumu fark ederek yavaşladım. ''Size söyleyecektim ama tepkinizden korktum. Üzgünüm. Sizi asla bırakmayacağımı biliyor olmalısınız. Benim ailem sizsiniz.''

Faythe yavaşça oturduğu yerden kalktı ve yanıma gelip bana sarıldı. Başını omzuma yasladı, bende ona sıkıca sarıldım ve gözyaşlarının omzumu ıslatmasına izin verdim. ''Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun, Isabella. Ne olursa olsun biz seninleyiz. Ne karar verirsen ver arkanı kollayacağız. Daima ve ölene dek.''

Ethan da geldi ve Faythe'in üzerinden kollarını bana sardı. ''Sen her zaman bizim küçük meleğimizsin, Bella. Kötülüğün içinde parlayan ışığımız sensin.''

Karanlık Ruhlar ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin