Chapter 4

36 4 0
                                    

Asya Asel'in ağzından

Uçağımdan indim okula gitmek için otobüs arıyordum hiç acelem yoktu.Ne ilk gün heyecanım ne de ilk gün sevincim zaten karanlığın içinde yüzerek gelmiştim buraya. Şu an İngiltere'deyim.Uluslararası bir okulu kazandım ve Türkiye'deki hayatımı bırakıp tek başıma buraya geldim. Sadece bir çanta ile.Gelmek sayılmazdı bir nevi evden kaçmıştım. Çünkü her şeyden tiksiniyordum.

Ailemi sevmezdim onlar da beni sevmezdi.Sanırım yanlış zamanda yanlış bir şekilde dünyaya gelmiştim. Babam beni her gün döver annem de onu seyrederdi. Ne acıklı ama kendi kendime acıyordum. Bu düşüncelerden hemen uzaklaştım.Biraz daha beklersem tek fırsatımı kaçıracaktım. İlk defa yurt dışına çıkıyordum ve burası büyüleyiciydi. Herkes ne kadar mutluydu. Otobüsten inip öğrencilere baktım. Kendi kendime biraz heyecanlandım desem sorun olmaz herhalde. Her ırktan her dinden insan bir aradaydı.Muhteşemdi. Ama mutlu olan herkesden tiksinir gibi oldum. Etrafa bakarak odama gittim. Bir kız odaya çoktan yerleşmişti. Beni beklemesi ve yer için bana sorması gerekirdi. Ne kadar çocukça bir heyecan içinde yaşıyor bu insanalar.

Yüzüne bile bakmadım. Sanırım sert çıkmış olacağım ki kavga ettik. Neyse ki odamı değiştirdim. Tek başıma kalmak istiyordum. Yerleştim ve tekrar dışarı çıktım. Okulu gezdirmişti müdürün kızı. Herkes onun hakkında konuşuyordu. Buz gibi soğuktu sanki ama tanıması zor bir insan gibiydi. Kendi kendime belki o da benim gibidir dedim. Dolaştıkça yeni insanalar gördüm. Kimseyle tanışanadım. Çünkü herkes çoktan tanışmış ve arkadaş olmuştu. Bunun için can atmıyorum tabii ki ama ilk arkadaşımı belki burada bulabilirdim. Banka oturdum. Büyüleyici bir yerdi burası sanki hayalimden fırlamış gibiydi.Egzotik bir havası vardı. Ben bunları düşünürken önümden geçen öğrencilere de bakıyordum. Kavga ettiğim kız da arkadaş bulmuş olacak ki kol kola girdiği başka bir kızla gülüşerek konuşuyordu. Kendi kendime kızdım bir an belki ona bir şans vermeliydim. Ama ben sert olmayı özünden öğrendim. İstemesem de böyle davranıyordum.

Derin bir Of çekip geriye yaslandım. O an yanıma biri geldi. Hafif uzun saçları, çekik kahverengi gözleri, dudakları...Yüzündeki ahenge hayranlıkla bakmıştım. Hayır onu beğenmemiştim sadece böyle birini daha önce görmemiştim. "İlk günden kavga çıkaran kız sen olmalısın" dedi. Şaka yapıyor olmalıydı.Tüm okul beni böyle mi tanıyacak.

Sesinde hafif bir küçümseme vardı sanki. "Sen bunu nereden biliyorsun?" diyecek oldum ki ayağa kalktı. Beni hiç umursamamıştı anlaşılan. "Ben Lee Seong memnun oldum. Gidip birileriyle arkadaş olsan iyi olacak.Haftaya kaynaşma partisi var." dedi ve ne diyeceğimi beklemeden arkasını dönüp gitti. Bu neydi şimdi? Gitmeli miydim? Belki de bu benim için ikinci bir şanstır. Arkasından bakakaldım. Boyu ne kadar uzundu. Arkasına bile bakmadan gidiyordu. Niçin gelmişti acaba? Birine bakacaktı herhalde diye düşünerek yerimden kalktım. Okulu biraz daha dolaştım ve kaynaşma partisini düşündüm. Gitmeye karar vermiştim. Ama nasıl geçeceğini kestiremiyordum.

Maidstone AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin