Perla'nın ağzından
Kulübe gittiğimiz günden sonra Miranda benimle birkaç kez daha konuşmaya çalışmıştı. Bugün tatilin son günüydü o yüzden dayanmaya çalışıyordum. Bu akşamki parti için Nina hazırlanmaya başladı. Hazırlanırken de bana laf yetiştiriyordu.
"Bak, geç kalacağız senin yüzünden. Artık hazırlanmaya başlasan diyorum," dedi. Gözlerimi devirdim ve ofladım. "Gelmesem mi acaba? Şimdi gürültülü ortam falan." Sesimi kısarak devam ettim. "Hele şu Miranda'dan sonra gürültü çekecek halim kalmadı."
Bana saçmalama der gibi baktı. Oturduğum yerden kalktım ve dolaptan siyah kazağımı pantolonumu çıkardım. Giyinmek için banyoya giderken Nina elimdekileri aldı ve dolabı karıştırmaya başladı.
"Cidden yanına hiç etek almadın mı? Sana inanamıyorum Perla," dedi gözlerini bana dikerek. "Pardon da bu soğukta güzel görünmek için bir yerlerimi üşütemem. Kıyafetlerimi geri verir misin?" dedim ama beni takan kimdi ki...
Dolabın kendine ait olan kısmından siyah bir etek ve dar kazak çıkardı. "Pantalondan daha iyidir. Al bunu giyin." "Olur da hasta olursam bunun suçlusu sensin. O yüzden dayak yemeye hazır ol," dedim ve banyoya girip üzerimi değiştirdim.
_______________________________Partinin olduğu yere gittiğimizde masalardan birine geçmiştik. Nina ve Liam yanında yine tek başıma takılıyordum. Cody neredeydi hiçbir fikrim yoktu.
Bazı kişiler dans etmek için ortaya geçmişti. Nina ve Liam da oraya gidince tamamen yalnız kalmıştım. Ta ki yanıma abim gelene kadar. Elini uzattı ve "Bu çirkin hanımefendi benimle dans etmek ister mi acaba?" Dediği şeye göz devirdim ve "Aslında istemez ama tek başına kaldı. Yapacak bir şey yok, edeceğiz artık," dedim ve elini tuttum.
Bir süre dans ettikten sonra Allison'un nerede olduğuna baktım. Onu gördüğüm zaman abime geri döndüm ve kulağına fısıldadım. "Bu dansa sevgilinle devam etsen daha iyi olur. Benim gibi çirkin biz kızdan daha iyi bir seçenek hem," dedim ve göz kırptım. Güldü ve Allison'un yanına ilerledi. Ben de yerime tekrar geçtim.
Cody hala etrafta gözükmüyordu. Sesten uzaklaşmak için çıkış kapısına doğru ilerledim. Telefonumu montumun cebinden çıkardım ve ona mesaj attım.
Beş dakika geçmişti fakat hala bir cevap yoktu. Tekrar içeri girdim. Hareketli müzikler çalmaya başlamıştı tekrardan. Hızlıca Nina'nın yanına yürüdüm. Nerede olduğumu sorunca hava almak için dışarı çıktığımı söyledim.
Liam telefonda biriyle konuşmak için dışarı çıkmıştı. Yavaştan başım ağrımaya başlamıştı. Gürültülü ortamlarda durmayı bu yüzden sevmiyordum. Nina'ya döndüm ve "Benim başım ağrımaya başladı. Biraz daha kalırsam daha çok ağrıyacak o yüzden gidiyorum," dedim. Ben de geleyim mi diye sormuştu fakat bir sorun olmadığını söyleyip salondan çıktım. Kapıda Liam'la karşılaşınca ona da haber verdim ve otelin girişine doğru gittim.
Otelin girişinde Miranda ile karşılaştım. Beni görmezden gelerek yanımdan geçti. Kaşlarımı çattım ve arkama baktım. Sinirli gözüküyordu. Asansöre doğru ilerledim ve aşağıya inmesini bekledim. Telefonumu kontrol ettiğimde hala bir mesaj yoktu.
Asansörün kapısı açılınca karşımda Cody'i gördüm. O da telefona bakıyordu. Kafasını kaldırınca beni gördü. "Neden bu kadar erken çıktın?" diye sordu. "Çok fazla gürültü vardı. Başım ağrımaya başladı. Hem sabah erken çıkacağız. İlaç içip uyurum diye düşünmüştüm. Sen neden gelmedin? Bir sorun mu var?" dedim.
Biraz gergin gözüküyordu. "Miranda'yı biraz önce çıkarken gördüm. O da sinirli gözüküyordu.
Tartıştınız mı?""Önemli bir şey yok. Her zamanki Miranda işte," dedi. Gözlerim yüzünden boynuna kaydı. Kolundan tutup kenara çektim ve şapkasını açtım. "Boynuna ne oldu? Bekle geliyorum hemen," dedim ve resepsiyonistten peçete istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maidstone Academy
Teen FictionFarklı ülkelerden gelen yüzlerce öğrencinin buluştuğu, İngiltere'de bulunan ve uluslararası bir akademi olan "Maidstone Akademisi''nde geçen bu hikayemizde 4 tane ana karakter vardır. 4 ana karakter 4 farklı kişi tarafından kaleme alınıyor ve farklı...