Perla'nın ağzından
Gece boğazım kuruduğu için mutfağa inip su içtim. Abimin odasının önünden geçerken konuştuğunu duydum. Kulağımı kapıya dayadım. Sesler çok boğuktu o yüzden ne dediğini anlamıyordum. Bir süre sonra sesler kesildi. Hala uyanık olmalıydı. Benim de uykum kaçmıştı.
Partide alt sınıflardan Allison ile dans ettiği gördükten sonra içime şüphe düşmüştü. Şu an konuşmanın vakti değildi belki ama aklıma tekrar gelmişti bir kere. Sorup ne olduğunu öğrenmeden uyuyamazdım.
Kapının kolunu sessizce indirdim. Kafamı küçük aralıktan içeriye doğru soktum. Kafasını tek eline yaslamış gülümsüyordu. Onu böyle görmek biraz garipti. Sessizce " Gelebilir miyim?" diye sordum. O ana kadar beni fark etmemiş olacak ki irkildi.
" Ne oldu? Bu saatte neden uyanıksın?" dedi. " Sana sormalı. Kiminle konuşuyordun bu saatte?" dedim sırıtarak ve kapıyı kapatıp yanına oturdum. O da yattığı yerden doğruldu. " Lee Seong aramıştı da onunla konuştuk biraz. Hem sen kapı mı dinlemeye başladın şimdi de? " dedi kaşlarını çatarak. Sinirli değildi sadece öyle gözükmeye çalışıyordu. Komik durduğunda birhaberdi.
" Kendini o kadar kaptırmışsın ki sesinin dışarıdan duyulduğundan haberin yok" dedikten sonra nefes aldım ve " Neden bana hiçbir şey anlatmıyorsun? Biraz önce Lee Seong ile konuştuğuna inanacak kadar aptal olduğumu düşünmem üzdü açıkçası. Hadi, Allison ile aranda ne var anlat" diye devam ettim.
Yüzündeki ifadeye bakacak olursak bunu dememi gerçekten beklemiyordu. Beni cidden aptal mı sanıyordu acaba? Gerçi bu zamana kadar aptal yerine koymuştu, bu konuda da neden koymasın ki.
" Allison mu? Ne varmış Allison ile aramda?" dedi. Uzattıkça uzatıyordu bu da. " Of abi, lafı geveleme işte. Allison ile aranda bir şeyler olduğunu biliyorum. Bir tek ben değil çoğu kişi biliyor emin olabilirsin. Ee, anlatacak mısın artık?" dedim.
Her şeyi baştan anlatmıştı. Allison ile bu okula gelmeden öncede bir kütüphanede tanıştığını ve o günden sonra aklından çıkmadığını falan. Bu kadar kısa sürede yakınlaşmalarının başka bir açıklaması olamazdı zaten.
" İyi bir kıza benziyor... ya da sadece ben o yüzünü gördüm" dedim. Abim direkt yüzüme baktı ve "O tanıdığın birçok insandan daha iyi niyetli ve temiz bir kız. Buna emin olabilirsin" dedi. " Sen dikkat et yine de. Ne de olsa bu hayatta her şey mümkün. İnsanlar en yakınlarının arkasından bile iş çevirir olmuş. Bu kadar kolay güvenme" dedim.
Kafasını salladı. Sanki yaptığım imanın kendisine ait olduğunu anlamıştı. " Haklısın fakat benim ondan ötürü hiçbir şüphem yok. Güvenim tam" dedi. Gülümsedim. Bir insana güvenmek, onu sevmek bazıları için ne kadar kolaydı.
" Sen niye uyanmıştın?" dedi.
"Boğazım kuruduğu için su içmeye kalkmıştım. Senin sesini duyunca da aklıma bu mevzu geldi" dedim. " Uyu o zaman artık saat çok geç oldu." "Tamam sende yat. İyi geceler" dedim ve yataktan kalktım. Tam odadan çıkacakken bana seslendi. "Perla, gelip benimli konuştuğun için teşekkür ederim. Birbirimizle hiç böyle konuşmamıştık, abi kardeş gibi." Sadece gülümsedim ve hızlıca odadan çıktım.Evet, biz abi kardeştik. Öyleyse neden sürekli benden bir şeyler gizliyordu? Beni korumak adına böyle yaptığını söylüyordu hep ama hiçbir zaman benimle oturup dertleşmemişti. Belki de ikimiz de birbirimize bu konuda adım atmadığımız için birbirimizden uzaklaşmıştık şu ana kadar.
Bunları düşünürken yatağımın içine girmiştim. Konuşmanın verdiği rahatlık ile güzel bir uykuya dalmıştım.
===================
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maidstone Academy
Teen FictionFarklı ülkelerden gelen yüzlerce öğrencinin buluştuğu, İngiltere'de bulunan ve uluslararası bir akademi olan "Maidstone Akademisi''nde geçen bu hikayemizde 4 tane ana karakter vardır. 4 ana karakter 4 farklı kişi tarafından kaleme alınıyor ve farklı...