Chapter 16

17 2 0
                                    

Allison'un ağzından
  
   Damon'dan intikam aldığımın ertesi günü yine okula gitmiştik. Artık okula giderken Asya Asel de bize katılıyordu. Onu tanıdıkça onun çok daha sevecen, iyi kalpli biri olduğunu anlaşmıştık.

   Bu aralar okulumuzdaki yeni konu ise kulüp seçimiydi. Dün seçimler başlamıştı. Ben kütüphanecilik kulübünü seçmiştim, adımı yazdırmıştım bile. Bu kulüpte kütüphanede istediğimiz kadar kitap okuyacak, kütüphanenin düzeni ile ilgilenecek, bazı zamanlar kitaplar hakkında bilgi yarışı yapacak, okuldaki diğer öğrencilere kitapları sevdirmeye çalışacak ve eğer istersek biz de yazı çalışmaları yapabilecektik. Hayallerimin kulübü diyebilirim. Ben kulübümü seçmiştim ama Estella ve Asya Asel emin değildi. Estella kulüp başkanları ile konuşmuştu ama hala kararsızdı. Asya Asel de büyük ihtimal sanat dalından birini seçecekti, sadece emin olmak istiyordu. Okula vardığımızda dersin başlamasına az bir vakit vardı. Hemen yerlerimize geçtik ve dersin başlamasını beklemeye başladık.
_______________________

   Öğle teneffüsüne girince Estella'ya doğru döndüm. "Kulübüne karar verdin mi?" dedim. "Hala emin değilim. Neye ilgim olduğunu, hangi kulüpte daha mutlu olacağımı asla kestiremiyorum." dedi. Aslında müzik kulübünü seçebilirdi. Hiç yeteneği olmadığını söylerdi ama güzel bir müzik zevki ve müzik kulağı olduğunu düşünüyordum. Sesi de fena değildi. "Bence müzik kulübünü seçebilirsin, tüm kulüpler arasında sana en yakın olan o." dedim.
Bana inanmaz gözlerle bakıyordu. "Hiç sanmıyorum Estella. Kulüp seçmek istiyorum, bana habire laf sokacak bir gıcıkla uğraşmak değil." Bahsettiği kişi kimdi acaba? Üstüne gitmek istemedim, kalkıp kütüphane gittim.

   Yakında kulüp etkinlikleri başlayacaktı. Bu yüzden sınıflarda ufaktan hazırlıklar yapılıyordu. Ben de bir kitap seçip kenara geçtim ve okumaya başladım. Polisiye bir kitap seçmiştim. İlgimi çeken her türden kitabı okusam da, polisiye kitaplarına ayrı bir ilgim vardı. Kitaptaki kaos ortamı, işlenen bir cinayetin insanlara verdiği gerilim, katilin kim olduğuna dair teoriler, katili olaya iten sebepler... Bunların hepsi beni polisiye türüne çekiyordu. Ben kitaba kendimi kaptırmış, her sayfayı ayrı bir heyecanla okurken birden karşımdaki sandalye çekildi. Çıkan ses yüzünden bir anlığına korktuğum için yerimden sıçramıştım. Karşımda yine onu gördüm, dünkü yaptığımdan sonra onu bu kadar mutlu görmeyi beklemiyordum. "Yine kitap mı okuyorsun, bakalım ne okuyorsun?" deyip önümdeki kitabı çekti bir anda. Yine beni sinir etmişti. Kaldığım yeri kaybedecektim onun yüzünden. "Ne oldu, kitaplara olan ilgin mi arttı?" dedim ve elindeki kitabı çektim. Bana bakıp tekrardan gülmeye başladı. "Evet, artık kütüphanecilik kulübünde olduğuma göre biraz kitap okumam iyi olur diye düşündüm, kötü mü ettim?" diye sordu. Çok şaşırmıştım. Kitaplarla ilgisi olmayan bu adam cidden benim için mi bu kulübe gelmişti. Dünkü aklıma takılan 'her şeyi yapabilirim' sözü geldi aklıma. Neler yapabileceğini yavaştan göstermeye başlamıştı. "Hayır, aksine kitaplara ilginin artması beni mutlu eder. Eğer öneri istersen danışman orada." diyerek ona danışmanın yerini gösterdim. O da kafasını sallayıp kalktı ve kitapların arasında dolaşmaya başladı. Ama gözlerinin kitaplarda değil de bende olduğunu hissediyordum. Tüm dikkatimi dağıtmıştı. Kitaba odaklanamıyordum. Ayağa kalktım ve danışmana gidip okumaya başladığım kitabı not ettirdim, yurtta bitirirdim.

   Tam çıkacakken Damon yanıma geldi. "Tamam kabul ediyorum, kulübe senin için geldim. Fakat senin dikkatini bu kadar çeken kitapları ben de merak ediyorum. Gerçekten kitap okumak istiyorum ama nereden başlayacağım bilmiyorum. Danışmana gitmek istemiyorum, senin zevkine daha çok güveniyorum. Bana önerir misin?" Bana masum bakışlar atıyordu, sanırım gerçekten merak etmişti. Beni hassas noktamdan vurmuştu ayrıca. Kitap önerisi isteyen birine karşı asla hayır diyemezdim. Oturup ona saatlerce kitapları anlatabilirdim. İsteğini kabul ettim ve sordum. "Ne tür bir kitap istersin?" "Bana fark etmez, ergen aşk hikayeleri olmadığı sürece sorun yok." dedi. Aynı şeyi bana proje yaptığımız zaman Perla da söylemişti. Kardeşlerin ortak bir noktasını bulmuştum sonunda. Onun dediğinden sonra biraz düşündüm. Birçok kitap gelmişti aklıma, ardından aklıma gelen kitapla sevindim. "Bana polisiyeyi sevdiren bir seri önereceğim sana." dedim. Danışmanın yanına gidip o serinin yerini sordum ve yerini öğrenince kitapların arasından geçip Damon'ı bekledim. Heyecanlanmış gibiydi, hangi kitabı önereceğimi merak ediyor olmalıydı. Ona elimle "Jane Casey'in Maeve Kerrigan" serisini gösterdim. Yavaşça kitaplara yaklaştı ve birini eline aldı. "Elinde tuttuğun serinin ilk kitabı, diğerleri de sırayla buraya dizilmiş. Sen oku istersen ben sınıfa geçiyorum." dedim. Bana tamam anlamında kafasını sallamıştı. Açıkçası okumasını beklemiyordum ama okursa kendisi bir şeyler kazanırdı.

   Sınıfa çıktığımda dersin başlamasına az kalmıştı. Asya Asel ve Estella ile konuştum. Asya Asel sinema kulübüne karar vermişti. Laf arasında Lee Seong'un da o kulübü seçtiğini söylemişti. Sanırım o kulübü seçmesinin tek nedeni sinemaya olan ilgisi değildi. Estella ise hala kararsızdı. "Akşam birini seçip yarın söylerim artık, keşke tam anlamıyla beni kendine çeken bir alan olsaydı. Kararsız olmaktan hiç hoşlanmıyorum." dedi. Bir süre sonra hocamız geldi. İngiliz Dili ve Edebiyatı dersini işleyecektik, sevdiğim bir dersti. Hızlıca geçmişti benim için. Teneffüste Estella son bir kez daha kulüpleri incelemek için kulüp sınıflarına göz atmaya giderken Asya Asel ise bir şeyler atıştırmak için kafeteryaya inmişti. Sınıf biraz gürültülüydü, kitabı okuyamazdım burada. Tekrar kütüphaneye inmeye karar verdim.

   Kütüphaneye giderken tanıdık öğrencilerle ayak üstü muhabbet ettim. Bir ara Perla'yı da görür gibi oldum, düşünceli duruyordu. Kütüphaneye vardığımda ise hiç beklemediğim bir manzara ile karşılaşmıştım. Damon masalardan birine yerleşmiş ve ona önerdiğim kitabı okuyordu. Şimdiden baya okumuştu, bu kadar okuduğuna göre derse girmemişti. Onu bir kitaba odaklanmış görmek beni garip hissettirmişti. Kapıda kalmıştım, kütüphaneye geliş amacımı unutmuş gibiydim. Bir süre sadece onu izledim, danışmanın arada bana bakış attığını hissediyordum. Kapıda dikilmem ona garip gelmiş olmalıydı. Ona baktığımı fark etmiş olmalıydı ki kitaptan kafasını kaldırdı ve beni görünce gülümsedi. Ben de ona karşılık verdim. Karşısına oturdum. "Nasıl, beğendin mi?" dedim. "Açıkçası bunu söylediğime ben de şaşırıyorum ama evet, gerçekten beğendim." dedi. Teneffüs boyunca kitaplardan konuşmuştuk. Ona başka kitaplar da önermiştim. Zil çaldığında onunla vedalaşıp sınıfa döndüm.

   Derslerin geri kalanı sıkıcı olsa da bir şekilde geçmişti. Yurta geri dönüş yolunda Estella ve Asya Asel ile bolca konuşmuştuk yine. Asya Asel bize Türkiye'den bahsetmişti biraz. Polisiye kitaplarına olan sevgimi öğrenince "Ahmet Ümit'in Komiser Nevzat" serisini önerdi bana. Eğer çevirisini bulursam okuyacaktım. Okulda birçok kişiyle tanışsam da bu iki kızın yeri ben de ayrıydı. Estella zaten kardeşimdi. Asya Asel ise başta kötü bir olayla tanışmamıza rağmen iyi kalpli olduğunu anladığımız bir kişi ve grubumuzun yeni üyesiydi. Onlarla konuşurken aklıma bugün gördüğüm Perla takıldı. Birkaç gündür onu üzgün ve sinirli görüyordum. Onu ilk tanıdığımda böyle değildi. Cody ile aralarında ne olmuştu acaba? Düşündükçe başka şeyler de takılıyordu aklıma. Mesela neden Perla ve Damon'ın arası açıktı? Alex, Damon ve Perla arasında da bir soğukluk sezmiştim. İnsanlar da Alex'ten uzak duruyordu. Acaba Damon ve Perla ile aralarında olanlar mı insanları Alex'ten uzaklaştırmıştı? Birden bu sorular niye aklıma doluşmuştu bilmiyorum. Belki de bu kadar meraklı olmamalıydım. Fakat bu okul ne kadar övülse de insanlar birbirlerine ne kadar sıcak davransa da bazı insanlar arasında saklanan soğukluklar vardı. Bu soğukluklar neden saklanıyordu?

   Bunları düşünürken yurta gelmiş hatta uyumak için yatağa girmiştim. Uykuya dalmadan önce aklımda kalan son soru ise 'Damon' ın bu olaylardaki yeri neresi?' olmuştu.

Maidstone AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin