Perla'nın ağzından
"Sen de benimle gelsene. Kafanı dağıtmış olursun," dedim telefondaki Nina'ya. "Biraz evde kalsam iyi olur. Keyfim yok, zaten dikkatim dağılır çalışamam," diye cevap verdi.
Liam ile konuştukları günden sonra ayrılmışlardı. İkisi için de üzücü bir durum olsa da anlaşamıyorlarsa devam edip birbirlerini daha çok üzmenin anlamı yoktu. Yalnız kalmak istediğini düşündüğümden kütüphaneye gelmesi için ısrar etmedim ve telefonu kapattım.
Sırtıma çantamı taktıktan sonra 7/24 açık olan şehir kütüphanesine gitmek için taksiye bindim. Sınavlar bittikten sonra dinlenmek için derslere biraz ara vermiştim fakat bu ara fazla uzamıştı. Ben de evde konsantrasyonumun bozulmaması için kütüphanede çalışmanın daha iyi olacağını düşünmüştüm.
Kütüphaneye vardıktan sonra taksi ücretini ödeyip içeri girdim. Danışman beni gördüğü zaman gülümsedi. Ben de ona karşılık verdim. Buraya bir aralar çok sık geldiğim için beni tanıyordu. Sessizce sohbet ettikten sonra ders çalışmam gerektiğini söyleyip yanından ayrıldım ve kendime boş masa aramaya başladım.
Akşam saatleri olduğu için çoğu masa doluydu o yüzden en arkadaki masalara ilerdim. Gözüm yanaklarını iki avcunun arasına almış düşünceli bir şekilde önündeki kitaba bakan çocuğa çarptı. Onu görünce gülerek yanına gittim ve omzunu dürttüm. O kadar dalmıştı ki ona dokununca ürkmüştü ve hızla yüzüme dönmüştü.
"Selam," dediğimde karşılık verdi ve karşısındaki sandalyeyi göstererek "Otursana," dedi. Sandalyeyi sessizce çekip oturdum. Nasıl olduğunu sorduğumda pek bir değişiklik olmadığını söylemişti. Ne yaptığını sorduğumda önündeki edebiyat kitabını işaret etti. "Koç kaptanlığı başka birisine kaptırmamam için edebiyat notumu yükseltmemi söyledi. Ne alakaysa..." dedi önündeki kitabı ittirerek.
Kitabı önüme çektim. İncelediğim zaman yanlış kitabı aldığını fark ettim ve gülerek ona bakmaya başladım. "O kadar dalgınsın ki seneye göreceğimiz konularla ilgili bir kitap seçmişsin," dedim.
Kaşlarını çatarak kitaba doğru eğildi ve haklı olduğumu fark etti. Eliyle yüzünü sıvazladı ve kitabı değiştirmek için ayaklandı. Onu durdurdum ve "Ben de kitap alacağım şimdi. Doğrusunu alır gelirim. O sırada sen de kafanı topla biraz," dedim ve masadaki kitabı alıp konu anlatım kitaplarının olduğu bölüme gittim. Kitabı yerine koyduktan sonra doğru olan kitabı bulup bana lazım olanı aramaya başladım.
Beş dakikadır tüm kitaplığa dikkatlice bakmıştım ama istediğim kitabı bir türlü bulamıyordum. Pes ederek Liam'ın yanına gittim. Bu sefer tek başına oturmuyordu. Yanında Cody de vardı. Hızla yanlarına ilerleyip kitabı Liam'ın önüne koydum. İkisi de kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Liam teşekkür edip kitabın sayfalarını karıştırmaya başlamıştı. Ben de Cody'nin arkasından dolanıp sandalyeme oturdum ve ona selam verdim. O da gülümseyip selam verdikten sonra önündeki kitap dikkatimi çekti. Bu aradığım kitaptı.
"Sen de mi ileri fizik çalışacaktın," dedim kaşlarımı kaldırıp. Kafasını salladı sonra da "Hangi konuları çalışacaksın?" diye sordu. "Sığa ve Dielektrikler," diye cevapladım. Konunun olduğu sayfayı açtı ve kitabı ikimizin ortasına koydu.
Hepimiz pür dikkat çalışmaya başlamıştık fakat Liam yüzünden sürekli dikkatim dağılıyordu. İkide bir oflayıp duruyordu. En sonunda dayanamayıp "Yine ne oldu?" diye sordum. Masaya eğilerek yaklaştı. "Bizim bu konuları işlediğimizden emin misin sen?"
"Ciddi olamazsın. Dersi hiç mi dinlemedin? Bir de ilk konulardan başlamışsın. Neyi anlamadın?" diye sorduğumda ensesini kaşıdı ve "Hiçbir şey... Okudum her şey uçup gidiyor," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maidstone Academy
Teen FictionFarklı ülkelerden gelen yüzlerce öğrencinin buluştuğu, İngiltere'de bulunan ve uluslararası bir akademi olan "Maidstone Akademisi''nde geçen bu hikayemizde 4 tane ana karakter vardır. 4 ana karakter 4 farklı kişi tarafından kaleme alınıyor ve farklı...