Allison'un gözünden
Sabah kütüphane kulübünde bazı işlerim olduğu için okula erkenden gittim. Gitmişken okul başlamadan ders çalışır biraz kitap da okuyabilirdim. Gitmeden Estella'ya haber vermiştim.
Okula müzik dinleyerek gittim. Okul sessizdi, saate bakılırsa birkaç öğretmen ve öğrenci dışında kimsenin olmaması mantıklıydı. Direkt kütüphaneye indim. Kulaklığımı çantama attım ve bazı kulüp işlerimi hallettim. Sonra bir masaya geçip çantamdan birkaç defter, test kitabı ve kalemliğimi çıkardım. Belli süre çalıştıktan sonra eşyalarımı çantama attım ve kalan sürede kitap okumak için rafların arasında gezmeye başladım.
Tam bir kitap seçmiş yerime geçecekken karşıma çıkan Damon ile bağırmamak için kendimi zor tutmuştum. Birkaç saniye sonra kendime gelmiş ve ona sarılmıştım. Selamlaştıktan sonra benim ders çalıştığım masaya geçmiştik.
"Sabah attığın mesajı görünce kalkıp geleyim dedim ama asıl merak ettiğim şu, bu saatte burada ne yapıyorsun Allison?" dedi Damon. Sesinden benimle şakalaştığı belliydi. "Sabah erkenden kalkmıştım. Oluyor bazen böyle, sebepsiz yere erkenden uyanıp geri uyuyamıyorum. Sınavlar yaklaşıyor diye biraz ders çalışayım diye düşündüm ama yurtta da çok ses vardı. Ben de okula geldim. Hem yapmam gereken kurs işlerini de aradan çıkarmış oldum." dedim. Elini yanağıma koyup yavaşça okşadı. Ben de onun yanağımdaki elini tutmuştum. Elini tuttuğumda parmağında hissettiğim şeyle gülümsemiştim. Elini indirip ona aldığım yüzüğüne baktım."Takmışsın hediyemi."dedim."Hiç çıkarmıyorum ki. Aynı sana aldığım kolyenin hep boynunda olması gibi." dedi kolyeme hafifçe dokunarak. Çok güzel bakıyordu bana. Sorguluyordum bazen, ben bana bu kadar güzel bakmasına neden olacak kadar güzel miydim?
Biraz daha konuşmuş sonra ders saati geldiği için kütüphaneden çıkmıştık. Benim sınıfıma yaklaşınca Damon saçımın üstünden öpüp
"İyi dersler" demişti. "Sana da" demiş ve yanağından öpmüştüm ben de. Belli bir süredir sevgiliydik. Onunlayken gözlerinin içi gülüyordu. Aynı şeyin bende de olduğuna emindim. Çıkma teklifi etmemişti ama birbirimize hislerimizi itiraf etmiştik ve hisler ortadaysa teklife gerek olmadığını düşünüyordum. Hislerini açıkça itiraf eden, kalpten gelen güzel sözler söyleyen ve en ufak hareketiyle bile bana değer verdiğini gösteren bir insan varken karşımda, teklif niye umrumda olsundu ki? Damon'ın da aynı şeyi düşündüğünü biliyordum çünkü geçen seneki konuşmalarımızda ortaya atılan bir konu sayesinde ikimizde bu konu hakkındaki hislerimizi söylemiştik.Sınıfa girip Estella'nın yanına geçmiştim. Ders başlayana kadar Estella ve Asya Asel ile konuşmuştum. Hoca geldikten sonra da sınıf sessizleşmiş ve derse odaklanmıştık.
Beşinci dersin teneffüsünde sonraki dersin kitaplarını çıkaracakken sabah alıp Damon ile konuştuğum için okuyamadığım kitabı çantamda gördüm. Aldığımı not da ettirmemiştim. Okul, kitabı biraz daha okuyup sonra almaya karar vermek istersek diye kitabı almamızdan bir gün sonraya kadar not ettirme zamanı veriyordu. Bu yüzden sorun çıkmazdı ama şimdi not ettirmezsem rahat edemezdim.
Kütüphanede kitabı not ettirip zamanım var diye kitabı okumaya başladım. Telefonuma gelen bildirim ile kitaptan başımı kaldırdım. 'Nerdesin? Sabah konuştuk sadece. Seni özledim ;)' yazmıştı Damon. 'Kütüphanedeyim, sanırım burası bizim özel buluşma yerimiz oldu. Teneffüs bitmeden gel, ben de seni özledim :))' yazdım. Tam telefondan kafamı kaldırınca yan masada bir kitap gördüm. Bu geçen günlerde bana Estella'nın söylediği kitaptı. Kütüphaneye yeni gelen kitaplardandı galiba. İlgisini çekmişti ve bulursa alacaktı. Kitabı yan masadan aldım ve hemen Estella'ya mesaj attım. Gidip kitabı aldığımı not ettirdim. Tekrar bir unutma vakası yaşamak istemiyordum. En fazla iki kitap alma hakkımız vardı zaten, bir şey denmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maidstone Academy
Teen FictionFarklı ülkelerden gelen yüzlerce öğrencinin buluştuğu, İngiltere'de bulunan ve uluslararası bir akademi olan "Maidstone Akademisi''nde geçen bu hikayemizde 4 tane ana karakter vardır. 4 ana karakter 4 farklı kişi tarafından kaleme alınıyor ve farklı...