Estella'nın ağzındanParti günü gelmişti sonunda. Herkes bu günü bekliyordu. Allison ile parti için hazırlanıp çıktık. Biraz erken gelmiştik. Herkes yeni yeni gelmeye başlıyordu. Gözüm kapıdaydı. Tanıdık bir sima arıyordum. Kapıdan önce Perla geldi. Elbisesiyle ve ceketiyle gayet havalıydı. Yanında Damon da vardı. Benim dikkatimi sonradan çekmesine rağmen Sanırım Allison için aynısı olmamıştı. Damon içeriye hızlıca bir bakış attı sanırım birini arıyordu. Gözleri bizim masamızda durunca aradığını bulmuştu sanırım. Bizden biraz uzak bir yere doğru gitmişlerdi.
Daha sonra içeriye ilk gün kavga ettiğim kız geldi. Sanırım adı Asel'miş. O da çok güzel olmuştu. Sanki nereye gideceğini bilmiyor gibiydi. Kapıdan gelen kişiye odaklanmamla beraber Asel odağımdan çıkmıştı. Gelen kişi Timothee idi. Cidden çok iyi olmuştu. Üstüne giydiği gömlek tam olmuştu. Saçlarının dağınıklığı bile bilerek yapılmış gibiydi. Sanki bir tutamını arkaya atsak düzen bozulurmuş gibi. Sanırım çok uzun süre bakmış olacağım ki farketmişti buraya doğru geliyordu. Kendi arkadaşlarının yanına gitmeliyken niye buraya geliyordu? Belki arkadaşları daha gelmemiştir.
"Selam çok güzel olmuşsun" dedi ardından "Yani çok güzel olmuşsunuz partideki herkes" diyerek düzeltti. Gülerek "Teşekkür ederim sen de çok güzel olmuşsun yani herkes gibi." dedim.
Allison ve Timothee de biraz konuştuktan sonra bizle vedalaşıp arkadaşlarının yanına gitti. Etraftaki kişilerle biraz konuşup eğlendikten sonra canlı müziğin başladığını anladım. Herkes yavaş yavaş o tarafa toplanıyordu. Biz de merak edip gittik.
Sahnede o vardı. Alex ve arkadaşları çalıyordu. Sesi çok güzeldi. Güzelden de öteydi. Hipnoz ediciydi çaldıkları şarkılar -en azından benim için böyleydi-
Dört kişilik bir gruplardı. Marifet sadece Alex'te değildi. Diğerleri de harikaydı. Hepsi bir bütündü. Grup ödevi yapmayı beceremeyen istemeyen bir çocuğun bir grupla bu kadar uyumlu ve bütün olması garibime gitmişti.
Şarkıların söz ve müzikleri onlara aitmiş. Bu daha da şaşırtmıştı beni. Bu yaşta bu kadar harika işler yapabilmeleri büyük başarıydı. Yüzüne mavi ışık vuruyordu. Mavi cidden yakışıyordu ona. Bu kadar kesintisiz bakmam onu rahatsız etmiş olacak ki şimdi o da gözlerime bakıyordu. Şarkı bitene kadar gözlerimi üstünden çekmedim. Kalmıştım öyle. Sanırım şaşkınlıktan olmuştum böyle. Böyle birinden böyle bir şey beklemiyordum.
Allison kolumdan çekerek kenara çekti beni "O neydi öyle? Şarkı boyunca birbirinize baktınız.Aranızda az da olsa hisler olduğunu inkar edemezsin artık" dedi. Ne?! Ne diyordu o öyle! Saçmalamaya başlamıştı. Açıklama yapmaya mecbur hissederek sadece şarkılarından etkilendiğimi söyledim o da bana o kadar uzun süre bakmamıştı. Allison belli ki bizi shipliyordu. Bu bir kurgu olsaydı en saçma shiplerden biri olurduk. Uyumsuzduk hem de çok.
Bana inanmıyormuş gibi bakıyordu hala. Damon ile ona laf atarak onu susturmuştum en azından şimdilik. Cidden Allison'dan böyle bir şey beklemiyordum. Herkes ona bakıyordu çünkü sahnede o vardı. Sahnede kim olsa herkes ona bakacaktı. Alex'in sesi tekrar içeride duyulmaya başladı. Bu sefer oraya doğru gitmek istemiyordum. Daha fazla yanlış anlaşılmak istemiyordum.
Söyledikleri şarkı tarzlarından biraz farklıydı daha slow bir parçaydı. Anlaşılan çiftlerin dans etmesi için koymuşlardı. Asel ve adının Lee Seong olduğunu öğrendiğim çocuk pistteydi. Asel onun yanında farklı biri gibi oluyordu. En azından sürekli gülümsüyordu. Beraber çok uyumlulardı.
Perla ve bir çocuk da dans ediyordu. Perla pek memnun değil gibiydi karşıdaki çocuk da. Dans edenlerin sayısı gittikçe çoğalıyordu. Ben onlara dalmışken yanımıza gelen Timothee 'yi görmedim. "Dans etmek ister misin?" dedi düz bir şekilde.
Biraz tereddüt ettim daha ilk haftadan biriyle çift gibi görünmek istemiyordum. Fakat onu kırmak da istemiyordum. "Olur" dedim. Elimi tutarak beni dans pistine doğru yöneltti. O da biraz gergin görünüyordu. Gözlerim sahneye döndüğünde bize ters ters bakan Alex'i gördüm. Timothee biraz daha yaklaşarak "Nereye daldın? Kime bakıyorsun?" diyerek.
Düşüncelerimden kopardı beni. Tekrar yaklaşarak "Alex'e mi bakıyorsun? Sen de mi ondan etkilemiyorsun?" dedi. Bugün herkes bu soruyu sormak için anlaşmış gibiydi. "Hayır bize ters ters bakıyor bakışları rahatsız edici olmaya başladı.Yanlış bir şey yapıyormuşuz gibi hissediyorum.Sizin aranızda bir problem mi var? " dedim. "O herkese öyle bakar.Sen sadece ondan uzak durmalısın.Herkes durmalı yani.Projede eşinin o olduğunu öğrenince senin için üzülmedim değil."dedi. Belli ki araları kötüydü.
"Kendim için en iyi kararı verebilirim.Herkesin uzak dur demesini hala anlayamasam da gidip dibinde bitecek kadar salak değilim." dedim. Daha fazla bu konu da konuşup dansımızı mahvetmek istemiyordum. Başka şeylerden bahsetmeye başladık.
İkimiz de birbirimize odaklanmışız ki sağımızda dans eden Damon ve Allison'u farketmemiştim. Fakat Allison kaçmaya çalışıyor gibiydi. Damon kızı zorla mı kaldırmıştı? Ne yapıyordu bu manyak?! Endişelenmiştim Timothee bakışlarımın başka yerde olduğunu görünce "Bir sorun mu var?" dedi. Allison bir sorun olmadığını belli edercesine gözüme baktı. Ben de Timothee'ye dönerek "Hayır Allison'u görünce biraz şaşırdım." dedim.
Yavaş yavaş herkes dağılmaya başlıyordu. Allison Damon'dan kaçarak hazırlanmaya başladı. Timothee durumu anlayıp "İstiyorsan buna daha sonra devam edebiliriz.Şimdi arkadaşının yanına git" dedi. Ben de gülümseyerek "Tamam, teşekkürler" diyerek ayrıldım.
Allison'un yanına gidip iyi olup olmadığını sordum. İyi olduğunu gitmek istediğini söyleyip sarıldı. Bu Damon iyice beni çıldırtmaya başlamıştı kızın her anını mahvediyordu. Dışarı çıkarak yurda doğru yürümeye başladık.
Bir anda Damon önümüze çıktı. Konulmak istediğini söyledi. Bu zamana kadar karışmamıştım fakat artık dayanamayadım "Onu rahat bırak.Onu üzdüğünün farkında değil misin?" dedim. Sözlerim canını sıkmış gibiydi. Allison'a dil dökmeye devam etti. En sonunda Allison dayanamayarak "Tamam ne söylersen söyle ve git!" dedi. Gözleri dolmuştu. Bu şerefsizin yanında ağlamasını istemiyordum.
Damon konuşmaya başladı "Seni üzdüğümü biliyorum..." O konuşurken Allison ağlamaya başlamıştım. Damon konuşmaya devam ediyordu. "... Ama seni gerçekten sevdiğimi bil istedim" dedi ve yanımızdan ayrıldı.
Ben de şok olmuştum. Aynı zamanda sinirlendirmişti beni. Kızı yine ağlatıyordu bildiğin. Allison'a da kızmıştım ona izin veriyordu resmen. Onu daha da üzmemek için bir şey söylemedim yol boyu. Odaya varır varmaz üstümü değiştirip yatağa geçtim. Allison da öyle yapmıştı fakat sürekli burnunu çekip duruyordu. Onun bu hali uykumu kaçırıyordu.
En sonunda dönüp ona baktım. Gülümseyerek "Uykun var mı ?" diye sordu. Kafamı hayır anlamında salladım ve her zaman yaptığımız şeyi yaptık. Yarın derslerin olması veya erken kalkmamız umurumuzda değildi. Onun mutlu olması için elimden geleni yapardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maidstone Academy
Teen FictionFarklı ülkelerden gelen yüzlerce öğrencinin buluştuğu, İngiltere'de bulunan ve uluslararası bir akademi olan "Maidstone Akademisi''nde geçen bu hikayemizde 4 tane ana karakter vardır. 4 ana karakter 4 farklı kişi tarafından kaleme alınıyor ve farklı...