Congvender Lisesi'ne yeni gelen kızda farklı bir şeyler var... Çoğu on altı yaşındaki gencin arkadaşları vardır. Isabella McO'brien' in ise zihninde yaşayan üç ruh var.
Yerden kalktım. Önüme düşen saçlarımı geriye attığım sırada, ''Vay canına.'' diye fısıldadım. ''Lütfen, kendini üzme. Eminim olanların bir açıklaması vardır.''
Ancak yinede Lucien'ın böyle bir şey yaptığına inanamamıştım.
Faythe, ''Bence önce Lucien veya Danika ile konuşmalısın. Hemen onları yargılama.'' dedi.
İç geçirerek, ''Haklısın Faythe.'' diye fısıldadım.
William oturduğu yerden kalktı. ''Bir şey mi dedin?''
Başımı salladım. ''Şey, hayır. Kendi kendime konuşuyordum.'' Gözlerinin içine baktım. ''Olanlar için üzgünüm, William. Böyle olsun istemezdim. Lucien ve Danika ile aynı odada kalmak istemezsen, oda değiştirebiliriz.''
Başını iki yana salladı. ''Erkek arkadaşınla arana giremem. Ancak, oda değiştirmek fena bir fikir değilmiş...''
Elimi sallayarak onu susturdum. ''Saçmalama. Elbette aramıza girmiyorsun, Reyes veya Elijah'tan rahatsız olmazsan bizim odada kalabilirsin. Bende Danika ve Lucien'la kalırım.''
William gülümsedi. ''Olmaz, Isabel. Teklifin için çok teşekkür ederim. Ancak bu duruma alışmam gerekiyor, en azından tatil bitene dek.''
Başımla onayladım. ''Sen nasıl istersen. Gel hadi, akşam yemeği başlayacak. Otele gidelim.''
****
William'ın otel odasına girişini izledikten sonra, şortumun arka cebinden oda kartımı çıkardım ve kapıyı açtım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İçeri girdiğimde oda boş görünüyordu. Sessizce ilerledim, ilk merdiven basamağına bastığım sırada tam ruhlara sesleniyordum ki, alt kattaki banyodan su sesi geldi.
Zaten ruhların konuşmaya başlamamasından, odada Reyes veya Elijah'ın olduğunu anlamam gerekirdi.
Başımı iki yana sallayarak yukarı çıktım. Şortumu çıkarıp yatağın üzerine koydum. Bikinimin üstünü çıkaracağım sırada merakıma yenik düşüp merdivenleri tekrar indim.
Duş perdesi kapalıydı, keşke içerideki şarkı söyleseydi. O zaman sesinden kim olduğunu anlayabilirdim, ancak şu an sadece suyun sesini duyabiliyordum.
Tam başımı geri çekiyordum ki, durdum. ''Isabel?''
Reyes.
Boğazımı temizledim. ''Efendim?''
''Orada dikilmeyi bırakıp, havluyu uzatabilir misin?'' Sesi her zamanki gibi neşeli değildi.
İçeriye girip, klozetin üzerindeki havluyu aldım. ''Elijah nerede?''
''Lucien'la bir şey konuşacaklardı, Danika'nın odasındadır.'' Başını duş perdesinden çıkardığı sırada nefesimi tuttum.
O kadar mükemmel gözüküyordu ki. Sarı saçları ıslaktı, alnına su damlıyordu. Dişlerini göstererek gülümsüyordu. Erkeksi kokusu burnuma dolduğunda başımı yana yatırdım.
