Emanet -Gay

17

" Ya Miraç otur şuraya." Bıkkınlıkla derin bir nefes alan Yüzbaşı kendini koltuğa attı. Tabi bu Eren'in gözünden kaçmamıştı.
" Dikkatli olsana biraz." Aniden ayağa kalkan Yüzbaşı mutfakta bir şeyler hazırlayan Eren'in yanına yaklaşıp aniden beline sarıldı.

Belinde hissettiği kollarla yerinde sıçrayan Ufaklık sinirle arkasını döndü.

" Ne yapıyorsun Miraç?"

" Yanına geldim güzelim." Kaşlarını çatıp sinirle bakmak istese de yapamamış ve gülümsemişti.
" Hah, sonunda güldün. Sabahtan beri kaşlarını çatıp duruyorsun."

" Miraç!" Dişlerini göstererek gülümseyen Yüzbaşı kendine engel olamadan, Ufaklığın boynuna eğilip hızlı ama etkili bir buse kondurdu.

Şaşkınlıkla ağzı açılan Eren büyümüş gözleriyle Yüzbaşı'ya bakarken Yüzbaşı, Eren'in dudaklarına takılı kalmıştı.

Mantığı o an kendini terk ederken yavaşça Ufaklığın dudaklarına doğru eğildi. Ancak onları durduran bir şey oldu.

Zil.

Yüzbaşı kendine gelerek hızla geri çekildi ve ne dediği anlaşılmayan bir kaç şey mırıldanıp kapıya yöneldi. Akın duvara yaslanmış sırıtarak kendisine bakıyordu.

Kısık sesli bir küfür mırıldanıp içeriye geçti. Ne dediğini anlamasa da küfür ettiğini ve bundan dolayı bir şeyleri böldüğünü fark eden Akın'ın şaşkınca gözleri açılmış ve eliyle ağzını kapatmıştı.

" Anaaaa. Yanlış zamanda geldim dimi? Sizi gidi sizi yaramazlar sizi."
( Favori tepkim. Hilal çok iyi bilir.)

Onun bu tepkisine göz deviren Eren bir şey diyecekken Yüzbaşı çatık kaşları ile korkunç görünürken dişleri arasından konuştu.

" Sus Akın." Yüzbaşı'nın bu hâlinden tırsan Akın dudağına hayali bir fermuar çekti. İçeri geçen Akın'ın ardından elini kurulayarak Eren girdi.

" Ee hani siz hastaneye gidecektiniz?"

" Miraç beyi ikna edemedik." Demiş ve ardından Yüzbaşı'ya en uzak koltuğa oturmuştu. Sıkıntılı bir nefes veren Yüzbaşı dudaklarımı aralayıp etkili olacağını düşündüğü ses tonuyla konuşmaya başladı.

" Yavrum ne gerek var böyle şeylere? Sen hemşiresin zaten. Şimdi hastaneye gitsek üç saatimiz gidecek. Âmâ pansumanı sen yapsan kalan zamanda da film izleriz. Düz mantık."

" Beni deli etmek Miraç. Ya eğri mantık olsa ne olur yani? Daha hijyenik bir ortamda yapılır pansumanın."

" Orada dur bir dakika. Miraç'ın evi hastane ortamından bile daha temiz. Sen baksana bir etrafa." Akın tabii ki de geri durmamıştı.

" Akın sus."

" Sus Akın." İkisinin aynı anda bağırmasına karşın suratını buruşturup sustu.

" Güzelim şuan boşuna tartışıyoruz."

" Senin sağlığın boşuna değil gerizekalı." Aniden ayağa kalkıp bağırmasına hem Yüzbaşı hem de Akın şaşırmıştı. Gözleri dolan ve dudağı titreyen Eren odadan çıkmıştı.

Yüzbaşı ve Akın birbirine baktıktan sonra Yüzbaşı kalkıp Ufaklığın peşinden gitti. Akın ise kederli bir ifadeyle mırıldandı.

" Keşke bir mısır olsaydı lan."

Lavabonun kapısını çalan Yüzbaşı yumuşak bir şekilde konuştu.

" Güzelim aç kapıyı."