Estella'nın Ağzından
Pazartesi günü benim için yine sıradan bir okul günü olmuştu.Dersler dışında ve Alexa dışında pek bir olay yoktu.Bazıları Alexa'nın okula geri döneceğini düşünüyordu hatta ailesini okulda gördüklerini iddia ediyorlardı.Eminim bu durum Alexa içinde zordur.Tim'in anlattıklarına göre üst üste çok şey yaşamıştı.Okul çıkışı yurda gider gitmez üstümü değiştirip dizimin yeni gelen bölümünü açtım.Allison yanımda kitap okuyordu.Bir süre sonra ayaklanarak "Benim canım çok sıkıldı burada böyle oturmaktan.Gidip biraz dolaşacağım."dedi."Tamam,görüşürüz." dedim.Giyindikten sonra çıktı.Yeni bölümü bitirdikten sonra internete girerek diğer izleyicilerin teorilerini okumaya başladım.Çoğu güzel teorilerdi.Bir süre sonra benim de canım sıkılmaya başlamıştı.Asel'in odasına gittiğimde ödev yaptığını gördüm.Onu daha fazla rahatsız etmemek için odaya geri döndüm.Son zamanlarda canım çok sıkılıyordu.Dışarı çıkıp dolaşmak iyi gelebilir diye düşünüyordum fakat nereye gideceğimi de bilmiyordum.Hırkamı giyerek balkona çıktım.Belki temiz hava iyi gelebilir diye düşünmüştüm.Elimi hırkamın cebine attığım zaman bir kağıt buldum.İçini açtığımda bunun Harvey'in bana verdiği numarası olduğunu anladım.Dün ona yazmayı unutmuştum.Aslında hala yazsam mı emin değildim.Yanlış anlamasını istemiyordum.Ama Allison'un dediği gibi farklı insanlarla konuşmaya da ihtiyacım vardı.En sonunda en fazla ne olabilir ki diye düşünüp numarasını kaydettim.Mesaj uygulamasına girerek 'Selam' yazdım.Beş dakika sonra telefonuma gelen bildirim sesiyle telefonu tekrar elime aldım.Gelen mesajda "Selam Estella.Yazmana sevindim,Nasılsın?" yazıyordu. "İyiyim, sen nasılsın?Hemen hatırlamana şaşırdım."yazdım.Yazdıktan sonra pişman olmuştum.Niye böyle saçmalamıştım ki şimdi?Hemen mesaj geldi "Gördüğüm herkese numaramı vermiyorum."diyerek sonuna gülücük ekledi.Harvey ile bir süre konuştuktan sonra "Eğer çarşamba günü müsaitsen sana güzel bir tur yaptırabilirim.Buradaki güzel mekanları keşfetmene yardımcı olmuş olurum."yazdı.Biraz düşündükten sonra onunla gitmeye karar verdim.Yapacak bir şeyim de yoktu zaten."Aslında İngiltere'nin bu tarafını çok tanımıyorum bir rehberle gezmek fena olmayabilir."yazdım.Çarşamba günü okuldan birkaç saat sonra buluşmaya karar verdik.Harvey ile konuşmayı bitirdiğimde kapının açıldığını duydum.Gelen Allison'du.Çok mutlu görünüyordu.Canım sıkıldı diye çıkmıştı ama bu şekilde gelmişti.Şaşkın bir şekilde "Canım sıkıldı diye çıktın ve bu şekilde geri döndün. Bana da biraz motivasyon sırrı verir misin?" dedim.Gülümseyerek yanıma doğru gelip üstüme atlamıştı. "Kızım sen kilo mu aldın, ne bu ağırlık? Hem niye atlıyorsun üstüme, Sarhoş falan mı oldun sen?"diyerek onu üstümden attım.Onu böyle görmek beni mutlu ediyordu.Damon'a yapacağı bir sürprizden bahsetti.Ben de merak etmiştim.Şarkı tarzı bir şey yapacaktı.Sözlere bakmak istediğimde göstermemişti.Yarın kayıt stüdyosuna gideceğini söylemişti.Onun o heyecanıyla Harvey ile buluşacağımı söylemeyi unutmuştum.Ertesi gün okul derslerinin ardından hemen yurda geri döndüm.Bu aralar okulda çok işimiz yoktu.Müzik grubu için başvuruyu da yapmıştık.Gerisi onlara kalmıştı.Yarışma olacağı günlerde onlarla beraber gidecektik.Yurda gelip verilen ödevleri hallettim.Son zamanlarda biriktirdiğim tüm ödevleri yaptım.Allison kayıt için stüdyoya gitmişti.Akşama doğru geldi.Çok heyecanlı duruyordu.Hallettiğini söyledi.Ama ilk Damon'a dinleyeceği için bana göstermemişti.Beni daha da meraklandırmıştı.Ona yarın Harvey ile buluşacağımı söylemişti.Harvey'in kim olduğunu sorduğunda laser tag oyununda tanıştığım çocuk olduğunu söyledim.Allison da buna sevinmişti.Fakat ona bunun normal bir buluşma olacağını anlam yüklememesini söyledim.Ben yatağıma geri döndüm o da telefonundan biriyle yazışmaya başladı.Kiminle olduğunu tahmin etmek çok zor değildi.
Sabah beraber hazırlanarak okula gittik.Bugün Damon ile buluşacaktı.Okul çıkışını sabırsızlıkla bekliyordu.Derslerden sonra Damon'ın yanına gitti.Ben de Asya Asel ile beraber yurda geri döndüm.Harvey ile birkaç saat sonra buluşacaktık.Biraz yemek yiyip telefondan bir şeyler izledim.Anlaştığımız saate az kaldığını görünce giyinip sahile doğru yürümeye başladım.Orada bir banka oturduktan sonra onu arayarak geldiğimi söyledim.Hemen geleceğini söyleyerek telefonu kapattı.On dakikanın sonunda gelmişti."Seni beklettiğim için üzgünüm.Bir problem çıktı halletmem uzun sürdü."dedi mahçup bir şekilde."Sorun değil on dakika bekledim sadece."dedim rahatlaması için gülümseyerek. Biraz sahil kenarından yürüdükten sonra otobüs durağına doğru gittik."Bowling salonunu gidebiliriz diye düşünmüştüm sana da uygunsa."dedi.Onu onaylamak için kafamı salladım ve gelen otobüse bindik.Birkaç durak sonra indik.Eğlence aktivitelerinin olduğu bir salondu.Aslında bowlingi pek sevmezdim.Çok iyi olduğum söylenemezdi zaten.Adam şu an salonun dolu olduğunu bir saate boşalacağını söyledi.Oradan sıra alıp dışarı çıktık."Bowlinge saatimize kadar biraz dolaşabiliriz."dedi.Onu onayladım biraz dolaştıktan sonra Bowling için tekrar salona girdik.Boşalan yerlerden birine geçerek oynamaya başladık.Ben cidden kötü oynuyordum.Harvey benden daha iyiydi.Attığım son top hiçbir labutu devirmemişti.Harvet kıkırdayarak "Biraz daha sola doğru atmalısın."dedi.Bu sefer o atarken iyi izlemiştim.Onun yaptıklarını taklit ederek attığımda birkaç tanesi hariç hepsini devirmiştim.Biraz daha oynadıktan sonra salondan çıktık."Acıktın mı?"diye sordu."Evet."diye cevap verdim."Bildiğim güzel bir pizzacı var seviyorsan oraya gidelim."dedi."Severim,gidelim o zaman."dedim.Yürüyerek pizzacıya doğru gittik.Zaten iki sokak ilerideydi.Pizza siparişlerini verdikten sonra beklemeye başladık.Pizzalar gelince yemeye başladık.Yerken sohbet ediyorduk.Harvey cidden eğlenceli bir insandı.Saatlerdir beraber vakit geçiriyorduk hiç sıkılmamıştım.Hatta saatin nasıl geçtini bile anlayamamıştım,hava kararmıştı.Harvey pizzasının son dilimini yerken "Buralarda bildiğim güzel bir bar var.Eğer işin yoksa gidebiliriz."dedi.Biraz