38

7.9K 577 97
                                    

6 Ay Sonra

" Şşş sessiz ol ama."

" Ama... ne zaman gelecek?" Duraksayarak konuşan Can ile elini tuttuğu küçük çocuğun boyuna eğilip cevap verdi.

" En fazla beş dakika sonra burada olur bence." Başını sallayarak onaylayan Can ile diz çöktüğü yerden kalkan Yüzbaşı'nın hemen ardından kapı açılmış, Eren'in sesi duyulmuştu.

" Ben geldim." İçeriden ses gelmeyince kaşlarını çatarak içeriye giren Eren, içeri girdiği anda bağıran ikili ile irkildi.

" İyi ki doğdun." Süslenmiş salona bakarak gülümseyen Eren hızla sevgilisinin kolları arasına girdi.

" Çok teşekkür ederim." Gülümseyerek kendilerine bakan çocuğu gören Eren hızla Yüzbaşı'dan ayrılıp eğilerek küçük çocuğa sarıldı.

" İyi ki... doğdun, baba." Yüzündeki gülümsemesi donan ikili şaşkınca birbirlerine baktı.

" T-teşekkür ederim oğlum." Kocaman gülümsemesi ile Can'dan ayrılan Eren, Miraç'a dönünce buruk gülümsemesini ve gözlerindeki ufak kırgınlığı fark etti.

" Sevgilim." Başını sallayarak kendine gelmeye çalışan Miraç kendini gülümsemeye zorlayarak Eren'e döndü.

" Hadi pastanın mumlarını üfle." Başını sallayıp Can'ın elinden tutan Eren, yemekler, pasta ve tatlılarla donatılmış masaya ilerledi.

Onlarla beraber masaya ilerleyip pastanın mumlarını ayarlayıp masanın karşısına geçen Miraç telefon kamerasını ayarladı.

" Hadi siz mumu üfleyin ben de fotoğrafınızı çekeyim."

Küçük çocuğu kucağına alarak masaya eğilen Eren üçten geriye doğru sayarak mumları üfledi. Tam anında fotoğrafı çeken Miraç ise gülümseyerek ikilinin yanına geçip sevgilisinin beline sarıldı.

Can'ı sandalyeye bırakıp, Miraç'ın kolları arasına giren Eren parmaklarının ucunda yükselip sevgilisinin yanağına öpücük kondurdu.

Yanlarında Can olduğu için ve ikisinin arasındaki ilişkiyi daha tam anlamadığı için Can'ın yanında pek birbirlerine yaklaşmıyorlardı.

" Teşekkür ederim sevgilim. Seni seviyorum." Aynı şekilde Eren'in yanağına ufak bir öpücük konduran Yüzbaşı, aynı şekilde sevgilisinin kulağına mırıldandı.

" Bende seni seviyorum güzelim."

" Acıktım ama." Tatlı sesiyle konuşan Can ile gülümseyerek birbirlerinden ayrılıp masaya geçtiler.

Miraç, alışkanlık haline gelmiş şeyi yaparak Can'ın tabağına, küçük çocuğun istediği şeyleri koyup tabağı önüne koyarak kendi yemeğine başladı.

" Yarın çocuk esirgeme kurumundan görevli gönderecekler, unutmadın değil mi?"

" Unutmadım ve umarım ki bu son olur."

Miraç, Can'ı evlat edinmek istediğinde ve Eren tüm korkularını, endişelerini atlattığında gerekli işlemleri yapmışlardı. Daha sonra gerekli kontroller ve işlemler yapılmış ve Can tamamen Miraç ve Eren'in oğlu olmuştu. Tabii bu süreç biraz daha zor olmuştu.

Mahkemeler, her iki günde bir çocuk esirgeme kurumundan gelen görevliler derken sonunda o günleri atlatmışlardı.

Bu altı ay içinde ise üçlü birbirine tamamen alışmış ve tam anlamıyla bir aile olmuşlardı. En başta misafir odası artık Can'ın odasıydı. Açık kahverengi ve beyaz tonlarında odayı döşemiş, Can için kıyafet, oyuncak ve hobi eşyaları ile odayı doldurmuşlardı.

Emanet -GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin