Dinlenme odasına giren Eren kendini yorgunlukla arkadaşının yanına atıp Emre'ye seslendi
" İşin bitti mi?" Hala anı yere bakan ve cevap vermeyen arkadaşına dönen Eren gözlerinin doluluğunu fark etti. Şaşkınlıkla oturduğu yerden kalkıp arkadaşının önünde eğilen Eren tekrar seslendi ama bu defa daha yüksekti sesi.
" Emre." İrkilen çocuğun gözlerinden bir damla yaş aksa da Emre bunu fark etmemişti. Ne olduğunu anlamayan bir ifade ile Eren'e baktı.
" Ne oldu?"
" Anlatmak ister misin?" Gözlerini pencereye değiren Emre derin nefes aldıktan sonra gözlerini Eren'e çevirdi.
" Abim aradı işte az önce. Her zamanki gibi esip gürledi. Yine bir şeye sinirlenmiş belli, gelip acısını çıkardı." Ayağa kalkıp, eğilerek arkadaşına sarılan Eren ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Biliyordu ki teselli cümleleri içi boş birkaç cümleden ibaretti şuan Emre için.
Az sonra telefonu çaldığı için arkadaşından ayrılıp arayana baktı. Yüzbaşı arıyordu. Arkadaşına o kadar üzülmüştü ki şuan Yüzbaşı aradı diye sevinemiyordu bile.
" Efendim?"
" İyi misin?"
" İyiyim ben. Sen neden aradın?"
" Seni almaya gelecektim ya hani." Eliyle alnına vuran Eren mırıldandı.
" Miraç bugün buluşmasak. Emre biraz-" Arkadaşını duyan Emre hemen arkasını döndü.
" Eren hayır gidin siz. Önemli bir şey yok zaten siz keyfinize bakın."
" Ama Emre." İkilemde kalan Eren bir süre düşündü. Miraç ile uzun zamandır buluşmak istiyordu ama bir türlü denk gelmiyordu. Ama şimdi de Emre vardı..
" Hadii. Git hadi."
" Tamam ama beni her saat arayacaksın." Başını sallayan Emre'nin ardından Yüzbaşı'nın sesi dolmuştu kulaklarına.
" Geleyim mi?"
" Bekliyorum." Demiş ve ardından kapatarak soyunma odasına ilerledi. Hala ikilemdeydi ve bu gece eğlenemeyeceğine adı gibi emindi. Aklı Emre'de kalacaktı.
Kıyafetlerini değiştirip dinlenme odasına dönünce Emre'yi burada bulamayınca bahçeye indi. İlerideki banklarda oturan arkadaşını görünce yanına ilerleyip oturdu.
" Aklım sende kalacak."
" Eren. Hem bak bende birazdan çıkacağım. Sonra evime gidip film izleyeceğim bu kadar. Aklın kalmasın bende. Miraç ile uzun zamandır bir araya da gelemiyorsunuz, vakit geçirin işte." İçi rahat etmese de başını sallayan Eren telefonunun çalması ile ayağa kalkıp arkadaşına sarıldı.
" Dikkat et. Aramayı da unutma." Hızla bahçeden çıkıp kenarda kendisini bekleyen arabaya ilerleyip bindi. Kemerini de takıp gülümseyerek kendisini izleyen Yüzbaşı'ya gülümseyerek döndü.
" Merhaba." Hala utanan hallerine gülen Yüzbaşı cevap verdi.
" Merhaba. Bir sorun yok değil mi?" Başını olumsuz anlamda sallayan Ufaklık ile başka bir şey demeden arabayı evine doğru sürmeye başlamıştı.
Eve girdiklerinde Eren montunu ve ayakkabısını çıkarıp salona geçti. Yüzbaşı da yanına gelince bir süre sessizce oturdular. En sonunda Ufaklık sessizlikten sıkılıp dudaklarını araladı.
" İkimiz de sessiz olunca bir garip oluyor." Buna gülen Yüzbaşı oturduğu yerde Ufaklığa doğru kaydı.
" Bir araya gelince dilim tutuluyor. Buluşmadan önce ne konuşacağım hakkında alıştırma yapsam bile seni görünce hepsi uçup gidiyor." Dudaklarını ısırıp kafasını hafif eğen Eren bir şey diyeceği sırada çalan kapı ikili birbirine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet -Gay
General FictionYüzbaşı Miraç Kaya ve şehit olan askerinden emanet; Hemşire Eren Aslan