37

7.9K 574 35
                                    

Yattığı yerde düşünceli gözlerle tavanı izleyen Eren'in kulaklarında Miraç'ın dün gece dediği şeyler yankılanıyordu.

Canı evlat edinmek istediğini söylemişti ve düşünmesi için Eren'e zaman vermişti. Ancak Eren bir türlü düşünce çıkmazından çıkamıyordu.

Ve Miraç zor da olsa seansı kabul etmiş ve bugün ilk seansa gitmişti.

Eren ise izin günü olduğu için yarım gün gitmişti hastaneye, Miraç geldiginde izin aldığı için, ve eve geldiğinde Miraç çıkmıştı evden. Miraç gittikten sonra Can ile biraz oynamış daha sonra Can uyumuştu.

Şimdi ise koltukta uzanarak düşünüyordu. Yapabilirler miydi? Tamam güzel bir çift olmuşlardı ancak küçük bir çocuğun sorumluluğunu alacak kadar iyiler miydi ki?
Sıkıntıyla yerinden kalkıp mutfağa geçen Eren, dolaptaki yemekleri görünce yemek yapmaktan vazgeçip pasta yapmaya başladı.

Yaklaşık yarım saat sonra pastayı yapıp fırına koymuş ve mutfağı toplamıştı. O sırada çalan telefonla hızla masaya yönelip açtı.

" Efendim?"

" Eve geliyorum güzelim istediğin bir şey var mı?"

" Sen gel yeter." Gülerek onaylayan sevgilisi ile telefonu kapatıp odalarına geçti. Üzerini değiştiren Eren, Can'ın odasına geçip küçük misafiri kontrol etti. Huzurla uyuyan çocuğa karşı gülümseyip çalan kapıya yöneldi.

Kapıyı açınca kendisine gülümseyerek bakan sevgilisine aynı şekilde gülümseyip beline sarıldı. Kaşlarını çatarak Eren'in beline kollarını saran Miraç, kafasını biraz eğip Eren'in saçları arasına öpücük kondurup konuştu.

" Bir sorun mu var bebeğim?"

" Hayır sadece... seni özledim." Gülerek bebeğini kalçasından tutup kucağına alan Miraç ayakkabısını çıkararak salona ilerleyip koltuğa oturdu. Miraç'ın boynuna saklanan Eren yorgunca gözlerini kapattı.

Bir sorun olduğunu anlayan ancak bir şey demeyen Miraç sakince bebeğinin boynuna ufak bir öpücük bırakmıştı.

" Masayı sen hazırlar mısın sevgilim? Söz bulaşıkları ben yıkayacağım."

" Hiç sorun değil bebeğim. Söz vermene de gerek yok, bulaşıkları da ben yıkarım. Sen dinlen bugün."

" Teşekkür ederim." Eren'in duraklarına ufak bir öpücük bırakıp, bebeğini kucağından kaldıran Yüzbaşı mutfağa ilerleyip masayı hazırlamaya başladı.

Çok geçmeden Yüzbaşı salona geçmiş uykulu gözlerle tavanı izleyen bebeğine ilerleyip koltuğun yanında diz çökmüştü. Gülümseyerek sevgilisine dönen Eren uykulu sesiyle mırıldandı.

" Sen masaya geç sevgilim ben, Can'ı da uyandırıp geleyim." Başını sallayarak sevgilisinin saçını okşayan Yüzbaşı daha sonra yumuşak tutamlara bir öpücük kondurup ayağa kalkarak salondan çıktı.

Hemen ardından da Eren koltuktan kalkıp lavaboya geçmiş elini yıkadıktan sonra Can'ın odasına geçmişti.

" Can." Sessizce küçük çocuğa seslenen Eren, Miraç'ın dediklerini hatırladı. Küçük çocuk yaşadığı şeylerden dolayı seslerden etkilendiği için en ufak seste uyanabiliyordu ve yüksek seste korkup ağlıyordu. Ve emindi ki Miraç geceleri defalarca kontrol ediyordu küçük çocuğu.

Başını sallayarak kendine gelmeye çalışan Eren, gözlerini açarak kendisine bakan küçük çocuğa gülümseyip yatağın kenarına oturdu.

" Miraç geldi, yemekler de hazır. Hadi gel kucağıma yüzünü yıkayıp mutfağa geçelim."

Eren'i onaylayarak kollarını kaldıran Can ile küçük çocuğu kucağına aldı, Eren. Lavaboya geçip küçük çocuğun yüzünü yıkayan Eren, daha sonra yumuşak hareketlerle Can'ın yüzünü silip tekrar kucağına aldı.

Emanet -GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin