Hızlı adımlarla merdivenleri çıkan Eren aynı hızlı adımlarla soyunma odasına geçip üstünü değiştirmeye başladı. Geç kalmıştı ve daha fazla geç kalmamak adına hızlı davranıyordu.
Odaya giren Emre hızlı hızlı giyinen çocuğa şaşkınca baktı.
" Yavaş olsana. Atlı gelmiyor arkandan."
" Geç kal-" Emre'nin sakince giyindiğini gören Eren lafını yarıda kesmişti. Eğer kendisi geç kaldıysa Emre de geç kalmıştı. Ve eğer Emre geç kaldıysa sakin sakin kıyafetlerini giymek yerine küfür ederek daha hızlı davranırdı.
Eren'in cümlesinin yarıda kesildiğini duyan Emre mırıldandı.
" Günaydın." Geç kalmadığını anlayan Eren korkarak saatine baktı. Saat daha yediydi ve kendisinin mesaisinin başlamasına saha yarım saat vardı. Derin nefes alarak daha sakin bir şekilde kıyafetlerini giyip, mola odasına geçti.
Koltuklara oturduğu an telefonundan gelen bildirim ile telefonu cebinden çıkardı.
Yüzbaşı; Uyandın mı?
Yüzbaşı; Günaydın Ufaklık
Yüzbaşı'nın mesajlarına gülen Eren yüzündeki sırıtmayla cevap verdi.
Ufaklık; Uyandım
Ufaklık; Sana da günaydın Yüzbaşı
Arkadaşının yüzündeki sırıtmayı gören Emre kaşlarını çatıp gizleyemediği merakıyla sordu.
" Pislik mi o?" İlk başta ne dediğini anlamayan Eren daha sonra kaşlarını anlamayan bir ifade ile çatıp konuştu.
" Pislik?"
" Akın denen pislik. Kim olacak başka? Ondan başka pislik mi var?" Emre'nin hitap şekline gülen Eren az önce sorduğu soruya cevap verdi.
" Yok Akın değil." Telefonuna tekrar mesaj gelmesi ile heyecanla telefonunu çıkardı.
Yüzbaşı; Şimdi gitmem gerekiyor ama bugün yanına geleceğim.
Ufaklık; Bekliyorum
Heyecanla telefonu cebine koyup içeri girerken ve sonrasında işlerini yaparken oldukça heyecanlıydı.
...
" Bırak kadını." Elindeki bıçağı sallayan adam başını olumsuzca sallayıp defalarca olduğu gibi tekrar tekrar bağırdı.
" Bırakmam. Dokunmayın ona." Genç doktor tekrar dudaklarını araladı ama ondan önce davranan Eren bir adım atıp ellerimi kaldırıp. konuştu.
" Tamam. Kadını bırak beni al. Ama kadına müdahele edilmek zorunda." Tekrar yavaşça bir adım atan Eren'i fark eden adam elindeki bıçağı tekrar salladı.
" Yaklaşma!" Geriye doğru bir adım atmak zorunda kalan Eren sıkıntıyla derin bir nefes aldı.
Kendini rehin olarak bırakarak kadının kurtulmasını sağlamak istemişti ancak adam kadını bırakmamakta kararlıydı. Ve eğer kadına az daha müdahele etmezse kadını kurtaramazlardı.
" Hocam ne yapacağız? Kadını daha fazla bek-"
" Biliyorum Eren. Kadına ne olacağını biliyorum ama nasıl kurtaracağımızı bilmiyorum."
Aynı vakitlerde elindeki poşetle hastaneye giren Yüzbaşı oluşan kalabalığa kaşlarını çatıp adımlarını yavaşladı. Elindeki poşeti dikkatle boş danışma masasına bırakıp doktorların arasına girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet -Gay
General FictionYüzbaşı Miraç Kaya ve şehit olan askerinden emanet; Hemşire Eren Aslan