Birkaç gün sonra
Doktorlar, Anka uyandıktan sonraki bu birkaç günde Anka' nın hastanede daha fazla kalmasına gerek olmadığını Ceyhunlara söylemiştir.
Ceyhun buna içten içe sevinsede bir yanıda Anka' ya her an bir şey olacakmış hissine kapılıyordur. Ceyhun içten içe yaşadığı endişeyle doktora:
- Gerçekten iyi olacak mı? Diye sordu.
Doktor:
- Yemek yemediği için ilaçlarınıda içemiyor ama ilacını vermesi için yanınıza bir hemşire göndereceğim. O hemşire hem Anka Hanım' ın kendisine bir şey yapmamasını engelleyecek hem de iyileşmesi için elinden geleni yapacaktır.
- Bir gün daha onunla ilgilenir misiniz? Yarından sonra eve götürürüm.
- Tabi.
Ceyhun, hastaneden çıktı ve evine geçmeden önce boyacıya uğradı. Dün gelen temizlik görevlisi sayesinde evi temizdi. Fakat kendi odasının yanındaki Anka' nın odasını biraz daha düzenlemesi gerekiyordur. Çünkü onun sanki evindeymiş gibi hissetmesi Ceyhun için çok önemliydi.
Telefonu açıp Tolunay ve Eren ile konferans yaptı. Onlara, çok önemli işleri yoksa eğer Anka' nın boş odası için bir şeyler bakmalarını söyledi.
Birkaç saat sonra Tolunay ve Eren geldiğinde Ceyhun, Anka' nın odasının yarısını boyamıştı. Eren:
- Vay be Ceyhun! Bir kız için duvar boyuyorsun ha?
- Sanki hiç duvar boyamamışım gibi konuşuyorsun Eren.
- Boyamadın abi. Kaç senedir tanışıyoruz ben hiç görmedim şahsen, hele bir de kız için yaptığını hiç yani.
- Denk gelmemişsin demek ki, (Eren' in üstüne biraz boya sıçratıp) çok konuşmada eline bir fırça al. Bu oda kendi kendine boyanmıyor.
- Ceyhun ya! En sevdiğim tişörtümü mahvettin. Tulum giymemi bekleseydin ya.
- Hadi hadi, yürü. Yoksa en sevdiğin tişörtünü daha kötü hale getireceğim.
- Tamam, gidiyorum.
Ceyhun, Eren odadan çıkmadan :
- Tolunay nerede Eren?
- Aşağıda, mobilyaları içeri aldırtıyordu.
- Tamam, işi bitince söyle yanımıza gelsin.
- Tamam onu da söylerim.
Ertesi gün
Ceyhun, hastaneye gelmiştir ve Anka' nın taburcu işlemlerini halletmekle uğraşıyordur.
Ceyhun danışmadaki işini hallettikten sonra Anka' nın odasına gelmiştir. Kapıyı çaldıktan sonra içeriden gelen ' Gelebilirsiniz' sesiyle içeri girmiştir.
İçeri girdiğinde hemşirelerin çoktan Anka' yı hazırladığını ve tekerlekli sandalyeye otturttuklarını görmüştür.
Ceyhun, Anka' ya bakıp hafifçe gülümsedikten sonra hemşirelere ciddiyetle:
- Sağolun, demiştir ve tekerlekli sandalyeyi sürmek için Anka' nın arkasına geçmiştir.
Anka ise Ceyhun' un attığı gülümsemeye hiçbir tepki vermeden boş boş bakmaya devam etmiş ve sandalye ilerlerken nasıl kendini öldürebileceğini düşünmeye başlamıştır.
Çünkü hastanedeki ve gideceği eve kadar sürecek zamanda kendini öldürmek için bir fırsatı daha vardır.
Ceyhun ise Anka' nın bunları düşündüğünü bilmeden mutlulukla onu eve götürmeyi bekliyordur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR NEFES YETER (Tamamlandı)
ChickLitO kadar şeye rağmen... Aşka... İsmi gibi küllerinden doğmaya çalışan Anka... Gizlice ona eşlik eden ama şuan ki hayatını asla kabul edemeyen Ceyhun... İki ayrı hayat kadınının çocukları olan Ülküm Beren ve Tolunay... İstenmeyen ve onları sürekli d...