BİR NEFES YETER (Tamamlandı)

23

Üç hafta sonra

Ceyhun, Tolunay, Anka, Eren, Beren ve Zehra hep birlikte salondaydı. Eren ve Tolunay televizyon karşısında deli gibi pes oynarken Beren ile Zehra, Beren' in okulu hakkında sohbet ediyordu. Anka da Beren ile Zehra' nın sohbetini dinliyordu.

Ceyhun, Anka' nın dikkatle Beren' i dinlediğini fark etmesiyle ona seslendi.

- Anka?

Anka, Ceyhun' un kendisine seslendiğini duymasıyla:

- Efendim?

- Sen üniversiteyi kaçıncı sınıfta bırakmıştın?

- Üç, neden sordun?

- Yeniden devam etmeyi hiç düşündün mü?

- Bilmem, hiç düşünmedim.

- Peki şu an düşünür müsün?

Anka bir süre düşündü, gerçekten aylar sonra yeniden okumaya cesareti var mıydı? Belki de vardı.

- Belki, ama beni üçüncü sınıftan başlatırlar mı, bilmem.

- Neden başlatmasınlar?

- Aylarca gitmedim Ceyhun. Büyük ihtimalle devamsızlıktan dolayı okuldan atmışlardır beni.

- Ben şu ana kadar devamsızlıktan dolayı okuldan atılan öğrenci hiç duymadım. Yarın okuluna gidip bunu öğrenmek ister misin?

- Yarın mı?

- Evet, yanlış hatırlamıyorsam bu sıralar kayıt yenileme zamanları.

Anka heyecanla Ceyhun' a döndü.

- Sen ciddi ciddi beni okutmak mı istiyorsun?

- Oradan bunun şakasını yapacak bir insana mı benziyorum?

- Hayır ama bunu sorman... beni şaşırttı.

- Tolunay ile Eren'e okumaları için destek olduğumu biliyorsun Anka.

Tolunay bir kez daha Eren' e yenilmesiyle isyanla:

- Hayır ya!

Eren:

- Seni sekizinci kez yeniyorum Tolu. Anla artık, bugün şanslı gününde değilsin.

Tolu, oyun kumandasını koltuğa fırlatıp ayağa kalktı.

- Tamam pes ediyorum ya.

Eren, Tolu' nun saçını karıştırıp:

- Aferin, böyle adam ol.

- Eren ya, yapma şunu.

Eren, son kez Tolu' nun saçlarını karıştırıp:

- Tamam yapmıyorum, deyip Ceyhun ile Anka' ya döndü.

Tabi Tolunay bir kez daha isyanla iç çekmeyi unutmadı. Eren:

- E ne konuşuyordunuz? Üniversiteden bahsettiğinizi duydum.

Tolunay merakla:

- Ne üniversitesi? (Anka' nın yanına oturup hafifçe omzuyla Anka' nın omzunu iteledi) Kız, yoksa okulunu bitirmeye mi karar verdin?

Anka:

- Daha değil. Ama Ceyhun kanıma giriyor.

Eren:

- Ne güzel işte. Sonuçta karar vermemeni engelleyecek bir neden yok önünde.

- Öyle mi diyorsun? Gerçekten yok mu?