Dalgın bir şekilde önündeki yemekle uğraşan Akın, meleğinin ne yaptığını, nasıl olduğunu merak etse de meşgul olduğunu bildiği için arayamıyordu.
Akın'ın durgunluğunu fark eden Miraç, Mahir ve Miran üçlüsü birbirine baksa da bir şey yapamayacakları için sadece Akın'ın ilgisini cekebecek şeylerden konuşmaya başladılar.
" Eren geçen bulduğu kediye Pekmez adını koymayı düşünüyor?"
" Sarı değil mi lan o kedi? Pekmez ne alaka?"
" Tahin koysun, hem rengine de uyar." Akın'ın sesiyle üçlü ona döndüğünde Akın elindeki kaşığı bırakıp geriye yaslandı.
" Ne bakıyorsunuz amına koyayım, komadan çıkmadık herhalde."" Yani aslında bence bir nevi komadan çıkmış oldun. Sonuçta, özellikle son 3 haftadır bizimle iletişimi kökten kestin."
" Harbi mi lan?" Ne yaptığının dahi farkında olmayan Akın başını eğip derin bir nefes aldıktan sonra gülümseyerek kafasını kaldırdı. Akın'ın güldüğünü gören üçlü de güldükten sonra dördü birden ayağa kalkıp Miraç'ın odasına ilerlemeye başladılar.
( Mahir, Miran ve Miraç, üçü birden Yüzbaşı olduğu için Miraç için Yüzbaşı yazamıyorum fjsjsndn)
Odaya geçtiklerinde hepsi bir yere kurulduğunda Miraç gülerek telefonunu alıp Ufaklığından mesaj gelip gelmediğini kontrol etti ancak mesaj gelmediğini görünce telefonu yana bırakıp kafasını kaldırdı ve aynı şekilde Akın'ın da telefonunu kontrol ettiğini görüp güldü.
Çok uzak değil bundan 6-7 ay önce Akın'ın böylesine aşık olup, sürekli telefondan sevdiğini bekleyeceği aklına dahi gelmezdi ama işte, kader. Şimdi ise kardeşi karşısında sürekli telefonunu kontrol ederek sevdiğini bekliyordu.
" Akın sana bir şey diyeceğim ama emin değiliz bundan, sakın umutlanma." Kaşlarını çatan Akın kafasını telefondan kaldırıp Miraç'a bakıp ne oldu anlamında sağa sola salladı kafasını.
" Geçen gün Eren ile konuşurken tayin mektuplarını bir kaç ay arayla verdiklerinden bahsetti. İlk önce Eren, Gökhan şehit olmadan önce vermiş mektubunu, Emre de ondan bir kaç ay sonra karar verip göndermiş. Yani Eren, eğer düşündüğüm gibi ikimizin de tayin işi kabul edildiyse çok sürmez gelir diyor."
" Harbi mi?" Heyecanla yerinden kalkan Akın ile başını onaylar anlamda sallayıp devam etti.
" Ama kesin demiyorum."
" Kesindir kesin." Yüzündeki büyük gülümseme ile tekrar koltuğa oturan Akın alt dudağını ısırıp gülümsemesini durdurmaya çalıştı.
Akın'ın yerine gelen neşesi ile güzel şeyler konuşulurken çok geçmeden Akın'ın telefonu çalmıştı. Hemen telefonuna bakan Akın, Meleğim yazısı ile hemen açıp konuştu.
" Meleğim?"
" A-Akın." Duyduğu ağlamalı ses ve ardından gelen hıçkırık ile korkuyla yerinden kalkıp karışındaki Miraç'a korkulu gözlerle bakarken telaşla konuştu.
" Emre noldu güzelim, kötü bir şey mi oldu?"
" B-ben çok özledim seni. E-Eren de yok zaten, yalnız başıma kaldım burada."
" Meleğim ağlama lütfen. Yalnız değilsin ki sen. Ben varım, Eren var, diğerleri var. Sadece yanında değiliz ama en yakın zamanda tekrar yanımda olacaksın eminim bundan hadi ağlama artık."
" Tamam ağlamıyorum artık. Ben sadece çok özledim sizi."
" Bende seni çok özledim ama biraz daha dayanmak zorundayız meleğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet -Gay
Narrativa generaleYüzbaşı Miraç Kaya ve şehit olan askerinden emanet; Hemşire Eren Aslan