Perla'nın ağzından
"Burası da akademimizin tiyatro salonu..."
Konuşmaya devam ederken tüm öğrencilerin yüzlerini inceliyordum. Okulumuza her sene olduğu gibi farklı milletlerden öğrenciler gelmişti. Burası 'Maidstone Akademisi'. Son zamanlarda adını çokça konuşturan bir yer haline geldi. Ben ise bu okulun sahibinin kızıyım. Bundan hoşlanıyor muydum emin değilim ama emin olduğum bir şey vardı: o da abimin
-ismi Damon- kesinlikle bundan hoşlanmadığı. Evet, benden sadece bir yaş büyük bir abim vardı ve kendisini pek sevdiğim söylenmez. Her neyse, bugün okulun ilk haftası ve aynı zamanda okul temsilcisi olan ben yeni gelen öğrencileri okulu gezdiriyorum. Çoğu hayranlık ile gösterdiğim yerlere bakıyor ve çıt çıkarmıyorlardı."... ve son olarak akademimizin resim atölyesi. Görsel sanatlar ve sanat tarihi klubüne üye olursanız haftanın 2 ders saatini bu alanda geçireceksiniz. Sormak istediğiniz herhangi bir şey varsa temsilci toplantı odasında beni bulabilirsiniz." dedikten sonra Nina'ya - temsilci yardımcısı - öğrencilerin kalacağı yurda götürmesini söyledim ve hızlıca ordan çıktım.
İngiliz Edebiyatı öğretmeninin benden müdüre götürmemi istediği dosyaları almak için öğretmenler salonuna girdim. İçerisi boştu çünkü saat sabahın yedisiydi. Bay Pattinson'un dolabının önüne geldiğimde bana verdiği anahtar ile dolabı açtım ve içindeki dosyaları alıp hızlıca müdürün odasına gittim. Temsilci olmamın en büyük sebebi ise babamdı. Gerçi ona kalsa abimin bu tarz işlerle uğraşması gerekirdi fakat Damon geçen sene puan sıralamasında kendi sırasını çok düşürmüştü ve bu sayede okul ikincisi olan ben temsilci seçilmiştim.
İçimden umarım babam daha gelmemiştir diye dua ediyordum fakat bendeki bu şansızlıkla bu imkansızdı. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Babam bilgisayarda bir şeyler yapıyordu. Büyük ihtimal yeni gelen öğrencilerin kayıtlarını kontrol ediyordu. Sessizce yanına ulaştım ve öksürdüm. Önce yüzüme sonra elimdeki dosyaları baktı ve "masama bırak" dedi. Evde olduğumuz zamanlar bu kadar soğuk ve ciddi bir adam değildi kendisi. Okul sahibi olmanın verdiği ağırlık yüzünden ciddi davranacağım derken kaba olabiliyordu. Bir an önce bu odadan çıkmak istediğimden hızlıca bırakıp çıktım.
Aç değildim ama bir şeyler yemek istiyordum ve daha dersin başlamasına yaklaşık kırk dakika vardı. Kantine gidip kendime sosisli aldım ve bahçeye çıkıp öğrencileri izlemeye başladım. Yeni gelen bazı öğrenciler çabucak kaynaşmıştı. Bu kadar hızlı nasıl olabilirler aklım almıyordu gerçekten. Samimiyetsizlikleri karşısında yüzümü buruşturdum ve okulun kapısına çevirdim bakışlarımı.
Bakmaya devam ederken abimin içeriye girdiğini fark ettim. Okula bu kadar erken gelmesine şaşırmıştım açıkçası. Yanına doğru yürümeye başladım ve omzuna yumruk attım.
" Hayırdır, sen bu kadar erken gelmezdin. Müdür azarladı değil mi?" dedim sırıtarak. O ise beni takmadı ve sanki birini arar gibi etrafa bakmaya başladı. Onun baktığı yerlere bende bakmaya başladım. Etrafta sadece yeni öğrenciler vardı. Kimi aradığını anlamamıştım. Birkaç dakika sonra " Onun beni azarlayabileceğini düşündün mü cidden?" dedi. Haklı sayılırdı. Babamın hayatında sesini yükselteceği son insan olabilirdi. Kendisi oğlunu çok severdi ve abimin sert mizacından dolayı belki de ondan çekiniyordu. Verdiği cevaba karşılık kafamı salladım ve bu sıkıcı çocuğun da yanından ayrıldım.
=========================
Nina'ya pek güvenmediğim için yurda gittim. Çoğu öğrenci yerleşmeye başlamıştı fakat iki kızı görevli ile tartışırken gördüm. Ne olduğu anlamak için yanlarına yaklaştım.
"Anlıyorum fakat ben bu kızla kalmak istemiyorum beyefendi. Arkadaşım ile yer değiştirseler bir sorun çıkacağını düşünmüyorum." diyordu bir tanesi. Diğer kız ise yüzünü buruşturarak "Emriniz olur. Okulun ilk gününden sorunlu insanlarla karşılaşmak zorunda mıydım Allahım" dedi. Sorun çıkartan insanlardan nefret ederdim. Birbirleriyle alıp veremedikleri neydi hiçbir fikrim yoktu ama tartışma büyümesin diye olaya el attım. Görevlinin yanına gittim ve kulağına şimdilik yer değiştirmelerini, okulun ilk gününden bir sorun çıkmasını istemediğimi söyledim. Sonra kızlara döndüm ve " İsimlerinizi öğrenebilir miyim?" diye sordum. Oda arkadaşını değiştirmek isteyen kızın adı 'Estella'ydı. Kumral, ela gözlü ve orta boylarda bir kızdı. Biraz saf bir kıza benziyordu diğer kızın aksine. Yanındaki kızın adı ise "Asya Asel'di". O ise sarışın, yeşil gözlü ve uzun boylu bir kızdı.
Görevlinin gömleğindeki tükenmez kalemi alıp isimlerini elime yazdım. "Ben yurt yöneticisine iletirim. Lütfen ilk günden sorun çıkmasın. Odalarınızı değiştirebilirsiniz." dedim ve yurt yöneticisine gidip durumdan haberdar ettim. Ders başlama zili çalmıştı ve yılın ilk dersi de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maidstone Academy
Teen FictionFarklı ülkelerden gelen yüzlerce öğrencinin buluştuğu, İngiltere'de bulunan ve uluslararası bir akademi olan "Maidstone Akademisi''nde geçen bu hikayemizde 4 tane ana karakter vardır. 4 ana karakter 4 farklı kişi tarafından kaleme alınıyor ve farklı...