düşündüm.Yurtta yapacağım bir şey yoktu.Canım don zamanlarda zaten sıkılıyordu.Aslında biraz eğlenmek iyi gelirdi.Fakat yurda çok geç girmemize izin yoktu.Ama güvenlik görevlisiyle aram iyiydi bunu halledebilirdim.Harvey'in teklifini kabul ettim.Meraklanmaması için Allison'u arayıp "Allison biraz gecikeceğim,merak etme."dedim."Tamam.Bir sorun yok değil mi?"dedi."Yok hayır,her şey gayet iyi."diyerek telefonu kapattım.Ona bara gideceğimizi söylememiştim.Alkol almamı çok sevmezdi.Büyük ihtimal gidince anlayacaktı fakat şimdilik bir şey söylemedim.Harvey ile pizza paralarını ödeyip yürümeye başladık.10-15 dakika sonra dediği bara varmıştık.İçerisi kalabalıktı.İlerleyerek bir masaya oturacağımız sırada ileriden bana el sallayan Jamie'yi gördüm.Yanında sevgilisi vardı.Masada tanımadığım iki kişiyle konuşan Nick'i gördüm.Ve en sonda masada telefonuna bakarak oturan Alex'i gördüm.Jamie "Estella gelsene."diye seslenince kafasını kaldırıp bize doğru bakmıştı.Diğerleri de bize doğru bakınca onlara doğru yürüdüm.Harvey de arkamdan beni takip ediyordu.Jamie ayağa kalkarak "Hey nasılsın?"diye sordu.Gülümseyerek "İyiyim sen?"diye sordum."İyi sayılırım sanırım.Bizimle otursanıza."dedi bize yer açarak.Ben Harvey'e doğru döndüğümde gülümseyerek kafasını sallayarak problem olmayacağını belirtmişti.O sırada Alex "İnsanların randevusunu bozma Jamie."dedi bana ve Harvey'e bakarak.Cevap vermeyerek oturdum.Benim ardımdan Harvey de oturdu.Nick de gülümseyerek "Hoşgeldiniz."dedi.Gülümsemesine karşılık verdim.Jamie sorar gözlerle bakıyordu fakat soracak samimiyeti bulamıyordu sanırım.Neyse ki Harvey girişken bir insandı."Selam ben Harvey."diyerek hepsiyle el sıkıştı.Nick de demin konuştuğu iki kişiyi bize tanıttı.Biri kuzeniydi biri de onun sevgilisiydi.İngiltere'ye yeni gelmişler.Alışana kadar Nick ile beraber kalacaklarmış.Hepimiz sohbet etmeye başlamıştık.Harvey ortama uyum sağlamıştı hemen.Alex pek keyifli durmuyordu.Zaten şu Alexa dedikodularından beri daha farklıydı.Jamie Harvey'e müzik gruplarını soruyordu.Müzik grubu diyince "Matt nerede?"diye sordum ortaya.Nick "Bilmem işi olduğunu söyledi."dedi.Alex "Yine o kızın peşinden koşmakla meşguldür."dedi.Jamie'nin sevgilisi Katie "Ee Estella yüzme kulübü nasıl gidiyor?"diye sordu.Katie de ilk dönem yüzme kulübündeydi fakat sonradan değiştirerek Jamie için müziğe geçmişti."Fena değil.Bazen yine fazladan antrenman yapıyoruz bu biraz can sıkıcı oluyor."dedim.Anladığını belirterek kafasını salladı.Harvey Nick'e gitar öğrenmeye çalıştığını söylüyordu.Onları dinlemeye dalmışken telefonuma gelen bildirim sesiyle dikkatim dağıldı.Cebimden çıkararak mesaj uygulamasına girdiğimde mesajı Alex'in attığını gördüm.Mesajda "Niye daha yeni tanıştığın bir insanla bara geliyorsun?"yazıyordu.Ardından "Sadece bir soru."yazmıştı.Kafamı kaldırıp ona baktığımda hala telefona bakıyordu."Yeni tanıştığımı nereden çıkarıyorsun?Ayrıca bara gelmek için kırk yıllık arkadaş mı olmak gerekiyor?"yazdım.Kafasını hala telefondan kaldırmamıştı.Hemen cevap