Chapter 48

2 0 0
                                    

Allison'un Ağzından

Damon için hazırladığım sürprizi bu akşam verecektim. Okula gittiğimizde onu çok görememiştim. Dersler yoğun geçmiş hatta birkaç dersi blok ders olarak işlemiştik.

Bu akşam aklıma geldikçe kalbim sıkışıyor gibi oluyordu. Ona ne desem, şarkı sürprizini nasıl açsam diye düşünüyordum? Derslere bile odaklanamamıştım.

Dersler bittikten sonra hızlıca okulun kapısının önüne gittim. Damon orada beni bekliyordu. Gidip sarıldım. "Nasılsın? Bugün çok konuşamayınca merak ettim seni." "İyiyim. Sen nasılsın?" dedi. Biraz gergin duruyordu. "Ben de iyiyim ama sen biraz gergin duruyorsun. Sorun yok değil mi?" "Yok, sadece yorgunum biraz. Hadi gidelim."

El ele tutuşup okulda çıktığımızda beni arabasına doğru götürdü. Arabayı görünce şaşırdım. Çok kullanmazdı, yürümeyi tercih ederdi. Yorgunum demişti biraz önce. Yorgun diye yürümek istemiyordur belki diye bir şey demedim. Arabaya bindik ve yola çıktık.

Araba ilerledikçe benim de heyecanım misli ile artıyordu. Telefonumu çıkarıp Caroline'ın gönderdiği ses dosyasını kontrol ettim. İstemsizce gülümseme oluştu yüzümde. Damon fark etmesin diye telefonu kapattıp radyodan müzik açtım. Damon ile konuşa konuşa gitmiştik. Yanına atıştırmalık da almıştı.

İstediğimiz yere gelince araba durdu. Sessiz sakin bir yerdi ve etraf yine birbirinden güzel bitkiler, ağaçlar ile doluydu. Arabanın arkasından atıştırmalıkları aldım ve ilerlemeye başladım. Sonra bir gariplik fark ettim. Arkama baktığımda Damon'ın durduğunu gördüm. "Niye bekliyorsun? Gelsene." dedim. Eliyle ilerideki bir bankı işaret etti. "Sen oraya geç ben de hemen geliyorum." dedi. Kafamı tamam anlamında salladım ve banka doğru ilerledim.

Elimdeki atıştırmalıkları masaya koydum ve ağızlarını açtım. Tam hepsini açtığımda arkadan bir kol belime dolandı. Refleks ile sıçradım ama kafamı çevirince gördüğüm kişi ile sakinleştim ve gülümsedim. "Gözünü kapatır mısın? Sana ufak bir sürprizim var." dedi. Nasıl yani, Benim ona yaptığım gibi o da mı bana sürpriz hazırlamıştı?

Dediği gibi gözlerimi kapattım ve beklemeye başladım. Sonra bir anda şimşek çaktı aklımda. 'Benim de bir projem var.' sözü, tatlı telaşlar, gerginlik... Aynı anda fark etmeden birbirimize hediyeler aldığımıza inanamıyordum. Gülmemi tutamuyordum. Sonra Damon'ın bir şeyler aldığını ve yanıma geldiğini işaret eden sesler duydum. Tam önümde durdu. "Açabilirsin." dedi.

Gözlerimi hızla açtığımda önümde ben ve Damon duruyorduk. Bir dakika... Ne? Biraz daha geri çekilerek baktığımda gözlerime inanamamıştım. Geçenlerde çektiğimiz fotoğraflardan biri o kadar gerçekçi resmedilmişti. Her detay özene bözene yapılmıştı. Hayran kalmıştım, kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Damon'a baktığımda bana beklenti ile bakıyordu. Bir şeyler söylememi bekliyordu. Gözlerim dolmuştu. O kadar güzel bir hediyeydi ki bu benim için. Damon'ın resim yeteneğini biliyordum, onun yaptığı belliydi. Tabloyu alıp biraz daha inceledim. Sonra yanımızdaki banka koydum.

Damon'a döndüm ve sıkıca sarıldım. Maneviyatı çok fazlaydı o hediyenin. Değeri paha biçilemezdi. "Seni çok seviyorum Damon. Sen harika bir insansın. Kim bilir ne kadar uğraşmışsındır. Çok teşekkür ederim, çok değerli bu resim benim için." "Ben de seni çok seviyorum. Senin yüzündeki gülümsemeye sebep olabilmek en büyük mutluluğum Allison. Beğenmezsin diye içim içimi yedi. Sen beğendin ya saatler sonra anca rahatladığımı hissediyorum." dedi.

Güldüm ve yanağına bir öpücük kondurdum. Sonra elinden tuttum ve banka oturttum. "Şimdi sıra senin hediyende. Gözlerini kapama sırası senin." dedim. Damon bunu beklemiyordu, gözlerimi kocaman açmıştı. "Nasıl yani, ne hediyesi?" dedi. "Sanırım ikimiz de birbirimizden habersiz hediye telaşına girmişiz." dedim. Gülümseyerek bakıyordum suratına. O da şaşkınlığını atmış tekrar heyecan yapmıştı. Gözlerini kapattı hemen.

Maidstone AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin