3 Ay Sonra
Karşısında oturan ve sevgililerinden ayrı oturan arkadaşlarına göz devirip kahvesini içmeye devam etti.
Üç aydır sadece oğlu ve işiyle ilgilendiği için Emre bir değişiklik olsun diye hep beraber kahve içmeyi teklif etmişti ve Eren kendisi için çırpınan arkadaşını kıramadığı için kabul etmişti.
Ancak böyle olacağını bilse asla kabul etmezdi.
Miraç şehit olduğundan bu yana Miran ile Mahir ve Akın ile Emre. Ne zaman Eren'in yanına gitseler, bir arada olsalar birbirlerinden ayrılıyorlardı.
Eren bu durumun böyle olmasını istemiyordu. Tamam artık sevgilisi yoktu, sevdiği adam yoktu ama onların sevdikleri yanındaydı. Neden sırf Eren üzülmesin diye birbirlerinden ayrı duruyorlardı? Farkında olmasalar da Eren'in bu durumları kabullenmesini zorlaştırıyorlardı.
" Bu duruma daha ne kadar devam etmeyi düşünüyorsunuz?" Eren'in sorusunu anlamayan dörtlü şaşkınca Eren'e döndüklerinde Eren'in gayette ciddi bir şekilde kendilerine baktığını gördüler. Arkadaşlarının soruyu anlamadığını anlayan Eren ise derin bir nefes alarak konuştu.
" Ne zamana kadar benim yanına geldiğinizde birbirinizden uzaklaşmaya devam edeceksiniz? Eğer bu durum böyle devam edecekse sizinle grup olarak hiç bir araya gelmeyeyim ben?"
" Biz..."
" Tamam anladım üzülmeyeyim diye. Ama siz böyle yaptıkça gerçekten daha fazla üzülüyorum. Yapmayın. Bakın sevdikleriniz yanınızda sırf ben üzülmeyeyim diye birbirinizden uzaklaşmayın. Üzülmüyorum. Hatta böyle yapmanız beni daha fazla üzüyor."
6 Ay Sonra
" Kendini nasıl hissediyorsun Eren?" Psikoloğun sorduğu soruya yorgun bakışlarla cevap verdi Eren.
" Çok yorgun."
" Dün büyük bir kriz geçirdin. Bunu konuşmak, anlatmak ister misin?"
" Bilmiyorum. Gerçekten ne hissettiğimi ne anlatacağım hiç bilmiyorum."
" Seni zorlamak istemiyorum Eren. İstersen bugün bitirebiliriz."
" Teşekkür ederim." Buna gerçekten ihtiyacı vardı. Dün kriz geçirdiği andan beri herkes etrafında iyi olması için dönüyordu. Arkadaşları yanında olduğu için minnettardı ama biraz yalnız kalmak istiyordu.
Yorgun adımlarla odadan çıkıp 6 aydır gördüğü asistan kıza gülümseyip binadan çıktı. Taksi durağına ilerlerken çalan telefonunu cebimden çıkarıp ekrana bakarak cevao verdi.
" Efendim?"
" Can'ı okuldan aldım eve geçiyoruz şimdi. İstediğin bir şey var mı?"
" Hayır." Taksiye binip eve geçtiğinde hemen üzerini değiştirip yemek için bir şeyler sipariş vermişti. Bugün hiç hali yoktu ve Can iki gündür hamburger istiyordu.
Çok geçmeden kapı çaldığında masada oturmuş ağrıyan başını ovalayan Eren ayağa kalkıp kapıya ilerledi.
Kapıyı açtığı anda bacaklarına sarılan oğlunu kucağına alıp göğsüne bastırdı. Tek dayanağı oğluydu. Kılıç işi olduğunu söyleyerek gittiğinde derin bir nefes alıp oğluyla beraber geçireceği zamana odaklanmaya çalıştı Eren.
....
1 Yıl Sonra
" Lütfen Akın. Lütfen bulun o ceketi yalvarırım." Yalvarır bir şekilde Akın'ın koluna sarılan Eren'in şuan düşündüğü tek şey nerde bıraktığını unuttuğu ceketteydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet -Gay
Ficción GeneralYüzbaşı Miraç Kaya ve şehit olan askerinden emanet; Hemşire Eren Aslan