yazdı "Yanında rahat olmadığın çok belli.Hayır gerekmiyor fakat saçma bana göre."dedi.Ya sarhoştu ya kafasını bir yere vurmuştu.Ona göre neyin saçma olup olmadığını sormuyordum.Cevapları beni daha da sinir ediyordu "Çok sarhoşsun sanırım."yazdım.Kafamı kaldırdığımda bana bakarak güldüğünü gördüm."Daha içmedim."yazmıştı.Daha fazla yazıp daha fazla sinir olmamak için telefonu tekrar cebime attım.Nick "Ee boş boş oturacak mıyız?Bir şeyler oynayalım."dedi.Harvey de ona katıldığını belirtti.Nick'in kuzeni "Hint pokeri?"diye sordu.Hepimiz kabul ettik.Harvey buranın sahibini tanıdığı için gidip bir iskambil destesi istedi arkadan.Jamie ve Nick de shotları alarak masaya geldiler.Hepimiz bir iskambil kağıdı alarak kendimiz hariç herkesin göreceği şekilde tutmaya başladık.Herkes birbirinin elindeki kağıda baktıktan sonra Nick'in kuzeni bahisi başlattı çok hızlı gitmek istememiş olacak ki bir dedi.Bu tur çekilen olmamıştı hepimiz belli bir bahis vermiştik.Tur bitince hepimiz kartları açtık.En düşük kart Katie'ye aitti.Bahse girilen tüm shotları içmişti.Çekilen olmadığı için epey fazla içmişti.Kartlarımızı en alta koyup hepimiz tekrar birer tane daha çektik.Bu tur içen ben olmuştum.Oynamaya devam ettik.Bir saat sona ermişti.Gayet eğlenceliydi devam etmek istiyorduk çoğumuz.İçmeyen tek Nick'in kuzeninin sevgilisi kalmıştı bize göre daha şanslıydı.Tekrar kartları çektik.Bahis sırası bana gelince telefonuma bildirim gelince mesaja üstten baktım.Alex "Çekilsen daha iyi olur."yazmıştı."Daha fazla sarhoş olma diye diyorum."yazmıştı.İlk beni düşünerek yazdığını düşünmüştüm.Fakat taktik de yapıyor olabilirdi.Sonuçta benden sonraydı.Ben çekilirsem sıfırlanacağı için daha az içecekti.Yüzüme bakıyordu.Çekilmek yerine "2 shot."dedim.Alex şaşırmıştı.Oyun devam etti ve bu tur bitti.Kartlarımıza baktığımızda en düşük Alex'miş.Düşündüğüm gibi olması beni mutlu etmişti.Gülümseyerek ona mesaj yazdım "Beni o kadar kolay kandıramazsın."yazdım.O da telefonunu eline alıp "Bunu daha önce sana kim yaptı?Herkes ilk seferinde inanır."yazmıştı."Evet ilk olsaydı inanırdım."yazdım.Bu taktikten haberim yokken bir kere kanmıştım.Öğrendikten sonra ben de başlamıştım başkalarına yapmaya.Birkaç tur daha oynadıktan sonra.Hepimiz oyuna biraz daha heyecan katmak için shot sayısını arttırdık.En son oynadığımız tur benimki en düşüktü ve 20 shot içmek zorundaydım.Mızıkçılık yapmadan hepsini içtim.İyi ki aldıkları içki ağır değildi.Yoksa şu an kötü bir şekilde sarhoş olabilirdim.Ama fazla içmiştim."Hadi devam edelim."dedim.Alex "Bence bu kadar yeter.Saat geç oldu."dedi.Fakat diğerleri de devam etmek istiyordu.Alex "O zaman bence sen daha fazla oynama Estella.Daha fazla sarhoş olmasan daha iyi olur."dedi.Katie de Alex'i onayladı.Ama oynamaya devam etmek istiyordum.Hem kontrolün hala bende olduğunu biliyordum.Sadece biraz çenem düşmüş olabilirdi o kadar."O kadar da sarhoş değilim,devam edelim."dedim.Harvey"Ben devam etmeyeceğim."diyerek kıkırdadı.Evet kontrolü çoktan kaybetmişti sürekli gülüyordu her şeye.Nick'in kuzeni ve sevgilisi Nick'ten ev anahtarlarını alıp bize veda ederek gitmişlerdi.Umarım kaybolmadan giderler keşke Nick onları bıraksaydı diye geçirirken Alex "Nick acaba onlarla mı gitsen?