BİR NEFES YETER (Tamamlandı)

98

Üç hafta sonra

Bugün Anka ve Ceyhun' un nikâhı vardı.

Tolunay ve Beren' in aksine, Ceyhun ve Anka sevdikleri arasında evde düğün yapmaya karar vermişti.

Beren, Anka' nın saçlarını düzeltirken:

- Gerçekten bu evi bırakıp taşınacak mısınız?

- Bu ev iki kişi için çok büyük. Çocuk sahibi olabilseydik belki dururduk.

Sidal:

- Bizim çocuklarımız seninde çocuğun Anka.

- Öyle tabi de, kendi çocuğun olunca başka olur herhalde.

Beren, Anka' ya sarılıp öptü.

- Üzülme hayatım. Belki bir tedavisi falan olur.

- Belki... Neyse. Hem bu evi tamamen bırakmıyoruz. Canımız istediği zaman geliriz. Değil mi?

Elvan:

- Öyle tabi.(Anka' nın yanına gelip) Çok güzel oldun be Anka.

- Teşekkür ederim. Gerçekten olmuş muyum?

Elvan, arkadaşına sarılıp:

- Peri kızı gibi...

Anka, arkadaşının yanağından öptü.

- Siz de benden farklı değildiniz. (Gelinliğini okşadı, aynadan arkasındaki Elvan'a bakıp) Eren gerçekten iyi değil mi Elvan?

- İyi çok şükür. Merak etme sen.

- Her zaman iyi olsun. O benim canım.

Odanın kapısı çaldı. Kapının ardından Gökay:

- Anka, gelebilir miyiz?

- Gel abi!

Beren:

- Sevgilisiyle mi gelecekti?

- Evet, deyip duvağının kenarını düzeltti.

Elvan, Anka' nın kulağına eğilip:

- Tek sevgilisiyle gelmemiş anlaşılan, demesiyle Anka gözlerini kapıya çevirdi ve o an teyzesiyle göz göze geldi.

Gökay mutlulukla Anka' ya sarılıp:

- Çok güzel olmuşsun prensesim.

Anka, teşekkür eder gibi Gökay' ın sarılmasına karşılık verdi. Ardından:

- Teyzemin geleceğini bilmiyordum.

- Bende bilmiyordum. (Ankaya bakıp) Kızdın mı?

- Hayır kızmadım, sadece şaşırdım.

Sıla, Ankaya sarılıp:

- Nasılsın Anka?

- Sağol Sıla iyiyim. Sen nasılsın?

Sıla:

- Bende iyiyim.

Nihal, küçük adımlar ile Anka' nın yanına gitti. Anka' nın omuzlarını hafifçe tutup:

- Aynı ablama benziyorsun. Saçların, gözlerin, duruşun... her şeyin ile. Belki geç olacak ama üzgünüm Anka. Gerçekten çok üzgünüm, deyip akan yaşlarını sildi.

Anka hiçbir şey demeyip akan yaşlarıyla teyzesini izledi.

Nihal, Anka' nın bir şey dememesiyle hayal kırıklığına uğrasa da haklı olduğunu bildiği için bir şey demedi. Çantasından beşi bir yerde altını çıkarıp: