Chapter 14

14 4 0
                                    

Asya Asel'in ağzından

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Üstümde hala parti kıyafetleri ve birbirine girmiş makyajım vardı. Apar topar fırladım yataktan. Anlaşılan bugün kahvaltı yapamayacaktım. Hemen üstümü çıkarıp makyajımı sildim. Okul için hazırlandım.

Derse yetişmek için hızlıca yurttan çıktım. Çıktığımda Seong da yeni gelmiş okula doğru gidiyordu. Yanına gitmek istedim ama yanına koşarak giden bir kızı gördüm. Gülümseyerek konuşuyorlardı. Bana eşi olmadığı hakkında yalan mı söylemişti?

Öyle olsa bile beni ilgilendirmezdi. Görmezden gelmeye çalışarak yanlarından hızlı adımlarla geçtim. Sınıfa gittim,dersin başlamasına zaman vardı ve ben hala açtım. Çantamı yerime koyup cüzdanı alıp hızlıca kantine indim. Tost ve su alıp sınıfa yöneldim. Bir yandan yiyip bir yandan yürüyordum.

Sınıfa giderken Seong ve henüz hala tanımadığım kızı yine gördüm. Sebepsizce üzülmüştüm. Arkadaşımı kaybedemezdim. İçten içe arkadaş mıyız gerçekten dedim. Yapacak bir şeyim yoktu. Gidip kim olduğunu sormaya hakkım yoktu. Bu yüzden yine görmezden gelerek sınıfa yöneldim.

Yanlarından geçerken Seong şapkamdan tuttu yanındaki kıza dönerek "Biraz zaman verir misin hemen geleceğim." dedi. Yutkundum ve ona döndüm. "Dersim başlayacak." Gitmek için hareket etmiştim peşimden gelerek "Benden mi kaçıyorsun?" Yanaklarım kızarmıştı. Korkunca, utanınca ya da heyecanlanınca hep böyle olurdu.Güldü. "Sen benden kaçmıyorsun utanıyor musun? " İyice yerin dibine girmiştim. "Hayır ne alakası var. Derse geç kalacağım. Hem daha kahvaltımı yapamadım. O yüzden acele ediyorum." İnanmış gibi kafasını salladı. Bu fırsattan hemen veda edip kaçtım.

Kendimi tutamamam cidden başıma hep bela olur ama ilk defa böyle utanmıştım. Kafamı kaldıramadan hızlıca sınıfa girdim. İştahım bile kalmamıştı tostu sarıp sıranın altına koydum. Suyumu içtim etrafa bakındım. Hala sınıftan kimseyle konuşmuyordum. İlk gün olan olayın etrafı bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim.

Ders başladı. Çok çalışkan bir öğrenci değildim ama dersi her zaman dinlerdim. Bu sefer onu yapacak halim de yoktu nedense. Ders bitene kadar bekledim. Teneffüslerde sınıftan çıkmadım. İlk teneffüs sıramda kahvaltımı yaptım. Zaten bugün öğlene kadar ders vardı. Tüm dersler bitince kalktım. Bahçeye çıktım oturacak yer aradım.

İstemsizce Seong ile proje yaptığımız yere gittim. O da orada oturuyordu. "Özür dilerim ben başka yere giderim." Hemen yana kaydı. "Neden? Ben seni bekliyordum." Buraya geleceğime emin olmasına şaşırmamıştım. Yanına oturdum. Laptobundan dizi izliyordu. Merak etmiştim yandan bakmaya çalışıyordum. Bana doğru kaydı kulaklığının tekini bana uzattı. Çok yakındı. Çok yakındı. İçimden resmen bağırıyordum. Aldım hemen kulaklığı taktım. Yanaklarımın yine kızardığına emindim belli etmemeye çalışarak diziye baktım. 11.22.63 'ü izliyordu. Bunu daha önce izlemiştim. Mükemmel bir diziydi. Böyle diziler izleyen biriyle tanışmak gerçekten güzeldi. "Bunu izlemiştim. Böyle şeyler izlediğini bilmiyordum." Sadece gülerek cevap verdi. Artık sadece sessizlikle değil gülerek de anlaşıyorduk. İlerleme vardı. Bölüm bitince bana döndü. "Arkadaşımı benden kıskandın mı?" İçimden siktir diye ses geldi. "Hayır neden kıskanayım. Biz de arkadaşız sonuçta. Buna hakkım yok." Ne dediğimi ben de anlamamıştım. Hakkım olmasını istediğimi mi ima ettim yoksa arkadaş olduğumuzu mu? "Anlıyorum ama benden kaçman için bir sebep yok değil mi? Madem arkadaşız bana istediğini diyebilirsin istediğin zaman yanıma gelebilirsin. Seni gördüğüm zaman ben de mutlu olacağım. Ama sana bir şey söylemek istiyorum. Biliyorum daha kısa süredir tanışıyoruz ama sen benim için çok değerli bir yer kapladın. Henüz kendimde bu duyguya ad koyamadım ama benim için değerli olduğunu duymanı istedim. " O kadar masumca ve samimi bir şekilde söylemişti ki bunları kalbim yerinden çıkacaktı. " Duyguların tek taraflı değil. Sen de benim için değerlisin. Hatta şu ana kadar en uzun süre konuştuğum kişisin. " Nerdeyse ağlamaya başlayacaktım. O da bunu anladı ve ona baktığımda onun da gözlerinin dolduğunu anladım. Onun hakkında yeni şeyler öğreyordum. Çok duygusaldı. Aniden sarıldı. Gözümdeki yaşı daha fazla tutamadım. Ağlama dedi ama yanaklarımdan 2 yaş süzüldü. O sırada aklıma hemen bir şey geldi. Ona baktım gülümsedim. "Şimdi gitmem lazım yapmam gereken bir şey vardı. Sonra görüşürüz. " Tamam demesine gerek kalmamıştı. Gözlerine ifadelerine bakarak bir daha görüşeceğimizi bilerek belirtmişti.