İngiltere'yi çok bilmiyorlar sonuçta."dedi.Nick "Aman taksiye atlayıp gidecekler.Ne var bunu yapmakta?"dese de sonunda içi rahat etmeyip peşlerinden gitti.Harvey'e doğru eğilerek "Hey iyi misin?"diye sordum.Pek iyi gözükmüyordu.Çok sarhoş olmuştu kendisi pek fazla kabul etmese de."Aslında hava alsam iyi olur."dedi.Ben de onunla dışarı çıkmak için hazırlanıyordum ki "Gelmene gerek yok birkaç dakika hava alıp gelirim."dedi.Ben de ısrar etmeyerek yerime oturdum.Yürüyüşü bile değişmişti.Harvey dışarı çıktıktan sonra Jamie bana dönerek "Saat baya geç oldu.Yurda girişin problem olmayacak mı?"dedi.Biraz düşündükten sonra "Olabilir ama hallederim.Yani sanırım halledebilirim."dedim.Jamie pek anlamamıştı ama soru sormuyordu.Katie'ye dönerek bir şeyler konuşmaya başladılar.Alex'e doğru döndüğümde bana bakıyordu.Fakat bir şey söylemiyordu.Harvey gideli uzun bir süre olmuştu ve hala gelmemişti.Meraklanarak "Ben Harvey'e bir bakayım."dedim.Alex alaycı bir gülümsemeyle"Randevuya çıktığın çocuk muydu bu yoksa ablalık yaptığın mı?"diye laf soktu.Sinirlenerek "Şuna randevu diyip durma.Randevuya falan çıkmadık.Yeni insanlarla tanışmak randevu değil.İnsanlık yapmak ne zamandan beri ablalık oluyor?"diyerek Harvey'e bakmaya çıktım.Dışarıda yerde oturuyordu.Yüzü bembeyaz olmuştu.Yere doğru eğilerek "Hey iyi misin?Harvey hey!"dedim."İyi değilim midem çok kötü."dedi.Biraz durduktan sonra ayağa kalkmaya çalıştı sendeleyince ona yardım ettim.Çöpün oraya doğru gitti.Biraz durduktan sonra kusmaya başladı.Ne yapacağımı bilmiyordum.Bar kapısından bize doğru gelen Alex'i gördüm.Harvey'in kustuğunu görünce hızlıca içeri girip su ve peçete getirdi.Harvey'e peçeteyi verdikten sonra ağzını sildi.Tekrar arkasını duvara yaslayarak yere oturdu.Alex aldığı suyu ona uzattı fakat istemedi.O da yanına koydu.Alex'e dönerek "Ne yapacağız?Nasıl eve gidecek?"diye sordum.Biraz düşündükten sonra Alex "Yeni tanıştığına göre evini de bilmiyorsundur."dedi.Kafamı salladım.Bir süre Harvey'e adresini sorduk fakat saçma sapan cevaplar veriyordu.Alex "Telefonu falan yok mu?Birini arayalık gelip alsınlar."dedi.Fakat Harvey "Hayır kimseyi aramayın sakın."diye bağırdı.Alex eğilerek "O zaman adresini söylesene.Gecenin bu saatinde uğraştırma bizi de adresini söyle evine bırakalım."dedi.Harvey gözünü açamaz bir şekilde "Hatırlamıyorum ki."dedi.Alex "Bilmiyor musun ne zaman sarhoş olacağını?!Çekilseydin oyundan."dedi.Aslında haklıydı fakat sarhoş olan Harvey'in üstüne gitmenin pek anlamı yoktu.Ben de yere eğilerek "Harvey telefonunu verir misin?"dedim."Tamam ama kimseyi aram lütfen.Onların başına daha fazla dert olmak istemiyorum."diyerek cebindeki telefonu bize verdi.Bunları söylerken gözleri dolmuştu.Harvey kendi kendine şarkı söylemeye başlayınca telefon ile birlikte Alex'e döndüm."Ne yapacağız?"diye sordum."Rehberinden birini arayacağız."dedi düz bir şekilde."Aramayın diyor başlarına dert olmak istemiyorum diyor."dedim.Alex "Şu an bizim başımıza dert oluyor ama.Eğer adresini bilsek evine götürürdük."dedi.Ben başka bir yol düşünmeye çalışırken kapıdan Katie ve Jamie çıktı.Jamie bize doğru gelerek ne olduğunu sordu.Ona olanları anlattığımda istiyorsanız kalıp yardım edebileceğini söyledi.Fakat Alex "Biz hallederiz diye düşünüyorum.Zaten yapılacak çok bir şey yok birazdan birini ararız gelip alırlar.Sen Katie ile birlikte git o da biraz sarhoş gibi."dedi.Jamie "Tamam."diyerek bizimle vedalaştı.Ben hala bir şeyler düşünüyordum.Birini aramamızı istemiyordu.Harvey'in telefonunu elime aldım.Fakat şifresi vardı.Harvey'e onu sorduğumuzda yine hatırlamadığını söylemişti.Telefonun arkasındaki parmak okutucuya parmağını okutmayı denedik.Ve işe yaramıştı.Parmak izi kilidi de kullanıyormuş.Rehbere girmek yerine telefonundaki uygulamalara baktım.Ve en sonunda aradığım şeyi buldum.Telefonunda bir tane hızlı market uygulaması vardı.İçine girdiğimde daha önce yaptığı alışverişlere tıkladım.Hep aynı adrese almıştı.Büyük ihtimal adresi oydu.Adresi bulunca gülümsemiştim.Gülümsememi gören Alex "Çocuğun mesajlarını falan mı okuyorsun?"dedi.Kafamı olumsuz anlamında sallayarak ona bulduğum adresi gösterdim.O da sevinmişti."Oh şükürler olsun en azından artık onu bırakabileceğimiz bir yer var."dedi.O an içerideki hesabı ödemediğimi ve telefonumu içeride bıraktığımı farkettim.İçeri doğru telaşla yönelicekken Alex"Hey,nereye gidiyorsun?"diye sordu.Hızlı bir şekilde "Hem telefonumu masada unuttum hem de içtiklerimin parasını ödemedim."dedim.Cebinden çıkardığı telefonu uzatarak "Telefonunu unuttuğunu farkederek aldım hesabı da hallettim sorun yok."dedi.Telefonumu elinden alırken "Teşekkür ederim ama kendimi böyle kötü hissederim.İçtiklerimin parası ne kadarsa versem?"dedim.Alex "Estella şu an sarhoş birini evine bırakmamız gerekiyor hesabı sonra halledebiliriz."dedi.Onu onayladım fakat parayı bir şekilde ona vermek istiyordum.O Harvey'i yerden kaldırmaya çalışırken ben taksi çağırdım.Harvey'in omzuna girerek onu taksiye doğru taşıdı.Kapıyı açarak Harvey'i oturtmasına yardımcı oldum.Ben de içeri girip Harvey'in yanına oturdum.O da dolanarak diğer tarafa oturdu.Harvey ortamızda kalmıştı.Taksiciye telefondaki adresi söyledim ve yola çıktık.Yol boyunca Harvey dışında kimse konuşmadı.Onunki de konuşmadan çok saçma kelimeleri bir araya getirmekti.Verilen adrese geldiğimizde Alex bana "Sen bekle ben bırakıp geleyim."dedi.Gitmeden önce telefonunu da Harvey'in cebine koydum.Alex biraz zorlanarak da olsa Harvey'i çıkardı.Bu sefer ağırlığının çoğunu Alex'e vermiş olacak ki daha çok zorlanıyormuş gibiydi.Onlar eve doğru giderken görüş açımdan çıkmışlardı.Gelen mesajlara bakmak için uygulamaya girdiğimde en son Allison'un attığı "Estella saat geç oldu ben yatıyorum gelince beni kaldır ve çok geçe kalma yarın okul var."mesajını gördüm.Fakat çoktan geçe kalmıştım bile maalesef.15 dakikanın ardından Alex taksiye doğru geldi."Neden bu kadar uzun sürdü?Bir şey mi oldu?"diye sordum."Yok hayır birazdan anlatırım."dedi.Ardından taksiciyi işaret ederek "Yurdun adresini versene."dedi."Ee sen?"diye sordum."Yurt okulun ilerisinde zaten ben de okulda inerim.Arabam okulun otoparkında kalmıştı."dedi.Kafamı onaylarcasına salladıktan sonra taksiciye adresi verdim.Sonra Alex'e dönerek "Ee anlat."dedim.Bana bakarak "Kapıyı küçük bir kız açtı.11-12 yaşlarındaydı.Sanırım bu yüzden birini aramamızı istemedi.O taşıyamayacağı için yatağına kadar taşımak zorunda kaldım.Kıza sarhoş abisi sapıtırsa ne yapmasını gerektiğini söyledim."dedi.Demek onu alabilecek birisi olmadığı için aramamızı istememişti.Meraklanıp Alex'e "Ne yapması gerekiyormuş sapıtırsa?"diye sordum.Gülümseyerek"Sarhoş bir abin olursa bir gün sana da söylerim."dedi."Benim abim yok."dedim."Üzgünüm o zaman hiçbir zaman bunu sana söyleyemeceğim."dedi.Biraz sessizlikten sonra ona dönerek "Üzgünüm senin de geceni mahvettim.Birkaç saat sonra okul için uyanman gerekecek."dedim. "Niye özür diliyorsun?Sarhoş olan sen değilsin."dedi."Ama Harvey benim arkadaşımdı sonuçta."dedim.Gülerek "Aslında artık Harvey ile senden daha samimi olduğumu düşünüyorum.Sonuçta odasına bile girdim."dedi.Ben de dedikleri karşısında güldüm."Yine de teşekkür ederim."dedim.Uzun bir süre konuşmadan yolu izledik.Taksi okulum olduğu yeri çoktan geçmişti fakat Alex inmemişti.Ona dönerek "Ee hani okulda inecektin?"dedim."Olsun seninle inerim yürürüm beş dakikalık yol sonuçta."dedi.Bir şey demeden önüme döndüm.Taksi yurdun önünde durunca Alex'ten önce davranarak taksiciye parayı uzattım ve taksiden indim.Alex de benim ardımdan indi.Taksi biz indikten sonra hızla ilerleyerek gözden kayboldu.Alex "Hey nerede Alman usulü?"diye söylendi."Sen de barda benim yerime ödemiştin ödeşmiş olduk."dedim.Daha fazla uzatmak istemeyerek ses etmedi.Gitmeden önce "Eğer birinde arkadaşlıktan öte bir şeyi bilinçli bir şekilde ararsan bulamazsın.Harvey'de öyle bir şey bulmak istediğin için bulamadın.Çünkü bence o tarz duyguları bulmak istediğimiz zaman bulamayız."dedi.O an bir şey dememiştim.Vedalaştıktan sonra ben yurda doğru yürüdüm.O da okul yoluna doğru yürümeye başladı.Yurt kapısına girince güvenlik görevlisi beni gördüğüne şaşırdı.O an için bir şey diyemedim.O da anlamış olacak ki "Bu şimdilik aramızda fakat bunu yarın konuşacağız."dedi.Tahmin ettiğim gibi ılımlı yaklaşmıştı.Kızmamıştı.Sessizce odaya girer girmez kendimi yatağa attım.Çok yorulmuştum.Allison onu kaldırmamı söylemişti ama uykusunu bölmek istememiştim.Zaten kendimi yatağa bırakır bırakmaz gözlerim kapandı.Birkaç saat sonra Allison'un sesiyle uyandım."Estella kalk hadi."diyordu.Yatakta doğrularak ona baktım.Başım çok fena ağrıyordu.Ve uykumu alamamıştım birkaç saatlik uykuyla okula nasıl gideceğimi düşünüyordum.Allison da o arada söyleniyordu "Bari kıyafetlerinle uyumasaydın kalk da değiştir."dedi.Onu onaylayarak kalkacakken "Kaçta geldin?"diye sordu.Birkaç saat önce geldiğimi söyleyince bana inanamaz gözlerle bakıyordu."Ama benim suçum değildi bu kadar geçe kalmam."dedim.Ve ona olanları anlattım.Olanları anlatınca bana biraz hak vermişti."Yine de çok içmişsin içerisi bile alkol kokuyor."dedi.Allison ile hazırlanıp yola çıktık.Yolda resmen uyuyordum.Allison ise bana bu halinin sorumlusu sensin der gibi bakıyordu.Başım da oldukça ağrıyordu.
İlk iki ders boyunca resmen derste uyudum.Üçüncü dersimiz kulüp dersleriyle ilgiliydi.Yüzme antrenörü yüzme yarışıyla ilgili bir şeylerle uğraştığı için bugün ders yapmayacaktık.Ben de kafeteryaya inip bir kahve alarak boş bir masaya oturdum.Zaten kafeterya şu an bomboştu.Çoğu öğrenci dersteydi.Kahvemi içerken uyumamak için internetten saçma videolar izliyordum.Yanımdaki sandalyenin çekilme sesiyle kafamı kaldırdığımda oturanın Alex olduğunu gördüm.Onun da gözlerinin altı biraz şişmişti.Bana bakarak"Beklediğimden iyi bir haldesin.Okula bile gelmeyeceğini düşünüyordum."dedi.Telefonumu kapayıp masaya bırakırken "Teslim edeceğim bir ödevim olmasa gelmeyebilirdim."diyerek kahvemi yudumladım.Kahve içmeyi sevmiyordum fakat biraz ayılmam için bunu yapmam gerekiyordu.Biraz sessizce oturduktan sonra ona "Dün dediğin bir şey aklıma takıldı."dedim.Sorarcasına bana baktı.Devam ederek "Harvey'i sevmediğimi nereden anladın?Ben bile ona karşı bir şey hissedip hissetmediğimi anlayamazken."diye sordum.Biraz durduktan sonra "Onu sever gibi bakmıyorsun.Seven insanın nasıl bakacağını biliyorum.O da sana öyle bakmıyor.İkiniz de birbirinizde arkadaşlıktan öte bir şeyler aradınız ama aranınca bulunacak bir şey değil bu."dedi.Kaşlarımı çatarak biraz düşündüm.Fakat düşünmek baş ağrımı daha da arttırıyordu.O sırada Alex tekrar konuştu "Hani Timothee ile müzik sınıfında küçük bir atışma yaşamıştık ya."dedi.O günü çok net hatırlıyordum.İlk Tim Alex'e bulaşmıştı.Tartışma Alex'in hadi git de sevgilinle sana tenis eteği bakın gibi bir şey demesiyle sonlanmıştı.Alex konuşmaya devam etti "O gün size sevgili olduğunuzu ima etmiştim.Fakat sevgili olmadığınızı biliyordum."dedi.Merakla"O zaman neden böyle bir şey dedin?Ve hakkımızda dedikodular çıkmışken nasıl olmadığımızı anladın?"diye sordum."Timothee'nin sana arkadaşlıktan öte şeyler beslediği çok belliydi.Fakat sen ona da herkese baktığın gibi bakıyordun.Sevgili olmadığınızı sen belli ediyordun aslında.Ama o zamanlar bence onun sana olan duygularının farkında değildin.Yani bir nevi senin de farkına varman için sana yardımcı oldum denebilir."dedi.Biraz şaşırmıştım.Aslında Alex sayesinde Tim'in duygularını anlamıştım.Söylediği yalanı da onun sayesinde öğrenmiştim.Ne diyeceğimi bilemedim.Biraz daha oturduktan sonra zilin çalmasıyla kalktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maidstone Academy
Teen FictionFarklı ülkelerden gelen yüzlerce öğrencinin buluştuğu, İngiltere'de bulunan ve uluslararası bir akademi olan "Maidstone Akademisi''nde geçen bu hikayemizde 4 tane ana karakter vardır. 4 ana karakter 4 farklı kişi tarafından kaleme alınıyor ve farklı...