Chapter 25

3 2 0
                                    

Son zamanlarda Damon ile Alison'un arası düzelmişti. Seong 'un iyi olacak demesinden sonra düzeleceğine emindim zaten. Buluşmaya bile gitmişlerdi. Estella ise biraz belirsizdi. Artık tamamen sırdaş dost olmuştuk ama onu tanımakta ve anlamakta zorluk çekiyorum. Ama onun sayesinde kavga sebebini öğrenmiştik. Alex' in hakkında dedikodu yapmış gibi olmuştuk ama onun bu tavırlarının ve geçmişte yaptıklarının bir sebebi olduğunu düşünüyorum. Genel olarak her kötü davranışın ardında geçmişte kalmış bir tranva bulunur aslında bu yüzden acımıştım ve sebebini merak etmiştim. Bir kaç günümüz güzel şeylerin yanı sıra bizi düşündüren ve sebebini merak ettiğimiz bazı olaylarlarla geçmişti. Geçen günlerde de okul klüpleri etkinliklerine başlamıştı. Seong ile kaynaşma partisindeki görüntüleri okul sitesine yüklemek için düzenlemeye başlamıştık. Bunları yaparken Damon ve Perla da bize yardım etmişti. Perla hala bana uzak olsada Damon, Seong ile olan arkadaşlıklarından dolayı bana iyi davranıyordu. Aynı zamanda Alison ile arkadaş olduğumuzuda bildiğinden olabilir. Videoyu hazırladıktan sonra Damon ve Perla bizi yalnız bıraktı. "Seni çok özledim." dedim ve hemen sarıldım. O da karşılık verdi. "Bu arada kavganın sebebini öğrendin mi?" diye ekledim. Bildiklerimi anlatmicaktım ama bilip bilmediğini merak etmiştim. "Aslında bizim çocuklar bazı olaylardan dolayı Alex'i pek sevmiyor bu yüzden laf atılmış olabilir ama emin değilim." dedi. Tam olarak öyle değildi ama anlamış gibi kafamı salladım. "Hadi şimdi boşver bunları işimiz bitti. Yarın müdüre gösteririz. Ne yapmak istersin?" dedi. "Beraber dizi izleyelim mi? Sen aşşağı in bende hemen gelicem." dedim. Biraz sakince onunla olmak bana iyi gelicekti. Son zamanlarda ona ailemden de bahsetmem beni huzursuz etmişti. "Acele et bekliyorum." dedi. Hemen yanından ayrıldım. Amacım beraber içeceğimiz bişeyler almaktı. Hemen kafeteryaya gittim. Kendime Icetea onada kola aldım yanına da geçen onu yerken gördüğüm bazı atıştırmalıklardan aldım. Bahçeye çıktım buluşma yerimize gittim. Daha gelmemişti. Benden önce gelmesini bekliyordum. Etrafa bakındım ama göremedim. Etrafı dolanmaya başladım o sırada elinde poşetle gelirken gördüm. "Ama fikrimi çalmışsın." dedi. "Önce ben gitmiştim. (güldüm) Artık 4 kişilik yiyeceğimiz var." dedim. "Olsun artanı sen sonra yersin." "Sen evde yersin asıl odam abur cubur dolu." dedim ve yere bez serip oturdum. Telefonunu çıkardı. "Ne izliyceğimize karar vermedik. İstersen oyun oynayalım." dedi ve telefonundan bir uygulama açtı. Anladığım kadar sorular vardı ve kişi kendine çıkan soruyu itirazsız cevap vermek zorunda ve vermek istemesse cezayı karşıdaki kişi karar veriyordu. "Güzele benziyor." dedim ve sırayla soruları cevaplamaya başladık. Genelde aşk, aile ve genel sorular vardı. "Şu ana kadar kaç kişiyle çıktın?" diye sordum. Aslında bunu o kadar merak etmiyordum ama soruları ben seçemiyorum. "Hiç." dedi. "Sanırım ilk ve tek, özel bir insan olcaksın." diye ekledi. Duycağım şeyden korkuyordum ne yalan söyliyim. Eğer fazla derse kendimi sebepsizce mutsuz hissederdim. Sen diye sordu bana ama diycek bişey bulamadım birşeyler geveledim sonra "Aslında sen benim ilk arkadaşım, ilk sevdiğim kişisin. Daha önce kimseyle bu kadar konuşmamıştım." dedim. Kendimi acındırırmış gibi konuşmuştum ve hiç hoşuma gitmemişti. Ama onun beni anliyacağını biliyorum. İkimizde durup dururken eskiye dalmıştık. Bizi Seong 'un arkadaşları kendimize getirmişti. Damon da aralarındaydı. Bana selam verip Seong' a" Sabahtan beri seni arıyoruz. Asya ile olduğunu deseydin ya rahat bırakırdık. Neyse, artık sizi nerde bulucağımızı biliyoruz. Bizi ekmenide unutmicaz, yazdım bunu. Hadi biz sizi baş başa bırakalım. "dedi arkasını döndü. Seong bişey dememişti sadece ona gülüp dalga geçmişti. Bende alaya almıştım. Ama onlar gidince ikimizde durmamıştık. Duygusallığımız bir kenarda biz bir kenarda kalmıştık. O yüzden biraz daha sohbet edip kalktık. Yiyecekleri ona verdim ve ona hala yemek sözüm olduğumu söyledim. Geçen gün mutfak savaşları başlatmıştık çünkü. Gerçi nerde yapabilceğimi pek bilmiyorum onların klübelerini de buluşma yerimize çeviremezdik. Belki evine davet ederdi ben bu sayede evini görmüş olurdum. Çok merak ediyordum açıkçası çok düzenli ve temiz olduğunu biliyordum ama insanlarının evlerinin iç dünyalarını yansıttığını düşünürüm. Düzenleri eşyaları renkler onların ruhlarından bir parça gibidir. Herkez buna katılmasada benim yıllarca inandığım bişey bu.Ben yine başka şeylere dalmışken çoktan dış kapıya kadar gelmiştik. Onunla vedalaşıp kızların yanına döndüm. Akşam yemeğinden sonrada onların odasında buluştuk. Olanları anlattım. Damon dan bahsedince Allison'un gözlerinin içi gülüyordu. Perla'dan da bahsettim. Allison onunla projede çalıştığını aslında iyi biri olduğunu söyledi. Hala bana karşı soğuk olmasının sebebi arkadaş edinmek istememesi diye düşündüm. Ama ne olursa olsun sonunda onunlada iyi anlaşıcağımızı hissediyorum . Zaten hayatımın en güzel zamanları en iyi günleri bu okulda geçicek gibi. Hatta okulumdan mezun olunca (ki inşallah bunu başarabilirim.) yurt dışında yaşamaya başlamak istiyordum. Bunu ailemden kaçmak için mi yoksa Seong 'a yakın olmak için mi düşünüyorum bilmiyorım. Ama ailemin onlardan uzak olduğum sürece buna takıcaklarını hiç düşünmüyorum. Kendi kendime "İşte şimdi gerçek kararlar alma vakti yaklaşıyor. Hayatın gerçek yüzünü görüyoruz." diyerek söylenmeye başlamıştım. Şaka yada gerçek artık büyümüştüm ve tamamen yalnızdım.

Maidstone AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin