Büyük bir dikkatle önündeki yarayı pansuman yapan Eren dakikalar sonra yarayı sarmış ve eldivenlerini çıkararak sedyede onu izleyen hastaya gülümsemişti.
" Bir kaç gün su değirmemeye dikkat edin. Pansuman için yine hastaneye gelebilir veya evinize en yakın sağlık kuruluşuna gidebilirsiniz." Kendisine teşekkür eden hastaya gülümsemiş ve odadan çıkmıştı.
Dinlenme odasına ilerlerken az önceden beri ya mesaj ya da arama gelen telefonunu çıkardı. Bir Miraç'tan arama, Emre'den 3 arama ve 3 mesaj. Göz devirerek mesajları açan Eren, ilk mesajdan sonra kaşlarını çatarak okumaya devam etti.
Emre: Çocuğun fotoğrafını at, hemen (14.59)
Eren, Akın hiç iyi değildi dün. Çok dalgındı ( 15.00)
Gece de kabus gördü zaten, zor sakinleşti ( 15.00)Hızla mesajları kapatıp Emre'yi arayan Eren deli gibi dinlenme odasının içinde dönerken ne yapacağını düşünüyordu.
" Efendim?"
" Mesaj atmışsın, hastanın yanındaydım."
" Evet.. Eren, Akın hiç iyi değil. Sürekli dalgın, bir şey soruyorum saçma saçma cevap veriyor."
" Dün gece Miraç kabusla uyandı. Çok zor dedi işte biraz konuştu sonra da zar zor uyudu."
" Ne yapacağız peki?"
" Bu hastanede psikolog bir doktor var, Rüzgar hoca. Ona bir danışırım ben şimdi."
" Tamam bana da haber ver." Onaylayarak telefonu kapatan Eren mini dolaptan kapalı bir bardak alıp jelatinini açtıktan sonra içip boş kutuyu çöpe attı.
Saatine bakarak odadan çıkan Eren, hızla merdivenlere yönelip Rüzgar'ın odasının olduğu kata çıkmaya başladı. Kata çıkıp, az ilerideki odaya ilerleyen Eren, dosyaları inceleyen asistan kadına ilerleyip müsait olup olmadığını sordu.
Müsait cevabını alınca kapıyı tıklayıp içeriden gelen cevapla içeri girdi. Gözlüklerini düzelten Rüzgar, Eren'i görünce gülümseyip konuştu.
" Merhaba Eren. Bir sorun mu var?"
" Merhaba hocam. Aslında evet var ama hastalar ile ilgili değil, bir arkadaşım ile ilgili."
" Tamam, geç otur bakalım." Başını sallayarak masanın önündeki sandalyeye oturdu.
" Aslında açık olmak gerekirse anlatacağım kişi arkadaşım değil sevgilim. Ve o bir erkek, eğer sizin için sorun olacaksa." Rüzgar'ın havaya kaldırdığı eli ile susmak zorunda kalan Eren dudaklarını birbirine bastırdı.
" Ben bir psikoloğum Eren, işim danışanları yargılamak, sorun etmek değil. İşim onlara yardım etmek. Şimdi anlat bakalım bu arkadaşın sorunu neymiş?"
" Miraç, sevgilim, bir asker ve yaklaşık iki aydır görevdeydi. Dünse görevden geldi ve yanında küçük en fazla 8 yaşında bir çocuk vardı. Çocuk yaralıydı ve bana korkuyla bakıyordu. Neyse.. İşte çocuğun yaralarını sardım, konuşmaya da çalıştım ancak konuşmadı. Daha sonra Miraç geldi ve onunla konuşup onu yatağa götürdü. Sonra biz de odaya geçtim ve uyuduk. Gece ise Miraç kabusla uyandı.. Biraz anlattı. Çok zordu, her yerde kan, ceset ve yardım çığlıkları var dedi. Bu bitmeyecek ve bunu bilerek devam etmek en zoru dedi ve sonra zorda olsa uykuya daldı. Ama tüm gece huzursuzdu."
" Peki çocuk nasıldı?"
" Korkuyordu bu çok belliydi. Miraç ile konuştuğumuzda kimse ile konuşmadığını sadece kendisi ile konuştuğunu anlattı. Ve Miraç'a sığındığı çok belliydi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet -Gay
General FictionYüzbaşı Miraç Kaya ve şehit olan askerinden emanet; Hemşire Eren Aslan