''Yarım kalan bir işimiz vardı.''

553 10 4
                                    

Multimedia daki Isabella:)))))))))

*****

Sabah uyandığımda başım çatlayacakmış gibi ağrıyordu. Yataktan güçlükle kalkıp duşa girdim. Çıktığımda üzerime siyah bir taytla kısa beyaz bir tişört giydim ve saçlarımı kurutup açık bıraktım.

Merdivenleri inerken ruhlar esnedi. Hepsi aynı anda, ''Günaydın Isabella!'' deyince baş ağrım daha da arttı.

Bazen, migren ağrısı yanında hafif kalan baş ağrılarım oluyordu. Beni iki gün yatağa kitleyebiliyordu bile. Gözlerim kararıyor, nefes bile alamıyordum.

Şu anki henüz o raddede değildi ve umarım olmazdı.

Arabanın anahtarlarını alıp, çantamı sırtıma attığım sırada, ''Çocuklar, bugün sessizlik istiyorum. Başım fena ağrıyor, dün gece alkolü fazla kaçırmışım sanırım.'' diye mırıldanarak evden çıktım.

Okula geldiğimde arabayı park ettim ve çantamı elime alarak indim. Temiz hava almak baş ağrımı biraz olsun azaltmıştı. Okul binasına doğru yürümeye başladığımda Lucien karşıma çıktı.

Üzerinde siyah bir kot pantolonla siyah bir tişört vardı. Oldukça iri bir vücuda sahipti, yürürken etraftaki kızlar heyecanla onu izliyordu. Sarı saçları dağınıktı. Gülümsedi. ''Merhaba Isabel. Nasılsın?''

Güçlükle gülümsedim. ''Merhaba Lucien. Pek iyi sayılmam, başım fena halde ağrıyor. Neredeyse gözlerim kararacak ve yere düşeceğim.'' Elimi başıma koydum.

Kaşlarını çattı, ''Dün gece yüzünden mi acaba?''

Dudak büzdüm. ''Olabilir. Demek senin de haberin var.'' Ellerimle alnımı ovalamaya başladım. ''Ağrı kesicin var mı?''

''Sanırım.'' Çantasını karıştırdı ve kutunun içinden bir hap çıkardı. ''Al.''

Hemen ilacı ağzıma attım ve çantamdan çıkardığım suyu içtim. ''Tanrım, Lucien. Çok teşekkür ederim, gerçekten. Bir an bayılacağım sandım.''

Başını salladı. ''Arkadaşlar ne günler içindir?''

Gülümsemem büyüdü, ''Demek sen de artık bu okuldasın.''

Beraber okul binasına doğru yürümeye başladık. ''Öyle gerekti.'' Gülümsedi.

********

Kimya dersim bittiğinde sınıftan çıktım ve koridorda yürümeye başladım. Etraf kargaşa içindeydi, sınıftan çıkanlar, kitaplarını dolaptan alanlar, tuvalete yetişmeye çalışanlar, koridorda koşuşturanlar ve kavga edenler.

Çantamı sırtıma attım ve bahçeye çıktım. Çimenlerin üzerine çantamı koydum ve başımı üzerine yaslayarak yere uzandım. Hava oldukça sıcaktı ve baş ağrım geçmişti.

Biri aniden gözlerimi kapatınca ellerim otomatik olarak gözlerimin üzerine gitti. ''Elijah?''

Elijah ellerini gözlerimin üzerinden çekti ve yanıma uzandı. Sırıtıyordu. ''Nereden bildin?''

 ''Nereden bildin?''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karanlık Ruhlar ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin