Anka, doktorların ameliyattan çıktığını görmesiyle hızla yanlarına gitti.
- Eren' in durumu nasıl Doktor Bey?
Doktor:
- Kurşunun karaciğere gelmesi büyük bir şans olmuş. Kurşun çıktığı için geldiğinde Eren Bey' in sadece kanaması vardı. Kanamasını sağ salim durdurduk, biraz kan takviyeside yaptık elbette.
Zehra, doktorun yanına gelip:
- Oğlumu görebilir miyim Doktor Bey?
- Eren Bey' in durumu iyi olduğu için onu birazdan normal odaya olacağız, orada rahatça görebilirsiniz. Geçmiş olsun.
Anka:
- Sağolun, deyip Zehra' nın kolundan tuttu ve onu yeniden sandalyeye oturttu. Zehra' nın akan yaşlarını silip:
- Doktoru duydun, Eren iyimiş. Kendini artık üzmesen mi Zehra Teyze? Ha?
- Eren' im tamamen taburcu olmadan içim rahat etmez kuzum.
- Ama Eren' in seni böyle görmemesi gerekiyor. Üzülebilir.
Zehra gülümseyip akan yaşlarını sildi.
- Haklısın onu üzmemeliyim.
- Ha şöyle Zehra Teyzem.
Hemşirelerden biri yanlarına gelip:
- Eren Bey' i 1002 numaralı odaya alıyoruz. Oraya geçebilirsiniz.
Anka:
- Sağolun hemşire hanım. (Zehra' nın kalkmasına yardımcı olup) Hadi gidelim Zehra Teyzem.
Zehra, Anka' ya eşlik edip:
- Gidelim kızım, deyip birlikte asansöre yöneldiler.
Eren, bulunduğu odaya geldikten sonra Zehra, oğlunun yanına girdi. Anka da telefonunu alıp Ceyhun' u aramaya başladı. Ceyhun:
- Efendim Anka?
- Neredesin Ceyhun?
- Bir işimiz var Tolu ile oraya gidiyoruz.
- Anladım. Eren, ameliyathaneden çıktı. Durumu iyi olduğu içinde onu direk normal odaya aldılar. Siz ne zaman geleceksiniz?
- En fazla bir saat. Neyse, Anka benim şimdi kapatmam gerekiyor. Eren ile Zehra Teyze' ye dikkat et.
- Tamam siz de çok geç kalmayın.
- Merak etme. Görüşürüz.
- Görüşürüz, deyip telefonu kapattı.
Ceyhun, Anka' nın telefonunu kapatır kapatmaz arabasını park etti ve kısa süre içinde Tolunay ile Musa Eroğlu' nun mekanına girdi. Girdikleri yerin tamamen kumarhane olduğunu gördüler.
Tolunay, Ceyhun' un kulağına eğilip:
- Saat üç yönünde.
Ceyhun, Tolunay' ın bahsettiği yere baktı ve Musa Eroğlu' nun yanındaki sürtüklerle eğlendiğini gördü.
- Gidelim, deyip Musa' nın olduğu yere yöneldiler.
Musa, kendisine doğru gelen iki yabancıyı fark etmesiyle adamı Osman' ı onların yanına gönderdi.
Osman, Ceyhun ve Tolunay' ın önüne gelip:
- Sizlerde kimsiniz?
Tolunay:
- Kim olduğumuzu çok iyi bildiğine eminiz Osman Kılıç.
Osman, onların kim olduğunu çok iyi biliyordu fakat Musa Bey' in mekanında da sorun çıkarmalarını istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR NEFES YETER (Tamamlandı)
Genç Kız EdebiyatıO kadar şeye rağmen... Aşka... İsmi gibi küllerinden doğmaya çalışan Anka... Gizlice ona eşlik eden ama şuan ki hayatını asla kabul edemeyen Ceyhun... İki ayrı hayat kadınının çocukları olan Ülküm Beren ve Tolunay... İstenmeyen ve onları sürekli d...