2 Ay önce
Uzaktan gelen patlama sesiyle elindeki eşyaları yere düşüren Miraç bir yere tutunma ihtiyacı hissederek hemen diğer yanındaki duvara yaslandı.
Gözlerinin önüne karaltı olarak gelen insanları hatırlamıştı. Hatta tüm her şeyi hatırlamıştı. Zayıf ve kısa boylu genç çocuk Eren, sevdiği, her çocuk gördüğünde gözlerinin önüne gelen küçük çocuk oğlu Can.
Kalbine giren ince sızıyla tebessüm ederek elini kalbine bastırdı. Eli kalbindeyken kafasını yukarı kaldırıp konuştu.
" Hatırlıyorum. Hatırlıyorum Eren'im."
Sonrasında geçen iki ayda ülkeden çıkışlar yasaklanmıştı. Patlamanın üzerinden çok geçmeden ise esir alınmış o hengamede telefonunu kaybetmişti.
İki ay süren esir hayatından kurtulduğunda ilk işi evine gidip yaralarını sarıp üzerini değiştirmek olmuştu. Daha sonra işe ülke dışına çıkan arabalardan birine binip Suriye'den çıkmıştı sonunda.
Şimdi ise geriye sadece Akın'a, kardeşine ulaşarak her şeyi anlatarak yanına gitmek daha sonra ise sevdiğine ve çocuğuna kavuşmak kalmıştı.
Bir Hafta Önce
Gece çalan telefonuyla gözlerini açan Akın üzerinde çıplak bir şekilde yatan sevgilisini diğer tarafa yatırdıktan sonra boxer ve eşofman giyip telefonu alarak odadan çıktı.
Bilinmeyen numaralara karşı hazırlıklı olduğu için şaşırmadan telefonu açıp kulağına götürdü.
" Kimsiniz?"
" A-Akın." Hemen ardından ise gelen hıçkırık sesiyle bir yere tutunma ihtiyacı hissederek koltuğun kenarına tutundu.
" M-Miraç. Sen misin?" Miraç ağlamasından dolayı konuşamazken Akın'ın görmeyeceğini bilse de başını salladı.
" B-benim kardeşim." Bir anlık şaşkınlıkla telefonu Miraç'ın yüzüne kapatan Akın dolu gözleriyle etrafta gezmeye başladı. Evin içinde oluşan tıkırtılar nedeniyle uyanan Emre ise Akın'ı o halde görünce gözlerini ovalayarak sevgilisinin yanına ilefledi.
" Sevgilim?" Emre'nin sesini duyan Akın hızla sevgilisine dönüp sıkıca sarıldı.
" Ölmemiş. Gerçekten ölmemiş. Eren.. O haklıydı ölmemiş." Akın'ın kısık sesli mırıldanmasından bir şey anlamayan Emre kaşlarını çatarak konuştu.
" Anlatmak ister misin sevgilim?" Başını olumsuz anlamda sallayarak gözlerini silen Akın, sevgilisinden ayrılıp yanaklarını tuttu.
" Hadi sen yatağa dön benim birine telefon etmem gerekiyor." İstemese de başını sallayarak Akın'dan ayrılan Emre odalarına geçip yatağa uzandı.
Akın ise koltuğa attığı telefonunu alıp hava almak için bahçeye çıktı. Telefonu elinde bahçede gezerken ani gelen cesaretle hızla az önceki numarayı aradı.
" Akın?"
" Her şeyi anlatacaksın. İki yıldır ne bok yiyorsun, nerdesin, ne yaptın, neden yaptın hepsini anlatacaksın."
" Tamam."
....
Saatler süren konuşmadan sonra kapanan telefonla yavaş adımlarla içeriye girdi Akın. Güneş doğmak üzereydi ve öğrendiklerini sindirmek için sevgilisinin kollarına sığınmak istiyordu.
Odaya girip eşofmanı üzerinden çıkardıktan sonra boxer ile yatağa girip uyuyan sevgilisini kolları arasına çekti.
" Akın." Uykusundan uyanarak sayıklayan Emre'nin saçları arasına öpücük kondurduktan sonra mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet -Gay
General FictionYüzbaşı Miraç Kaya ve şehit olan askerinden emanet; Hemşire Eren Aslan