Yanından ayrıldım hemen yurda gittim. Sabahtan beri özür dilememin vaktinin geldiğini hatta geçtiğine karar vermiştim. Estella'nınkapısının önüne gelmiştim içeri nasıl gireceğimi bilemeden bir oraya bir oraya dönüp duruyordum o sırada Allison geldi. Onların yakın arkadaş olduğunu biliyordum bu yüzden durumu hemen ona anlattım. Benim için onu çağırdı.

Estella kapıdan çıkmıştı öfkeli sinirli değildi o yüzden hemen konuya girdim. "Seni rahatsız ettim ama ilk günden beri özür dilemem gerektiğini biliyordum. O gün fazlasıyla sinirliydim kim olsa ne olsa patlayacak gibiydim. Bir an senin çoktan yerleştiğini görünce sana patladım. Biraz ağır konuştum. Suçlu benim,hayatım çok düzenli bir şekilde değil samimiyetine güvenerek beni anlayacağını umuyorum. Özür dilerim. " Hemen kızı görür görmez paragraf yazmıştım o da şaşırmıştı. " Çok hızlı konuştum değil mi?" Güldüm.O da güldü. Bu iyiye işaret diye düşündüm. " Sorun değil,herkes aynı şeyleri yaşamıyor. Sinirli olmanı anlayabilirim. Tabii ki seni affettim." Çok mutlu olmuştum. "Anlayışın için teşekkür ederim. Biraz geç kaldım bu konuda pek iyi olduğum söylenemez." dedim. "Gayet başarılıydı." dedi. Yine güldük. Konuşmayı çok uzatmak istemedim çünkü ilerledikçe utanmaya başlıyordum ve Allison ile konuşacakları olduğunu anlamıştım.

Veda ettim ona. İçimi huzur kaplamıştı. Seong ile olan konuşmamız ardından Estella'dan özür dileme fırsatı bulmam. İçimi bir huzur kaplamıştı. Ama bana bu cesareti verenin Seong olduğunu anlamıştım. Hala ona karşı sevgi mi samimiyet mi beslediğimi anlayamıyordum. Ama onun da benim gibi düşünmesin çok sevinmiştim. Yine her şeyi zaman gösterecekti.
Kendi odama gittim.

Duygusallığın bol olduğu bir gün olmuştu ve hayatım değişmeye başlamıştı. Sevinçle akşam yemeği için yemekhaneye gittim. Yemeğimi elime aldım yer ararken Allison el işareti ile beni yanına çağırdı. Ne kadar mutluluğu tarif etmem imkansız ama özetle yanlarına koşarak gitmemle her şey anlaşılmıştır.Yanlarına oturdum biraz sohbet ettik. Yakınlaşmıştık ama hala arkadaşız diyebilir miyim bilmiyorum.

O gün yemekten sonra ayrıldığımızda yarın okula beraber gitme kararı almıştık. Odama çıktığımda da yarını iple çekerek yatağıma girdim. Laptobumdan 11. 22.63'ü açıp baştan tekrar izledim. Sanki diziyi tekrar izleyince Seong hakkında bir şeyler öğrenecekmişim gibi merakla izliyordum. En son laptobum açık bir şekilde uyuyakaldım.

Maidstone AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin