Chapter 13

20 4 0
                                    

Allison'un ağzından

Estella ile yaptığımız film gecesinin ardından okula gitmiştik. İkimizin de uykusu vardı, dersleri çok dikkatli dinleyemedik. Ama dün gece Estella sayesinde üzüntümden kurtulduğum için ne şu an çektiğim uykusuzluk ne de kaçırdığım dersler pek umrumda değildi. Estella gibi bir arkadaşım olduğu için bir kez daha mutlu olmuştum.

Fakat yapmam gereken bir iş daha vardı. Damon ile bu meseleyi daha açık bir şekilde konuşmalıydım. Dersler bittikten sonra telefonumdan geçen sene onu birçok kez aramama rağmen bana cevap vermediği numarasını buldum ve okulun çıkışında beni beklemesini istedim. Eşyalarımı toplayıp çıkacakken Estella'ya "Sen beni bekleme, benim ufak bir işim var." dedim. "Ne işin varmış bakalım?" dedi. Yüzünde şüpheci bir ifade vardı.
"Damon ile halletmemiz gereken bir mesele var." dedim. "Sana yaptığından sonra onu hemen affetmeyi düşünmüyorsun değil mi?" dedi. Benim için endişeleniyordu, ne kadar üzüldüğümü görmüştü. Ona sarıldım ve dedim ki:
"Merak etme ne yapmam gerektiğini iyi biliyorum."

Sınıftan çıkarak okulun önüne geldim, daha gelmemişti. Attığım mesaja tekrar baktıktan birkaç saniye sonra mesajımı gördü, birazdan gelirdi. Okulun çevresine baktığımda bir köşede Cody ve Perla'yı gördüm. Partideki gibilerdi yine. Neden onları her yan yana gördüğümde bu kadar negatif enerji yaydıklarını hiç anlamamıştım. Kafamı çevirdiğimde bu sefer de Lee Seong ve Asya Asel'i gördüm. Asya Asel üzgün ve biraz da kızgın gibiydi. Lee Seong da yanındaydı. Önce yüzü asık kalan Asya Asel, bir süre sonra gülümsemişti. O gülünce Lee Seong da mutlu olmuştu. Sanırım aralarında bir sorun çıkmış, Lee Seong da Asya Asel'in gönlünü almıştı. Umarım hep bu şekilde birbirlerine gülümserlerdi. Biraz daha bakınınca Alex ve grup arkadaşlarını köşede konuşurken gördüm. Tam o sırada Estella ve Tim de okuldan çıkmışlardı. Estella ile göz göze gelince birbirimize gülümsedik ve Tim ile de karşılıklı el salladık. Onlar okuldan çıkarken Alex'in onlara kısa bir bakış attığını görmüştüm. Diğer öğrencileri izlemekten sıkılmış, Damon'ın nerede kaldığını merak etmeye başlamışken okul kapısından hızlıca çıkan onu görmüştüm. Beni görünce hemen yanıma geldi. Hızlıca aşağı geldiği için nefes nefese kalmıştı. Beraber sessizce okulun çıkışına doğru yürümeye başladık.

"Dünkü itirafından sonra cidden beni şoka uğrattın, böyle bir şey demeni beklemiyordum." dedim. "Sadece artık içimde tutamamıştım."
Yüzünde utangaç bir gülümseme mi vardı, gerçekten utanmış mıydı?
"Evet, beni çok kırdın ve söyleyebildiğin tek şeyin aşktan korkman olması da beni şaşırttı." Biraz duraksadıktan sonra devam ettim. "Ama bir yıl sonra çıkıp da gerçeği söylemenle her şeyi unutamam, bunu sen de söylemiştin zaten. Biraz zaman alacak ama ben kimseye kin tutabilen biri olmadım, bu yüzden seni de affederim elbet ama senden bir şey isteyeceğim. Bunu yaparsan beni mutlu edersin dedim."

Ona gülümseyerek baktığımda şaşırmışa benziyordu. Yalan değildi, elbet onu da affedecektim ama önce benim hissettiğimi o da hissetsin istiyordum. Bir planım vardı."Tabi ne istersen yaparım." dedi. "Sana anlatmam gereken bazı şeyler daha var, burada olmaz. Eğer müsaitsen saat 17.00' de buluşalım. Sana konum atarım." dedim. Heyecanlanmıştı, bana hevesle dönerek:
" Elbette müsaitim." dedi. "Tamam o zaman akşam 17 de görüşürüz." dedim.Tam gidecekken "Son bir şey sorabilir miyim?" dedi. Evet anlamında kafamı salladım. "Peki beni affettikten sonra beni tekrar sever misin?" dedi. Bunu hiç beklemiyordum, yumruk yemiş gibi olmuştum bir anda. Gözlerimin tekrar dolduğunu hissetmiştim. Hayır, tekrar onun karşısında ağlayamazdım. "Bilmiyorum Damon, şu an her şey çok karışık. Kalbim o kadar kırık ki, içinde hangi hislerin yattığını kestiremiyorum. Önce seni affedebilmem lazım."

Bu son sözüm olmuştu. Onun yanından ayrılıp yurta doğru yürümeye başlamıştım. Gözümden düşen bir damlayı acele ile silip kulaklığımı takmıştım. Biraz müzik dinlemek iyi gelebilirdi, Taylor Swift'in Wildest Dreams şarkısını açmıştım.Nedense bu şarkıyı Damon ile olan durumumuza çok yakıştırıyordum. Geçen sene beni bıraktığı zamanlarda da bu şarkıyı çok dinlerdim, benim için ayrı bir yeri vardı. Şarkı bittiğinde yurta gelmiştim.

Bizim kata çıktığımda Asya Asel'i dolanırken görmüştüm. Beni görünce şaşırdı, ne yapacağına karar veremez gibi bir hali vardı. Ona doğru yürüdüm. "Bir sorun yok değil mi?" dedim. "Ben... Aslında Estella ile konuşmak istiyorum. Biliyorsundur ilk gün oda yüzünden aramızda tartışma çıkmıştı. O gün hata bendeydi. Ona çok sert çıkmıştım. Şimdi de özür dilemek istiyorum. Ama beni terslemez değil mi? Bu işlerde çok iyi değilim." dedi. Yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı. Ona gülümseyerek
"Sakın telaşlanma, Estella seni bunun için tersleyecek bir kız değil. Bence o da seninle konuşmak istiyordu ama biraz çekiniyordu. İstersen onu çağırabilirim." dedim. O da bana gülümseyerek kafasını tamam anlamında salladı.

Odaya girdiğimde Estella yatağında oturuyordu. Göz göze geldik, bana Damon meselesini sormak istiyordu büyük ihtimal ama ben ondan önce davranıp dedim ki:
"Dışarıda seni bekleyen biri var, bence konuşmalısınız." dedim. Estella merakla dışarı çıkınca, ben de üstümdekileri çıkarıp daha rahat şeyler giydim. Damon'la okulun biraz uzağında bir kafenin konumunu attım ve yatağıma oturup biraz telefonumda gezinmeye başladım. Bir süre sonra içeri mutlu bir şekilde giren Estella'yı gördüm. "Hallettiniz mi aranızdaki problemi?" dedim. "Evet, iyi ki de hallettik. Gereksiz uzamasını istemezdim. Bence Asya Asel de çok iyi bir kız." Ona katıldığımı belli etmek için kafamı salladım.

Sonra aklına bir şey gelmiş gibi baktı bana. Hemen yatağıma oturdu. "Damon meselesi ne oldu?" diye sordu. "Onu buluşmaya davet ettim." dedim. Bana şok olmuş bir şekilde baktı. Şu an beni dövebilirdi, bana inanamıyor gibiydi. Ben de konuşmaya devam ettim. "Sakin ol, davet etmiş olabilirim ama oraya gideceğimi kim söyledi." diyerek göz kırptım. Ne demek istediğimi anlayan Estella rahatlamıştı. Ona okulun orada neler konuştuğumuzdan da bahsettim. Estella'nın Damon'da hiç güvenmediğini biliyordum. Saate baktığımda 17'ye on beş dakika kaldığını görmüştüm. Estella kendi yatağına geçmişti. Konuşma kısmına girip ona sadece tek bir cümle yazdım.

"Seninle görüşmek istemiyorum"

Bir dakika geçmeden görmüştü. Az da olsa rahatladığımı hissetmiştim. Kısasa kısasçı bir insan değildim ama Damon bunu sonuna kadar hak etmişti. Birkaç dakika sonra bana cevap vermişti.
"Aynı şeyleri yaşamamı istediğini anlamalıydım. Gerçekten seni daha iyi anladım ve bu sadece kendime dahafazla kızmama neden oldu. Ama sen seni anlamamı isteyerek bana bir adım atmış oldun Allison. Çünkü seninle aynı acıları hissedersem beni daha kolay affedebilirsin ve ben beni affetmeni hızlandırmak için her şeyi yapabilirim." yazmıştı. Bir süre sadece mesaja bakmıştım. Telefondan kafamı kaldırdığımda aklıma takılan bir şey vardı. Acaba 'her şeyi yapabilirim.' kısmındaki her şey nereye kadar uzanıyordu. Bunu sadece zaman gösterebilirdi.

Maidstone AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin